WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Hakan Pencanıtez, Oğuz Atalay, Meral Sungurtekin Özkan, Muhammet Özekes, İcra ve İflas Hukuku, s.156- 164). Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak, uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir....

    - K A R A R - Davacı, almış olduğu borç nedeniyle dava dışı ...'a boş senet verdiğini, borcu ödemesine rağmen senedi dava dışı ...'dan geri almadığını, ...'ın boş senedi doldurarak davalıya ciro ettiğini, davalının bu senede dayanarak aleyhine icra takibine giriştiğini ileri sürerek söz konusu senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin mücerret borç ikrarını içeren kambiyo senedini ciro yoluyla devraldığını, iyi niyetli yetkili hamil olduğunu, davacının iddialarını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, dava konusu senedin kambiyo senedi olduğu, davacının iddiaları tanıkla ispat edemeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili ile davacı tarafından temyiz edilmiştir....

      Bilindiği üzere,bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan bu ilişki "kambiyo ilişkisi" olarak anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu "kambiyo taahhüdü"nde bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl /temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır....

      e kambiyo senedi tanzimi için yetki verip vermediği konusunda...Bankası İzmir Kurumsal Şubesinde var ise yetki belgesinin celbini istemiştir. Bu durumda mahkemece...Bankası İzmir Kurumsal Şubesine müzekkere yazılarak davacının eşi ...'e kambiyo senedi düzenleme hususunda var ise vekaletnamesinin gönderilmesinin istenmesi, belge geldiği takdirde davacının eşine kambiyo senedi düzenlenme yetkisi verip vermediğinin içerik olarak irdelenmesi, yetki verdiği kanaatine ulaşılırsa senetlerdeki imzaların davacının eşi ...'e ait olup olmadığının saptanmasından sonra varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.5.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Dava; davacı avukatın, evinde yaptıracağı elektirik işleri için verdiği çekin, hizmetin alınamaması nedeniyle; dava konusu çekin bedelsiz kaldığı iddiasına dayalı olarak borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin, İİK.nun 72/2.maddesine göre açılmış Menfi Tespit davasıdır. 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesi, tüketici işleminin kapsamını esaslı biçimde değiştirmiş, aynı Kanunun 83/2. maddesi ise "Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme yapılması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez." diyerek kanunun uygulama alanını daha da genişletmiştir. 6502 sayılı Kanunun 3. maddesinde “Tüketici işlemi; eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere kurulan her türlü sözleşme ve işlemi kapsar.” şeklinde yeniden tanımlanmıştır....

          Temel borç ilişkisinden doğan def’iler, temel borç ilişkisi ile kambiyo ilişkisinin taraflarının aynı olması ve bile bile borçlu zararına hareket edilmesi hâlleri dışında, kambiyo ilişkisinde ileri sürülemez. Zira temel borç ilişkisi kendi hukukuna, kambiyo ilişkisi de kendi hukukuna tabidir. Borçlu, kambiyo senedi nedeniyle alacaklıya karşı, genel olarak ya kambiyo taahhüdünün hükümsüz olduğunu ya da temel borç ilişkisinden dolayı herhangi bir nedenle sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek menfi tespit talebinde bulunabilir. Başka bir deyişle borçlunun kambiyo senedi borcundan dolayı sorumlu olmaması, doğrudan doğruya kambiyo senetleri hukukundan doğan nedenlerden kaynaklanabileceği gibi, temel borç ilişkisine yönelik nedenlere de dayanabilir. Borçlunun, kambiyo taahhüdünün hükümsüz olduğunu ileri sürerek açtığı menfi tespit davası esasında maddi hukuk anlamında bir itiraz sebebine dayanılarak açılmaktadır....

            . - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine kambiyo senedine dayalı takip yaptığını, takip dayanağı bonoların gayrimenkul satışı nedeniyle müvekkili tarafından teminat amacıyla davalıya verildiğini, bakiye satış bedelinin ödenmesine rağmen davalı tarafından bonoların iade edilmeyip takibe konu edildiğini ileri sürerek, bonolar nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, bononun teminat senedi olmadığını, satış sözleşmesi nedeniyle verildiğini, davacının borcunu ödemediği için takip yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalıya ait evin davacıya satışı hususunda anlaştıkları, satış bedelinin bakiyesi için davacı tarafından davalıya dava ve takip konusu iki adet bononun verildiği, davacının takibe konu bonoların teminat senedi olduğu iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

              Çekin bankaya ibraz edildiği ------- tarafından işlem yapılmadığının çekin arka yüzüne yazıldığı çekin duruşmada incelenmesinden görülmüştür. -------- dosyası incelendiğinde; Davacının ----- davalıların ---- dava konusunun ----- Şubesi'ne ait ---- hesap numaralı,---- çek numaralı, ----- bedelli çekin tahrif edilmiş olması nedeni ile çekin kambiyo senedi niteliği taşımadığından iptali, çek niteliğini kaybetmiş senetten dolayı gerek sebepsiz zenginleşme gerek ise kambiyo hukuku gereğince davacının, davalılardan --------- borçlu olmadığının tespitine ve yine davacının kambiyo hukuku ve alacağın temliki hükümleri gereği davalılardan ---- ---- borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir. --------- dosyası kapsamında; eldeki davaya konu edilen --- çek numaralı, ---- bedelli çekin kambiyo vasfı taşımadığından bahisle iptaline karar verilmesi talep edilmektedir. -------------, Mahkememizin eldeki davasından önce açılan davada, her iki davaya da konu olan ------ çek numaralı, --------- bedelli...

                Noterliği'nin 28/04/2004 tarih 7738 yevmiye numaralı vekaletname içeriğinden şirket temsilcisinin şirket adına sadece vasıta alım satım ve bankalardan para çekmesi konusunda kambiyo senedi tanzim etme yetkisi verilmiş olup, şirket adına 3. kişilere kambiyo senedi verme yetkisinin verilmediği, kambiyo senedinin davacı şirketi borçlu kılmayacağı, yetkisiz vekil tarafından tanzim edilen bir senedin bulunduğu, temsil yetkisi bulunmadığı halde temsilci gibi senet imzalayan ...'ın TTK'nun 590. maddesi gereğince senetten dolayı bizzat sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, Hatay 4. İcra Müdürlüğü'nün 2013/11525 sayılı takip dosyasına konu 15/10/2010 tanzim 15/01/2011 vade tarihli 30.000,00 TL bedelli bono yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, kambiyo senedi nedeniyle borçlu olmadığının tesbiti talebine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 19.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 19.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 13.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu