Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 152 ada 6 parselde kayıtlı taşınmazın tam maliki olduğunu, yine 153 ada 14 parselde kayıtlı taşınmazın hissedarı olduğunu, davalının dava konusu taşınmazlara komşu sınırı olan 152 ada 4 ve 5 parselleri satın aldığını, satın aldığı taşınmazlar içinde kapalı alan olarak A, B, C, D, E, F, G, H holleri bulunduğunu, bunlardan F ve G ... davacının hissedarı olduğu taşınmazlara tecavüzlü olduğunu belirterek davalının el atmasının önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. 2. Birleştirilen davada davacı vekili dava dilekçesinde; taşkın kısımların değerinin 330.000,00 TL olduğunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 725 inci maddesi uyarınca taşkın inşaat nedeni ile taşkın kısımların bedeli karşılığında davacı şirket adına tescilini, olmadığı takdirde irtifak hakkı tesis edilmesini talep etmiştir. II. CEVAP 1....
Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan taşkın inşaat sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir. (Sübjektif koşul) b) İkinci koşul, yapı kıymetinin taşılan arazi parçasının değerinden açıkça fazla olmasıdır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/169 ESAS (DERDEST) DAVA KONUSU : Taşkın İnşaat Nedeniyle Tapu İptal ve Tescil KARAR : VEKİLİ : Av....
TMK’nın 725. maddesi hükmünden açıkça anlaşılacağı üzere, taşkın yapının bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşul iyiniyettir. Öngörülen iyiniyetin TMK’nın 3. maddesinde hükme bağlanan sübjektif iyiniyet olduğunda da kuşku yoktur. Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan taşkın inşaat sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir....
Çorlu İlçesi Hatip Mahallesi 725 Ada 235 Parsel sayılı taşınmaza davalı tarafından taşkın yapı yapıldığı , davalı taraf taşkın yapıyı yaptırdığını kabul ettiği, davalı kendi evini davacının evinden önceki tarihte yaptırdığı, belediye tarafından davalıya bu haliyle iskan verildiği, davalının uzun yıllardır bu şekilde kullandığı ve iyiniyetli olduğu anlaşılmıştır. Temliken tescil şartları gerçekleştiğinden karşı davanın kabulüne karar verilmiştir. Temliken tescil kararı verildiğinden el atmanın önlenmesi ,kal ve tazminat davaları yönünden, Davacı karşı davalının el atmanın önlenmesi ve kal davası ve tazminat talepleri yönünden esas hakkında Karar Verilmesine Yer Olmadığına," Karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.06.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir....
Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan taşkın inşaat sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir. İyiniyet koşulunun gerçekleşmediği durumlarda diğer koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasına gerek bulunmamaktadır....
Böyle bir irtifak hakkı yoksa zarar gören malik taşmayı öğrendiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde itiraz etmediği, aynı zamanda durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde, taşkın yapıyı iyi niyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devrini isteyebilir" şeklindedir. Görüldüğü üzere, Türk Medeni Kanununun 725.maddesi gereğince taşkın inşaat nedeniyle temliken tescil istenebilmesi için davacının taşkın inşaatın bulunduğu taşınmazın maliki olması gerekir. Davacı ise bu taşınmazın maliki olmayıp, halen belediye adına kayıtlı olan taşınmaza inşa etmiş bulunduğu gecekondusu nedeniyle tapu tahsis belgesi sahibidir....
Davalı T8 cevap dilekçesinde; davanın 10 yıllık zamanaşımına tabii olduğunu, dava konusu taşınmazın imarlı bir durumdayken davacı tarafından satın alındığını bu nedenle davacının taşınmazın tüm tapu ve imar kayıtlarını görerek satın aldığını, öğrenme tarihinin satın alma tarihiyle aynı olacağının kabul edileceğini, davacının satın aldığı günden beri taşkın yapı olan merdivenlerin kaldırılması konusunda ricada bulunduklarını ancak davacının süre isteyerek kendisini oyaladığını, satın aldıkları günden beri binanın taşkın yapı olan merdivenlerini bildiklerini ve bu durumu bilerek ve daha sonra düzelteceklerine söz vererek satın aldıklarını, davacının dava dilekçesinde yanlış ifraz yapılması sebebiyle taşkın yapı meydana geldiğini iddia ederek dilekçesinin sonuç ve istem kısmında parsellerin tekrar ifrazının yapılmasını talep etmiş olması sebebiyle davanın idare mahkemelerinde görülmesi gerektiğini,kadastro görmüş yani çapa bağlanmış taşınmazlar yönünden iyi niyetin dinlenemeyeceğini,iyi niyetin...
Somut olayda; davacının maliki olduğu 107 ada 133 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davalılarca taşkın yapı yapılması nedeniyle ifraz sonrası yapının taşkın kısmı için 107 ada 138 parsel sayılı taşınmazın ve davacıya arta kalan kısım için de 107 ada 139 parselin tesis edildiği, ifraz sonucu davacıya tesis edilen 107 ada 139 parsel sayılı taşınmazın küçülmesi nedeniyle daha düşük alanlı bina yapılması nedeniyle davacının ekonomik kaybının bulunduğu anlaşıldığından, yerel mahkemece davacı tarafından ileri sürülen tazminat tahsili isteminin kabulü ile 100.050,00 TL'nin davalılardan tahsiline ve TMK'nın 724. madde hükmü gereği 107 ada 138 parsel sayılı, 8,58 m² yüzölçümlü taşınmazın davacı Şirket adına olan tapu kaydının iptali ile davalılar adına aynı mahal komşu parsel olan 107 ada 20 parsel sayılı taşınmazdaki aynı hisseleri uyarınca tescili ile 107 ada 20 parsel ile taşınmazın tevhidine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesinde; davacının, dava konusu...