Asliye Hukuk Mahkemesi ise davanın icra takibine vaki itirazın iptali ile birlikte tahliye ve alacak istemine ilişkin olduğu, dava sırasındaki tahliye istemine yönelik feragatın görevli mahkemeyi değiştirmeyeceği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, dava icra takibine vaki itirazın iptali ile birlikte tahliye ve alacağının tahsiline ilişkindir. Her ne kadar dava sırasında tahliye isteminden vazgeçilmiş ise de, dava kira alacağı ile birlikte tahliye istemiyle açılmıştır. HMUK’nun değişik 8. maddesinin 2. fıkrasının 1 no’lu bendi gereğince kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi veya tespit davaları ve bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı davaları değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde görülür.Bu durumda mahkemece,davacının dava açarken tahliye isteği de bulunduğundan davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 10/07/2013 NUMARASI : 2012/399-2013/336 Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyanın incelenmesinden davalı vekiline Dairemizin noksan ikmaline dair ilamının tebliğ edilerek ve bu tebligat zarfı üzerine yazılı şerh ile vekaletname veya yetki belgesi örneğinin dosyaya ibrazı istenilmiş ise de, yerel Mahkemenin 11.03.2015 tarihli muhtırasının davalı vekiline tebliğ edilmediği anlaşılmakla işbu muhtıranın tebliği için dava dosyasının yeniden mahal Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 30.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı borçlunun itirazı üzerine, takip durmuş, davacı kiralayan Sulh Hukuk Mahkemesine başvurarak itirazın iptali ve temerrüt nedeni ile tahliye isteminde bulunmuştur. Davalı kiracı icra takibindeki itirazında, davacı ile aralarında yapılan herhangi bir kira sözleşmesi bulunmadığını, taşınmazda miras hissesine istinaden oturduğunu ileri sürmüş davacı ... 7. İcra Müdürlüğünde davalıya karşı yaptığı 2008/7165 esas sayılı icra takip dosyasını ve tahliye taahhüdünü kanıt olarak dosyasına sunmuştur. Davacı davasını, itirazın iptali ve temerrüt nedeni ile tahliye istemi olarak açmıştır. Mahkeme, davada yanlış değerlendirme yaparak kira alacağı için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve temerrüt nedeni ile tahliye istemi yerine, tahliye taahhüdü nedeni ile davanın reddine karar vermiştir....
Borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, 31.890,94 TL bakiye borç bulunduğuna dair muhtıradaki miktarın fazla olduğu belirterek iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece, şikayetin kabulü bakiye borç muhtırasının iptaline karar verildiği görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali ve tahliye Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali ve tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, tahliye taahhüdüne dayanılarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının 15.10.2012 tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, davalı kiracının 3.12.2012 tanzim ve 15.10.2014 tahliye tarihli tahliye taahhüdü verdiğini, davalı hakkında tahliye taahhüdüne dayalı olarak başlatılan icra takibine davalının itirazının haksız olduğunu belirterek itirazın iptali ile kiralananın tahliyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece kira bedellerinin tam olarak süresinde ödenmemesi sebebiyle itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmiş, tahliye istemi hakkında bir karar verilmemiştir. Bu durumda tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi sebebiyle kiralananın tahliyesi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözönünde bulundurulmadan yazılı şekilde sadece itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle tahliye hakkında bir karar verilmemesi nedeniyle hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 3.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı, İİK’nun 272.maddesi gereğince tahliye istekli olarak başlatmış olduğu icra takibi nedeniyle düzenlenen tahliye emrine davalı borçlunun yasal süresinde itiraz etmesi üzerine davacı genel mahkemeye( sulh mahkemesi) başvurarak itirazın iptali,takibin devamı ve tahliye isteminde bulunmuştur.Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi üzerine hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; şikayet dilekçesindeki beyanları tekrar etmekle birlikte, İİK'nın 40. maddesi hükmüne göre alacaklının hiç veya o kadar borcu olmadığının kesin bir ilamla tahakkuk etmesi gerektiğini, oysa olayda görevsizlik kararı verildiğini ve bu kararın borçlunun borçlu olmadığını göstermeyeceğini, kurum tarafından taşınmaza el atılmaya devam edildiği gibi kamulaştırma cihetine de gidilmediğini, davanın görüleceği yargı yeri bakımından belirsizlik olduğundan davanın açılamadığını, yönetmelik iptali davasının ise devam ettiğini, dolayısıyla iadeye ilişkin muhtıranın dayanağının bulunmadığını, muhtıranın iptali gerekirken davanın reddine ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmişler, ek istinaf dilekçesinde ise İstanbul Bam. 22. H.D.nin 18.12.2020 tarih, 2020/664 Esas, 2020/2923 Karar sayılı ilamına dayanmışlardır....
Hukuk Dairesinin esastan red karar tarihinin dosyada infaz tarihi olarak ele alınması gerektiğini beyanla, şikayetin kabulü ile 09/01/2020 tarihli bakiye borç muhtırasının iptalini istemiştir. YANIT : Davalı vekili 01/10/2020 tarihli duruşmada bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, İİK'nın 36/son maddesine göre davanın esastan reddi ya da onama halinde ödemeye karar verildiğini, o zamana kadar mehil vesikasının geçerli bulunduğunu, karar fiilen kesinleşmediğinden ferilerinin de devam ettiğini, bu nedenle bilirkişinin bu yöndeki tespitine katılmadıklarını, mahkeme aksi kanaatte ise nemalandırılan paranın nemasının alacaklıya ödenmesi gerektiğini bildirmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda şikayetin kabulü ile 09/01/2020 tarihli borç muhtırasının iptaline karar verilmiştir....
GEREKÇE: Uyuşmazlık, bakiye borç muhtırasının iptali talebine ilişkindir. Hatay İcra Dairesinin 2010/6045 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklılar T5 İlknur Yüksel, T6 T3 tarafından borçlu Taş Yapı İnşaat T1 Hakkında 21/07/2010 tarihinde ilamların icrası yoluyla 186.588,18 TL'nin tahsili için takip başlatıldığı, 15/06/2015 tarihinde dosya kapak hesabı yapıldığı, 22/06/2015 tarihli bakiye borç muhtırası ile borçludan dosya hesabına göre dosya alacaklısına olan bakiye dosya borcunun 184.501,98 TL olduğu belirtilerek ödenmesinin talep edildiği, 01/07/2015 tarihinde muhtıranın borçluya tebliğ edildiği, 02/07/2015 tarihinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır....