Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re'sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan taşkın inşaat sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir. (Sübjektif koşul) b) İkinci koşul, yapı kıymetinin taşılan arazi parçasının değerinden açıkça fazla olmasıdır....
Somut uyuşmazlıkta mahkemece temliken tescil istemine konu taşınmazın tapu kaydı celp edilmiş değildir. Dosyaya sunulan fen raporunda 512 ada 1 ve 2 parsellerin 26.03.2019 tarihinde tevhid, ifraz ve yola terk işlemleri sonucu 512 ada 90 ve 91 nolu parsellere ayrıldığı belirtilmiştir. Davacı yapının 2014 yılında inşa edildiğini belirtmiştir. O halde mahkemece öncelikle 512 ada 1 ve 2, 512 ada 90 ve 91 nolu parsellerin tapu kayıtları tapu müdürlüğünden, çaplı krokileri kadastro müdürlüğünden celp edilmeli, davalı taşınmazın inşaat tarihi itibariyle tapulu bir taşınmaz olup olmadığı araştırılmalıdır....
TMK’nin 725. maddesi hükmünden açıkça anlaşılacağı üzere, taşkın yapının bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşul iyiniyettir. Öngörülen iyiniyetin TMK’nin 3. maddesinde hükme bağlanan sübjektif iyiniyet olduğunda da kuşku yoktur. Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan taşkın inşaat sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir....
Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan taşkın inşaat sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir. (Sübjektif koşul) b) İkinci koşul, yapı kıymetinin taşılan arazi parçasının değerinden açıkça fazla olmasıdır....
Davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce "...davacıya ait 10668 parsel sayılı taşınmazın evveliyatının 2989 ve 2990 parsel sayılı taşınmazlar olduğu ve 2989 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 10.05.1984 tarihinde, 2990 ve 2991 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitinin 13.06.1986 tarihinde kesinleştiği, mahalli bilirkişi, tanık beyanları ve binaya ilişkin ruhsat verilme tarihi nazara alındığında karşı davacının 2991 parsel sayılı taşınmazına 2002 yılında dava konusu taşkın yapıyı yaptığı anlaşılmıştır. Karşı davacı, taşkın yapıyı kendisine ait taşınmaz ile karşı davalıya ait taşınmazın kadastro tespiti kesinleşip her iki taşınmaz da çapa bağlandıktan sonra yaptığına göre, karşı davacı yararına sübjektif iyiniyet koşulu gerçekleşmediğinden tapu iptali ve tescil davasının reddine karar vermek gerekirken kabulü doğru görülmemiştir" gerekçesiyle bozulmuştur....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davacının Hatay İli Antakya İlçesi Gökçegöz Mahallesi 165 ada 3 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davalının parselinde bina yaptığını ve davacıya ait parselin bir bölümüne de taşkın inşaat yapmak suretiyle haklı ve geçerli bir nedeni bulunmaksızın müdahale ettiğini, davalının yine davacıya ait taşınmazın bir kısmında tarım ürünlerinin bulunduğunu, yapının kaldırılması, taşkınlığın giderilmesi, davalıdan defalarca istendiği halde, görüşmelerden sonuç alınamadığını belirterek, davalının, davacıya ait taşınmaza haksız el atmasının önlenmesine, davacının parseline haksız olarak inşa edilen taşkın yapının yıkımına, dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık dönem için şimdilik 1.000,00 TL ecrimisil bedelinin yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesi talep edilmiştir....
Görüldüğü gibi, taşkın yapının korunmasındaki bireysel ve kamusal yarar nedeniyle TMK'nın 684, 718 ve 722. maddelerinde kabul edilen "üst toprağa bağlıdır" kuralına ayrıcalık getirilmiş, taşkın yapı malikinin komşu taşınmazda inşaat veya irtifak hakkı gibi ayni bir hakkının bulunması halinde, taşan kısım taşılan taşınmazın değil anayapının bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası (mütemmim cüz’ü) sayılmış, tecavüz edilen kısım üzerinde yapı maliki yararına irtifak hakkı tanınmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, taşkın yapıdan inşaat ve imalattan kasıt, taşınmaza sıkı ve devamlı surette bağlı olan esaslı yapılardır. Diğer bir söyleyişle, taşan yapının tamamlayıcı parça (mütemmim cüz) niteliğinde olması gerekir. Onun, taşınmazın altında veya üstünde yapılması ya da zeminde veya üstten sınırı aşması arasında madde hükmünün uygulaması açısından hiçbir fark yoktur. TMK'nın 725. maddesinin uygulanabilmesini haklı gösterecek en önemli koşul, yapı malikinin iyi niyetli olmasıdır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : None DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil KARAR : Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 04/07/2018 tarih ve 2017/125 Esas, 2018/316 Karar sayılı kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin, davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Asliye Hukuk Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Taşkın Bina Yapımı Nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
un 03.02.2016 havale tarihli raporunda belirtilen ve 'B' harfi ile gösterilen 4.02 m2'lik kısım ve 'C' harfi ile gösterilen 10,69 m2'lik kısımlar ile dava konusu 254 nolu parsel için taşkın inşaat nedeniyle kullanılamaz hale gelen ve 'A' harfi ile gösterilen 14.87 m2'lik kısımların davacı adına olan tapusunun iptali ile davalı adına tapuya kayıt ve tesciline, bu kısım için takdir edilen 12.840,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair verilen karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava; taşkın inşaat nedeniyle elatmanın önlenmesi ve kal istemlerine ilişkin olup, davalılar temliken tescil talebinde bulunmuştur. 1....