kayıtlı taşınmaz üzerinde kat karşılığı inşaat yapılması konusunda 05.10.2010 tarihli bir sözleşme ve teknik ve idari şartname düzenlendiğini, sözleşmeyi davacının oğlu ve kızı ile şahitlerin de imzaladığını, sözleşme gereği davalının müvekkiline 2 daire ve 1 dükkan vermesi gerektiğini, sözleşmenin 6. maddesine göre inşaat ruhsatının alındığı 31.12.2010 tarihinden itibaren 24 ay içinde inşaatın bitirilerek iskana hazır vaziyette teslim edilmesi gerekmesine rağmen teslim edilmediğini, 7 no'lu işyerinin tapusunun davalı adına kaydedildiğini, 2 ve 3 no'lu dairelerin ise davacı adına tescil edildiğini, yüklenici tarafından ödenmesi gereken tapu harcı ve doğalgaz tesisat bedelinin müvekkili tarafından ödendiğini, işyerinin de 31.12.2012 tarihinde teslim edilmemesi nedeniyle 01.01.2013 tarihinden itibaren aylık 500,00 TL'den kira tazminatı ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, sözleşme gereğince müvekkiline teslim edilmeyen 7 no'lu bağımsız bölümün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı...
(Objektif koşul) c)Üçüncü koşul ise taşkın inşaat yapanın, taşınmaz malikine bu bedeli ödemesidir. d)Yukarıda değinilen üç koşulun yanısıra, mahkemece iptal ve tescile karar verilebilmesi için taşkın yapının zeminindeki arazi parçasının ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir. Bilindiği üzere; başkasının taşınmazına, temelli ve kalıcı nitelikte yapı yapılması durumunda, Medeni Kanunun 684 ve 718. madde hükümleri gereğince yapı üzerinde veya altında bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası(mütemmim cüzü) haline geleceğinden ana taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Yasa koyucu bu konumdaki taşınmaz maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi genel hükümlere bırakmamış 4721 s. TMK’nun 722, 723, 724. maddelerinin özel hükümleri ile düzenlemeyi uygun bulmuştur. Bir kimse kendi malzemesi ile başkasının taşınmazına sürekli esaslı ve tamamlayıcı (mütemmim cüz) nitelikte yapı yapmışsa ve (4721 s....
Somut olayımızda, davalı cevap dilekçesinde “inşaat arsadan daha değerli olduğu için tescil davası açacaklarını” belirtmiştir. Ancak davalı tarafından usulüne uygun olarak harcı yatırılan açılmış bir temliken tescil davası bulunmamaktadır. Ayrıca 21.09.2010 tarihli ilk kararla davanın reddine karar verilmiş, davacının temyizi üzerine müdahalenin önlenmesi ve kal talepleri yönünden karar eksik araştırma nedeniyle bozulmuş, bozmaya uyularak yargılamaya devam edilmiştir. Buna karşın Mahkemece kendiliğinden, HMK’nin 26. maddesi hükmüne aykırı olarak, davalı tarafın cevap dilekçesindeki açıklamasının TMK’nin 729. maddesi uyarınca davacı aleyhine ileri sürülmüş bir temliken tescil isteği olduğu düşüncesiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 16.01.2014 gün ve 2013/5451 Esas, 2014/179 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalılar ... ve ... vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: - KARAR - Davacı vekili, müvekkili yüklenici firma ile davalı arsa sahibi ... arasında 09.05.2006 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, sözleşme uyarınca beş dairenin müvekkiline, bir dairenin de arsa sahibi ...'a isabet ettiğini, ancak diğer davalıların davalı ... aleyhine tapu iptali tescil davası açtıklarını ve davanın sonunda arsanın 4/6 hissesinin davalı ...'...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Dava, Tapu İptali ve Tescil ve kademeli olarak ödenen satış bedeli, cezai şart ile kira kaybı bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davacı tarafından, asıl dava ve birleştirilen dava dosyalarında davalılar aleyhine tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat, cezai şart ve kira kaybının tahsili ile ilgili dava açılmıştır. Mahkemece, tapu iptali davasının reddine, tazminat, cezai şart ve kira kaybı ile ilgili davanın kabulüne karar verilmiştir....
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının Kdz Ereğli ilçesi Kıyıcak köyü halen Kıyıcak mahallesi pafta 108 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazın maliki olduğunu, davalıların ise aynı pafta 108 ada 2 parseldeki taşınmazın maliki olduğunu, davalılardan T12 ve çocukları Özcan ile Özgür'ün davacının taşınmazına tecavüzlü şekilde bina yaptıklarını, o tarihten beride tecavüzlerine devam ettiklerini, davalılara it binanın kuzey batı yönünden yola çıkmak için davacının taşınmazı yönünden kapı bıraktıklarını ve devamlı suretle de davacının taşınmazına da müdahale ve muarazaları devam ettiğini, yoldan giriş ve çıkışları davacının taşınmazından sağladıklarını, davacıya ait 1 nolu taşınmazın Kdz Ereğli Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 15/12/2011 tarih 2007/761 Esas 2011/888 Karar sayılı taşınmazın davacı adına tesciline karar verildiği, davalı T12 tarafından yapılan temyiz ve tashihi karara itirazlarının ret edilerek taşınmazın davacıya ait olduğunun kesinleştiğini, davalının...
sonunda tarafların taleplerinin konusuz kaldığı, ancak dava tarihi itibarıyla tarafların haklılık durumunun da incelenmesi gerektiği, davacının "L" şeklindeki yapısının kadastro tespitinin yapıldığı 1983 yılından önce 1982 yılında var olduğuna ilişkin tanık beyanı olduğu, ayrıca davacıya eski 4086 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında "bahçeli kargir ev ve samanlık" şeklinde bir nitelemenin de olduğu, bu nedenle taşkın yapı yönünden davacının maliki olduğu taşınmazın eski maliklerince yapılan yapı yönünden subjektif koşulun gerçekleştiği, dava tarihi taşkın yapının bulunduğu A+B harfleriyle gösterilen yerin zemin değerinin 3.628,50- TL olarak tespit edildiği, yapının ise A harfiyle gösterilen yerinin değerinin ise dava tarihi itibarıyla 7.973,00- TL olduğunun mütalaa edildiği, buna göre objektif koşulun da gerçekletiği, davacı-karşı davalının davasını açmakta haklı olduğu, davalı-karşı davacının ise men ve kal talep ettiği A+B bölgesi yönünden ise haksız olduğu," gerekçesiyle "Esas davanın...
B-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Yerel mahkemece, davacının subjektif iyiniyetinin ispatlanamadığı, kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu, tescil koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada Ankara 6. Tüketici Mahkemesi, Ankara 8. Sulh Hukuk ile Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre yüklenici davalı ...’e ait olan ve ondan satın alınan mesken amaçlı taşınmazın tapusunun iptali ile davacı adına tapuya tescili istemine ilişkindir....
TMK’nun 725. maddesine dayanılarak tescil talebinde bulunulabilmesi bazı koşulların varlığına bağlı olup; a) Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır. Öngörülen iyiniyetin TMK’nun 3. maddesinde hükme bağlanan sübjektif iyiniyettir. Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan taşkın inşaat sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur....