"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.05.2003 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 01.08.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalı Habib Kanat vd. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 1648 ada 32 ( yeni 354 ada 52 ) parsel sayılı taşınmazda 1978 yılında pay satın aldığını, satın aldığı paya düşen kesime iyiniyetle bina yaptığını, daha sonradan binasının davalılara ait 1648 ada 20 parsel ( yeni 354 ada 51 ) sayılı taşınmaza taşkın olduğunun anlaşıldığı ileri sürerek davalılara ait taşınmazın 400 metrekarelik kesiminin tapusunun iptali ile adına tescilini istemiştir....
Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan taşkın inşaat sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir. İyiniyet koşulunun gerçekleşmediği durumlarda diğer koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasına gerek bulunmamaktadır....
TMK’nın 725. maddesi hükmünden açıkça anlaşılacağı üzere, taşkın yapının bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşul iyiniyettir. Öngörülen iyiniyetin TMK’nın 3. maddesinde hükme bağlanan sübjektif iyiniyet olduğunda da kuşku yoktur. Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder.İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan taşkın inşaat sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir....
Dava, Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Yasal ayrıcalıklar dışında, Türk Medeni Kanununun 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar. Türk Medeni Kanununun 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiştir. Anılan maddede düzenlenen koşullarının varlığı halinde, yapının bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise tescile konu olacak yer, inşaat alanı ile zorunlu kullanım alanıdır. Somut olayda, hükme esas alınan 01.12.2009 tarihli fen bilirkişi raporunda 1 parsel sayılı taşınmazda bulunan davacıya ait binanın, davalılara ait 3 parsel sayılı taşınmaza 65,81 metrekare taşkın olduğu; 03.12.2009 günlü inşaat bilirkişi raporunda da taşkın kısmın zemin değerinin 6.000TL olduğu belirtilmiştir....
Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan taşkın inşaat sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir. İyiniyet koşulunun gerçekleşmediği durumlarda diğer koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasına gerek bulunmamaktadır....
İMAR VE GECEKONDU MEVZUATINA AYKIRI YAPILARA UY... [ Madde 10 ] 3194 S. İMAR KANUNU [ Madde 18 ] "İçtihat Metni" Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.06.2003 gününde verilen dilekçe ile taşkın inşaat sebebi ile tapu iptali, tescil, karşı dava ile müdahalenin men'i ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptal, tescil talebinin kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 05.04.2007 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı/karşı davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra duruşma talebi değerden reddedilmiş olmakla dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 725. maddesine dayalı taşkın yapı nedeniyle temliken tescil istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuş, karşı davasında çapa bağlı taşınmaza elatmanın kal suretiyle önlenmesini istemiştir....
Somut olayda; davacı, 115 parsel sayılı taşınmazında davalıların murisi ile yapılan taksime uygun olarak bina yaptığını ancak davalılara ait 114 parsel sayılı taşınmaza 542 m2'lik elatmasının bulunduğu iddiasıyla aleyhine elatmanın önlenmesi davası açıldığını, kendisinin gerekli özeni gösterdiğini ve iyiniyetli olduğunu ileri sürerek temliken tescil, mümkün olmadığı takdirde irtifak hakkı tesis edilmesini istemiştir. Davacının, davalının taşınmazına 54 m2'lik taşkın inşaat yaptığı konusunda bir çekişme bulunmamaktadır. Çaplı taşınmazlara taşkın inşaat yapılması halinde kural olarak iyiniyet iddiası dinlenmez. Davacı binasını inşaa ederken davalıların murisince yapılan ölçüm ve taksim doğrultusunda binayı yaptığını iddia etmekte ise de davacının taşkın inşaatı yaparken gerekli özeni gösterdiği ve bu doğrultuda iyiniyetli olduğu kanıtlanamamıştır....
Somut olayda; davacı, 115 parsel sayılı taşınmazında davalıların murisi ile yapılan taksime uygun olarak bina yaptığını ancak davalılara ait 114 parsel sayılı taşınmaza 542 m2'lik elatmasının bulunduğu iddiasıyla aleyhine elatmanın önlenmesi davası açıldığını, kendisinin gerekli özeni gösterdiğini ve iyiniyetli olduğunu ileri sürerek temliken tescil, mümkün olmadığı takdirde irtifak hakkı tesis edilmesini istemiştir. Davacının, davalının taşınmazına 54 m2'lik taşkın inşaat yaptığı konusunda bir çekişme bulunmamaktadır. Çaplı taşınmazlara taşkın inşaat yapılması halinde kural olarak iyiniyet iddiası dinlenmez. Davacı binasını inşaa ederken davalıların murisince yapılan ölçüm ve taksim doğrultusunda binayı yaptığını iddia etmekte ise de davacının taşkın inşaatı yaparken gerekli özeni gösterdiği ve bu doğrultuda iyiniyetli olduğu kanıtlanamamıştır....
Davacının, davalının taşınmazına batı yönünde 5 cm., doğu yönünde ise 46 cm. toplam 3.62 m2'lik taşkın inşaat yaptığı konusunda bir çekişme bulunmamaktadır. Davacı binasını inşaa ederken belediyeden inşaat ruhsatı aldığını ve bu ruhsat doğrultusunda binayı yaptığını iddia etmekte ise de mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan araştırmaların sonucuna göre davacının taşkın inşaatı yaparken gerekli özeni gösterdiği ve bu doğrultuda iyiniyetli olduğu kanıtlanamamıştır. Nitekim temyize konu kararın gerekçesinde de mahkemece davacının iyiniyetli olmadığının anlaşıldığı belirtilmiş ancak inşaatın taşkın kısmının yıkılması, taşıyıcı kolon ve krişlerinin kaldırılması halinde tüm binanın zarar göreceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda davacının iyiniyetli olduğunun kanıtlanamaması nedeniyle temliken tescil koşulları oluşmadığından davanın reddi gerekir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/10/2020 NUMARASI : 2017/435 ESAS - 2020/391 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali ve Tescil KARAR : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Hisar Mahallesi 11381 ada 50 parsel sayılı taşınmazın davacıya aynı ada 362 parsel sayılı taşınmazın davalıya ait olduğunu, 2011 yılında yapılan kadastro çalışması sırasında davacının taşınmazının 98 m2 sinin davalıya ait parselde kaldığını, davacının iyi niyetli olarak yapıyı kullandığını, TMK 725 maddesi gereği taşkın olarak görünen yapının bulunduğu taşınmazın tapu kaydının iptalini talep ettiğini kabul edilmediği takdirde 362 parselde mahkemenin belirleyeceği bedel karşılığında irtifak hakkı kurulmasını talep etmiştir....