TMK’nin 725. maddesi hükmünden açıkça anlaşılacağı üzere, taşkın yapının bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşul iyiniyettir. Öngörülen iyiniyetin TMK’nin 3. maddesinde hükme bağlanan sübjektif iyiniyet olduğunda da kuşku yoktur. Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan taşkın inşaat sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil KARAR Davacı 653 parsel sayılı taşınmazın çap kaydına dayanarak davalının 654 parsel sayılı taşınmazına karşı tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğuna, kendisine ait binanın bir kısmını taşkın inşaat niteliğinde davalının parseline tecavüzlü kısmın esasen Çaycuma 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.10.2006 tarihinde kesinleşen 2005/167 Esas ve 2006/121 Karar sayılı ilamıyla kendisine ait olduğunu ve adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiğini belirterek kesinleşen hükme esas alınan teknik bilirkişi raporu kapsamında kalan yer olduğu gerekçesiyle iptal ve tescil iddiasını ileri sürdüğüne, her iki parsele ait kadastro tutanaklarının 1985 yılında kesinleştiğine, bu nedenle davada kadastro öncesi zilyetlik ve hukuki neden söz konusu olmadığına göre hükme yönetilen temyiz itirazlarını inceleme görevi Yüksek Yargıtay (1.)...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/909 KARAR NO : 2022/1195 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/11/2021 NUMARASI : 2021/111 ESAS 2021/440 KARAR DAVA KONUSU : Taşkın İnşaat Nedeniyle Tapu İptal-Tescil KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı T3 ve davacı vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Boğazlıyan İlçesi, Yukarı mahalle 106 ada 51 parsel ile 106 ada 50 parsel sayılı taşınmazların Şaban oğlu Sabri Uzeltürk adına kayıtlı iken üzerine 12.07.1977 tarihinde Boğazlıyan Belediyesince inşaat izni verildiğini ve üzerine iki katlı...
Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re'sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan taşkın inşaat sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir. (Sübjektif koşul) b) İkinci koşul, yapı kıymetinin taşılan arazi parçasının değerinden açıkça fazla olmasıdır....
Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan taşkın inşaat sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir. (Sübjektif koşul) b) İkinci koşul, yapı kıymetinin taşılan arazi parçasının değerinden açıkça fazla olmasıdır....
Dava, Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Yasal ayrıcalıklar dışında, Türk Medeni Kanununun 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar. Türk Medeni Kanununun 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiştir. Anılan maddede düzenlenen koşullarının varlığı halinde, yapının bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise tescile konu olacak yer, inşaat alanı ile zorunlu kullanım alanıdır. Somut olayda, hükme esas alınan 01.12.2009 tarihli fen bilirkişi raporunda 1 parsel sayılı taşınmazda bulunan davacıya ait binanın, davalılara ait 3 parsel sayılı taşınmaza 65,81 metrekare taşkın olduğu; 03.12.2009 günlü inşaat bilirkişi raporunda da taşkın kısmın zemin değerinin 6.000TL olduğu belirtilmiştir....
Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan taşkın inşaat sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir. İyiniyet koşulunun gerçekleşmediği durumlarda diğer koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasına gerek bulunmamaktadır....
C harfiyle gösterilen davacı taşınmazında 39,10 m2'lik kısmı kalan yapının kalan 7,80 m²'lik kısmı tescil harici yerde kaldığı için yani, taşkın yapı iddiasının dinlenebilmesi için taşkın olarak yapılan yapının, davalıya ait ve tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde yapılması ve de bir kısmının taşması durumu da eldeki dava da bulunmadığı da anlaşıldığından, zaten süresi içinde usulüne uygun bir biçimde ileri sürülmüş taşkın inşaat nedeniyle tescil talebi bulunmadığından, davalının talebini süresinde ileri sürmüş olsaydı bile davalının tescil istediği yapıların ikisi savunma yolu ile ileri sürülebilen taşkın inşaat niteliğinde olmadığında ve taşkın olan yapının da taşkın olmayan kısmı davalı taşınmazında kalmayıp tescil harici yerde kaldığı için davalının aynı hakka dayalı bir talebi olamayacağından, mahkemece davacının taşınmazına davalı tarafından elatıldığı anlaşıldığından elatmanın önlenmesi ve kal davasının kabulüne karar verilmiş olmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır...
d)Yukarıda değinilen üç koşulun yanısıra, mahkemece iptal ve tescile karar verilebilmesi için taşkın yapının zeminindeki arazi parçasının ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir. Ancak Türk Medeni Kanunu'nun 725.maddesindeki taşkın inşaat nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında Türk Medeni Kanunu'nun 724.maddesine dayalı tapu iptali ve tescil davasından farklı bir hususa temas etmek gerekir. Türk Medeni Kanunu'nun 725.maddesine göre; komşu taşınmaz malikinin veya o taşınmazda mülkiyetten başka bir ayni hak sahibi olup da zarar gören kimselerin taşınmaza el atıldığını öğrendikleri tarihten itibaren 15 gün içerisinde itiraz etmeleri yapı malikinin iyiniyetli sayılması olanağını ortadan kaldırır. İtiraz hiçbir şekle bağlı değildir....
Somut olayda; Davacı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayanarak 26.01.2006 tarihinde tescil harici bırakılan ve özel mülkiyete konu teşkil etmeyen yol niteliğindeki taşınmaza 10.04.2011 tarihinde taşkın olarak inşa ettiği bina nedeniyle temliken tescil istemiştir. Dava konusu yerin köy yerleşim alanı içinde kaldığı ve yol olarak 26.01.2006 tarihinde tescil harici bırakıldığı tapu kayıtlarından ve mahkemece yapılan keşif sonrası bilirkişi tarafından düzenlenen rapordan anlaşılmaktadır. Mahkemece, Dairemizin yukarıda belirtilen ilkeleri doğrultusunda yola taşkın kısım için tescil kararı verilemeyeceğinden davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 18.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....