Dava, itirazın iptali ve temerrüt nedeniyle tahliye istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile itirazın kısmen iptaline ve tahliyeye karar verilmesi üzerine karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 01/11/2011 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı tarafından 29/01/2014 tarihinde başlatılan icra takibinde Ekim 2013 ila Ocak 2014 arası 9.560 TL kira ile Aralık 2013 ayına ilişkin 275 TL aidat toplamı 9.835 TL asıl alacak ve 147 TL işlemiş faizi ile birlikte tahsili ve tahliye istenmiştir. Ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu tarafından sunulan itiraz dilekçesinde borca itiraz edilmiştir. İtirazın iptali ve tahliye istemi ile açılan davada davacı, davalının aidat borcu bulunmadığını, davalının davadan sonra bir takım ödemeler yaptığını ancak hala borçlu bulunduğunu beyanla itirazın iptali ve tahliyeye karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibine davalı borçlunun süresinde itiraz etmeyerek takibin kesinleşmesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesinden kiralananın tahliyesi isteminde bulunmuş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davaya dayanak yapılan icra dosyasında, icra müdürlüğünce düzenlenen örnek 13 nolu ödeme emrinde 30 günlük borcun ödenmesine ilişkin sürenin 7 gün olarak yazıldığı görülmektedir. İİK.nun 269/1. madde göndermesiyle olayımızda uygulanması gereken Türk Borçlar Kanunu'nun 315. maddesinde yer alan otuz günlük ödeme süresinin ödeme emrinde açıkça yazılması zorunlu olup, yasaya uygun olarak düzenlenmeyen ödeme emri hukuki sonuç doğurmaz. Hukuki sonuç doğurmayan ödeme emrine bağlı olarak tahliye kararı verilemeyeceğinden istemin reddine karar vermek gerekirken, tahliye kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
ın temyiz itirazlarına gelince; Davacı alacaklı tarafından davalı borçlular hakkında başlatılan haciz ve tahliye talepli icra takibinde 15.03.2010 başlangıç tarihli 4 yıl süreli kira sözleşmesine dayanılarak ödenmeyen 2013 yılının nisan ayı kira bedeli olan 1500-TL nin tahsili istenmiştir. Davacı alacaklı tarafından takip dayanağı yapılan kira sözleşmesinde davalılardan ...'ın sözleşmeyi kefil olarak imzaladığı anlaşılmıştır. Her ne kadar süresinde ödeme emrine itiraz etmeyerek icra takibi alacak yönünden kesinleşmiş ise de; kefil hakkında tahliye kararı verilemeyeceğinden kefil hakkındaki tahliye talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenlerle bozulmalıdır....
KARAR Davacı kiralayan, davalı kiracı hakkında ödenmeyen kira parası nedeniyle icra takibi yapıldığını, ihtarlı ödeme emrine itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiğini ve ödeme yapılmadığını ileri sürerek kiralananın temerrüt nedeniyle tahliyesini istemiştir. Mahkemece davacı tarafından davalı aleyhine kira bedellerinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenmiş olan örnek 1 nolu takip talepnamesi ile haciz talebinde bulunulduğu, takip talepnamesinde açık bir tahliye isteminin olmadığı gerekçesiyle tahliye isteminin reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen icra takibi sebebiyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Davacının yaptığı icra takibinin takip talepnamesinde takip yollarının bulunduğu 9. sütunda haciz isteminin yanında tahliye istemi de bulunmaktadır....
Davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçlunun itiraz etmesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması, takibin devamı,icra tazminatı ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece, tahliye isteminin reddine, itirazın kaldırılmasına, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesi üzerine, karar davalı tarafından alacağa yönelik olarak temyiz edilmiştir. İİK'nun 62/1. maddesi gereğince borçlu ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde itiraz etmelidir. Aynı Yasanın 66/1. maddesi gereğince süresi içinde yapılan itiraz icra takibini kendiliğinden durdurur. İtiraz ile duran takibe devam edilebilmesi için, alacaklının itirazı ya mahkemede iptal ettirmesi (İİK'nun 67.md) veya İcra Hakimliğinde kaldırtması (İİK'nun 68-68-a md) gerekir....
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçlunun itiraz etmesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması, takibin devamı, asgari %40 icra inkar tazminatı ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece, istemin kabulüne karar verilmesi üzerine karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin kiralananın tahliyesine yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davalı vekilinin alacağa yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davacı, 15.07.2009 tarihinde davalı aleyhine yapmış olduğu, icra takibi ile ödemediğini iddia ettiği 2006 yılı Haziran- 2010 Ocak ayları kira bedelleri toplamı 8.640,00 TL'sının davalıdan tahsilini talep etmiştir....
Bu ödeme emrinde diğer kayıtlarla birlikte, borçlunun (kiracının) kural olarak yedi gün içinde ödeme emrine itiraz edebileceği, itiraz süresi içinde kira sözleşmesini ve varsa yazılı kira sözleşmesindeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse (inkâr etmezse) kira sözleşmesini kabul etmiş sayılacağı, kira borcunu ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren BK’nın 260 veya 288. (TBK m. 315 veya 362) maddelerinde belirtilen (on, otuz veya altmış gün) belli bir süre içinde ödemesi, itiraz süresi içinde (İİK m. 62'ye göre) ödeme emrine itiraz etmez ve ödeme süresi içinde borcu (kirayı) ödemez ise kiraya verenin (alacaklının) kesinleşen kira alacağı için haciz isteyebileceği (İİK m.78 vd) ve icra mahkemesinden (kiracının) kiralanan taşınmazdan tahliyesini isteyebileceği ihtar edilir. 19. Borçlu itiraz süresi içinde ödeme emrine itiraz etmez ise ilamsız tahliye takibi kesinleşir....
Davacı alacaklı, 15.08.2014 tarihinde davalılar aleyhine başlatmış olduğu haciz ve tahliye istemli icra takibi üzerine davalıların gönderilen ödeme emrine herhangi bir itirazlarının bulunmaması ve yasal süre içerisinde de borcu ödemediklerinden bahisle, İcra İflas Kanunu'nun 269/a maddesi gereğince, kiralanandan tahliyelerini talep etmişdir. Ancak davalılar vekilinin 04.02.2016 günlü celsede beyan ettiği gibi ödeme emrinin davalı borçlulara 21.08.2014 tarihinde tebliğ edilmesinden sonra, davalılar vekilince 27.08.2014 tarihinde ve süresinde icra takibine itiraz edildiği, bu itiraz üzerine ise İcra Müdürlüğünce 27.08.2014 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir. İcra İflas Kanunu'nun 269/c maddesi gereğince icra takibine vaki itiraz kaldırılmadan ya da iptal edilmeden tahliyeye karar verilemez....
müvekkiline gönderilen ihtarname de tahliye taahütnamesine hiçbir şekilde değinilmemiş olup sözlü bir şekilde tahliye taleplerinin iletildiğine değinildiğini, "Alacaklı, noterlikçe resen tanzim edilmiş veya tarih ve imzası tasdik edilmiş yahut ikrar olunmuş bir belgeye dayanmadıkça, tahliye taahhüdündeki imza ve tahliye tarihine itiraz edilmesi halinde icra mahkemesinden kiralananın tahliyesi istenemez. bu durumda mahkemece uyuşmazlık yargılamayı gerektirdiğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken hukuksal dayanağı olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. karar bu nedenle bozulmalıdır....
Dava, süre bitimi nedeniyle kiralananın tahliyesine yönelik olarak yapılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkindir. Mahkemece, istemin yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; 12/05/2015 tarihinde başlatılan icra takibi ile davalı kiracı hakkında kira sözleşmesinin sona ermiş olduğu gerekçesine dayalı tahliye talebinde bulunduklarını, kiracının haksız olarak tahliye emrine itiraz ettiğini, itirazın kaldırılarak takibin devamına ve tahliyeye karar verilmesini talep etmiş, dilekçesinin ekinde ise sulh hukuk mahkemesine açmış oldukları kira tespit davasının reddine dair kararı, noterden çekmiş oldukları tahliye ihtarını sunarak kira sözleşmesinin uzatılmadığını taşınmazın çatılı iş yeri vasfında olmadığını belirtmiştir....