Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arsa malikinin devir borcu eşyaya bağlı bir borç olduğundan inşaat maliki hakkını taşılan arsanın her malikine karşı kullanabilir. Yeni maliklerde Türk Medeni Kanunun 725.maddesinde belirtilen haklardan yararlanabilecekleri gibi borçlardan da sorumlu olur....
ile davalının 126 sayılı parseli içerisinde kısmen kalan ve davacıya ait zeytin ağaçlarının bulunduğu kesimin tazminat karşılığı temliken tescil isteğinde bulunmuştur....
Davalılar, davanın reddini savunmuşlar, davalılardan ... birleşen dava ile Türk Medeni Kanununun 729. maddesine dayalı temliken tescil, ikinci kademede tazminat tahsili isteminde bulunmuştur. Mahkemece elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne, kal talebinin reddine, birleşen davada temliken tescil isteminin reddine, malzeme bedeli 18.565,60 YTL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hükmü taraflar temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı ... birleşen davanın davacısı ...’nun bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2-Orman Bakanlığı ve Hazinenin temyiz itirazlarına gelince; Çekişme konusu taşınmaz 95 parsel no’su ile Hazine adına sulu tarla olarak kayıtlıdır. Taşınmaz ağaçlandırma ve erezyon kontrolü nedeniyle Orman Bakanlığı’na 26.05.1971 tarihinde tahsis edilerek kamu malı niteliğini kazanmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30/09/2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil olmaz ise temliken tescil tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 04/02/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, TMK'nın 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava konusu taşınmazların dava dışı kooperatif tarafından yarım bırakılması nedeniyle kendileri tarafından tamamlandığını, kendilerinin iyi niyetli olduğunu, taşınmazın değerinin arsanın değerinden fazla olduğunu belirterek tapu iptali tescil olmadığı taktirde taşınmaz bedellerinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre kendilerine ödenmesini talep ve dava etmişlerdir....
Öte yandan, taşınmazla ilgili kadastro tutanağı davalılar lehine düzenlenmiş ve taşınmaz davalılar adına tescil edilmiş ise de kadastro tespitinden önceki hukuki sebebe dayalı olarak davalılar tarafından savunma yoluyla ileri sürülen temliken tescil talebinin on yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşılmakta olup bu husus mahkemece de re'sen gözetilmelidir. Bu durumda mahkemece, hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle talebin reddine karar verilmesi gerekir. (Bu yönde bknz. Yargıtay 14. H.D. 2018/4699 E. 2019/5957 K.) Somut olayda temliken tescile konu yapının 1970 yıllarında yani kadastro tespiti kesinleşmeden önce yapıldığı hem davalıların beyanından hemde tapu kayıtlarından anlaşılmaktadır. Kadastro tespiti 13/12/2001 tarihinde yapılmıştır. Dava ise 17/02/2015 tarihinde açılmış savunma yolu ile temliken tescil istemi ise 11/03/2015 tarihinde yapılmıştır. Görüldüğü üzere kadastro tarihinin kesinleştiği tarih ile temliken tescil istenen tarih arasında KK 12/3....
Öte yandan, taşınmazla ilgili kadastro tutanağı davalılar lehine düzenlenmiş ve taşınmaz davalılar adına tescil edilmiş ise de kadastro tespitinden önceki hukuki sebebe dayalı olarak davalılar tarafından savunma yoluyla ileri sürülen temliken tescil talebinin on yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşılmakta olup bu husus mahkemece de re'sen gözetilmelidir. Bu durumda mahkemece, hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle talebin reddine karar verilmesi gerekir. (Bu yönde bknz. Yargıtay 14. H.D. 2018/4699 E. 2019/5957 K.) Somut olayda temliken tescile konu yapının 1970 yıllarında yani kadastro tespiti kesinleşmeden önce yapıldığı hem davalıların beyanından hemde tapu kayıtlarından anlaşılmaktadır. Kadastro tespiti 13/12/2001 tarihinde yapılmıştır. Dava ise 17/02/2015 tarihinde açılmış savunma yolu ile temliken tescil istemi ise 11/03/2015 tarihinde yapılmıştır. Görüldüğü üzere kadastro tarihinin kesinleştiği tarih ile temliken tescil istenen tarih arasında KK 12/3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ -KARAR- Davalardan ilki çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi yıkım ve tazminat, birleşen davada temliken tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kabulüne , temliken tescil isteğinin reddine ilişkin olarak verilen karar temliken tescil davacısı tarafından temyiz edilmiştir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine ve temyiz edenin sıfatına göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 03.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı-karşı davalı vekili tarafından, davalı-karşı davacı aleyhine 10.10.2008 ve 04.11.2008 gününde verilen dilekçeler ile asıl davada elatmanın önlenmesi ve kal, karşı davada temliken tescil istemine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın ve karşı davanın reddine dair verilen 24.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-karşı davacı ve davacılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava meni müdahale ve kal, karşı dava temliken tescil istemlerine ilişkindir. Davacı, maliki olduğu 1099 ada 19 parsel sayılı taşınmazına, davalı tarafından kötüniyetle inşaat yapılmak suretiyle müdahale edildiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesini ve yıkım istemlerinde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.3.2004 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil, olmadığı takdirde tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 22.11.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davada Medeni Kanunun 729. maddesine dayanılarak temliken tescil kademeli istek olarak tazminat talebinde bulunulmuştur. Mahkemece, her iki istek kalemi de reddedilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir. Dava, Medeni Kanunun 729 maddesi uyarınca temliken tescil, istemine ilişkindir. Öncelikle dava konusu olan hususlara ilişkin yasal düzenlemelere değinmek gerekmektedir....
Bu iki koşulun varlığı halinde, taşkın yapı maliki uygun bir bedel ödeyeceğini bildirerek açacağı yenilik doğurucu nitelikteki temliken tescil davası ile taşkın kısımın mülkiyetini veya üzerine bir irtifak hakkı kurulmasını isteyebilir. Ayrıca, iyiniyet savunmasının yukarda açıklanan niteliği dikkate alınıp, bu savunma içerisinde temliken tescil isteğinin de bulunduğu kabul edilerek, tescil talebi, ayrı bir davaya gerek olmaksızın açılan davada savunma yoluyla da ileri sürülebilir. Esasen bu kuralın uyuşmazlıkların en kısa sürede sağlıklı biçimde çözümlenmesi ve dava ekonomisi yönünden büyük yarar sağlayacağıda kuşkusuzdur....