Uyuşmazlık, İcra Müdürlüğünün 24/09/2020 tarihli tahliyeye ilişkin muhtırasının iptaline yöneliktir. Ankara 11....
Sayılı dosyasında tahliye muhtırasının iptali için dava açıldığını, 11.02.2014 tarihinde verilen kararla şikayetin durdurulmasına, 14.01.2014 tarihli muhtıranın iptaline karar verildiğini, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 2014/13970 E ve 2015/19339 kararı ile bozulduğunu, karar tashihi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 2016/3809 E ve 2016/17318 K. Bozma ilamının kaldırılmasına kararı verildiği, Erdek İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/25 D.iş sayılı dosyasında taşınmazın tahliyesine kararı verildiği, Bursa BAM 6. HD'nin 2018/318 E-2018/360 K. Sayılı hükmü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına kararı verildiği, Yargıtay 12 HD'nin 2018/10441 E-2019/14431 K. Sayılı ilamı ile onandığını, Erdek SHM 2018/221 E. Sayılı dosyasında davanın reddine karar verildiği, Erdek ASHM 2017/385 E. Sayılı dosyasında taşınmazdaki elatmanın önlenmesine ilişkin dava bulunduğunu, Erdek ASHM 2009/246 E-2011/225 K....
KARAR Borçlu vekili, takip dayanağı ilamın Yargıtayca bozulup bozma sonrası yeni karar verildiğini, hesaplama yapılırken ilk karardaki tarihlerin esas alındığını ve müvekkil Kurumun harçtan muaf olmasına rağmen harç kesildiğini, İcra Müdürlüğü'nce gönderilen muhtırada yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu belirterek muhtıranın iptali talep edilmiştir. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda “Şikayetin kabulü ile; 30/12/2014 tarihi itibari ile borçlunun sorumlu olduğu miktarın 5.014.685,38 TL olduğunun tespitine, İcra dairesi tarafından davacı Kuruma gönderilen 30/12/2014 tarihli borç muhtırasının 152.270,33 TL yönünden iptaline,” karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre alacaklının temyiz itirazlarının REDDİNE; 2-Borçlunun temyiz itirazlarına gelince; Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından başlatılan kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminata ilişkin ilamlı icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; talep edilen faizin yüksek hesaplandığını, vekalet ücreti ve harcın maktu olması gerekirken nispi olarak belirlendiğini bu nedenle 08.04.2021 bakiye borç muhtırasının iptali talebinde bulunduğu...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlu aleyhine 2009, 2010, 2011 yıllarına ait ödenmeyen aidat borcuna dayalı genel haciz yolu ile ilamsız takipte dosya borcunun 784,09 TL fazla hesaplandığı fazla hesaplanan miktar üzerinen banka hesapları üzerine konan haczin kaldırılmasını, itirazın iptali davasında hükmedilen alacak kalemleri için örnek 4-5 icra emri yerine muhtıra gönderilmesi işlemlerinin iptalini talep ettiği, mahkemece icra müdürlüğünün 01.09.2015 tarihli dosya hesabının, borç muhtırasının iptaline ve ... ilçesi banka şubelerindeki alacakları üzerine...
İcra Müdürlüğünün 2005/8916 E. sayılı takip dosyasındaki alacağı ile takas-mahsup etmek suretiyle ödediklerini beyanla itfa itirazında bulunarak taraflarına gönderilen bakiye borç muhtırasının iptali talebinde bulunduğu, mahkemece; yasal 7 günlük süresi içerisinde başvurulmadığı gerekçesiyle şikayetin süreden reddine karar verildiği görülmüştür. İİK'nun 33/2. maddesinin ilk cümlesi uyarınca, "icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir.” Bu düzenlemeye göre, icra emri tebliğinden sonraki döneme dair ödeme itirazlarının süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilmesi mümkündür. O halde mahkemece, borçlunun takas-mahsup iddiası değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken şikayetin süreden reddi isabetsizdir....
K A R A R Borçlu vekilinin, 06.04.2015 tarihli ve 12.201,23 TL miktarlı borç muhtırasının iptaline karar verilmesi talebinde bulunduğu, Mahkemece talebin reddine karar verildiği, iş bu kararın borçlu vekilince temyiz edilmesi üzerine şikayete konu değerin kesinlik sınırını geçmediğinden temyiz talebinin reddedildiği, bu defa borçlu vekilinin temyiz talebinin reddine ilişkin ek kararı temyiz ettiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 4949 Sayılı Kanunla değiştirilen 363/1. maddesinin son cümlesindeki kesinlik sınırının aynı kanunun ek 1. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 01.01.2015 tarihinden itibaren artırılan miktarı dikkate alındığında iptali istenen muhtırada talep edilen miktarın 5.980,00 TL'nin üzerinde olduğu görülmektedir....
Somut olayda, İcra Müdürlüğü tarafından düzenlen bakiye borç muhtırasının fazla olduğu, faiz oranlarının ilama aykırı uygulandığı gerekçesi ile şikayet başvurusunda bunulduğu halde Mahkemece, İcra Müdürlüğü işlemi, Yargıtay denetimine açık bir şekilde denetlenmeden, şikayete konu muhtıradaki miktara aynen hükmedildiği anlaşılmaktadır., Mahkemece, bakiye borç muhtırasının gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle denetimi sağlanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunabileceğine, 31.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Sigorta A.Ş. vekili, dayanak ilamda diğer davalılardan farklı olarak sigorta şirketinin asıl alacak yönünden dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olduğu, manevi tazminat yönünden ise aleyhlerine herhangi bir hüküm kurulmadığını, icra emri doğrultusunda hesaplanan bedelin 08/05/2014 tarihinde icra dosyasına ödenerek dosya borcunun kapatılmasına ve takipte sorumlu tutulan kalemlerin açıklamalar kısmında izah edilmesine rağmen muhtıra gönderilirken bu hususların dikkate alınmadığını belirterek borç muhtırasının iptalini talep etmiştir Mahkemece, borçlu vekiline bakiye borç muhtırasının 03.06.2014 tarihinde tebliğ edildiği, muhtıraya ilişkin şikayetin İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca tebliğden itibaren 7 gün içinde yapılması gerektiği, ancak davacı vekili tarafından şikayetin 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra 19.09.2014 tarihinde yapıldığı gerekçeleriyle şikayetin süre aşımından reddine karar verilmiştir....
sinin kabul edildiği ve arta kalan kısmına itiraz ettiği ve icra müdürlüğü tarafından kısmi itirazın kabulüne karar verildiği, ancak şikayete konu borç muhtırasının takip talepnamesinde istenen miktar üzerinden ve borçlu tarafından yapılan kısmi itirazın da dikkate alınmadan hesap edildiği anlaşılmıştır. Borç muhtırasının hesap edilmesinde, takipte borçlu hakkında devam edilen miktar yönünden hesabın yapılması gerekmekte olup, itiraz edilen kısmın, itirazın hükümden düşürülmediği müddetçe borç miktarının hesabına katılmaması gerekmektedir. O halde mahkemece, borçlu tarafın itirazının kısmi itiraz mahiyetinde olduğundan ve borcun kabul edilen 138.422,06 TL ve fer'ileri ile birlikte hesap edilerek oluşacak miktar üzerinden muhtıra çıkartılması bu nedenle de mahkemece muhtıranın kısmen iptal edilmesi gerekir iken borçlu tarafından borcun kabul edilen miktarı gözönüne alınmadan muhtıranın tümüyle iptaline karar verilmesi isabetsizdir....