Zira temel borç ilişkisi kendi hukukuna, kambiyo ilişkisi de kendi hukukuna tabidir. Borçlu, kambiyo senedi nedeniyle alacaklıya karşı, genel olarak, ya kambiyo taahhüdünün hükümsüz olduğunu ya da temel borç ilişkisinden dolayı herhangi bir nedenle sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek menfi tespit talebinde bulunabilir. Başka bir deyişle borçlunun kambiyo senedi borcundan dolayı sorumlu olmaması, doğrudan doğruya kambiyo senetleri hukukundan doğan nedenlerden kaynaklanabileceği gibi, temel borç ilişkisine yönelik nedenlere de dayanabilir. Bununla birlikte borçlunun takas def’îni kullanması hâlinde ise, ne temel borç ilişkisine, ne de kambiyo senedi borcuna dayanılmakta, borçlu, kambiyo senedinden doğan borcu ile hamildeki alacağını takas etmektedir. Borçlunun, kambiyo taahhüdünün hükümsüz olduğunu ileri sürerek açtığı menfi tespit davası esasında maddi hukuk anlamında bir itiraz sebebine dayanılarak açılmaktadır....
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4. Maddesinin 5. Fıkrasında " Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir" düzenlemesi bulunmaktadır. Bu madde hükmüne göre tüketicinin yapmış olduğu işlemlerle ilgili olarak emre yazılı senet düzenlenmesi mümkün değildir. Somut olayda dosya kapsamına göre dava konusu senedin davacının çocuklarının eğitim ücreti karşılığında düzenlendiği anlaşılmakta olup sözkonusu senet nama yazılı olarak değil, emre yazılı olarak düzenlendiğinden senet geçersizdir. Bu nedenle mahkemece davacının senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır....
yaşanan bir anlaşmazlık ve dava nedeni ile kambiyo senedi takibe konulmak sureti ile müvekkilinin cezalandırılmaya çalışıldığını, müvekkillerinden Zafer Işık'ın takibe konu kambiyo senedinin tanzim tarihinde hükümlü ve kısıtlı olarak cezaevinde bulunduğunu, borçlandırıcı bir tasarrufta bulunma ihtimalinin olmadığını belirterek müvekkillerinin borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu arabuluculuğun dava şartı olduğunu, kambiyo senedinin tanzim tarihinin olmayabileceği, sonradan atılabileceğini, bu durumun kambiyo senedine tesir etmeyeceğini, taraflar arasında 2013 yılından beri devam eden kiraya veren ve kiracı ilişkisi olduğunu, davacıların kiraladığı apartmanın iç düzenlemelerinin parasının nakit olarak davacılara müvekkili tarafından verildiğini, ilişkilerinden doğan nakit para verme sebebiyle söz konusu bononun verildiğini, bononun...
KARAR Davacı, davalı tarafından hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu icra takibine konu edilen 17/3/2007 tanzim ve 19/4/2007 vade tarihli 2.700,00 TL bedelli bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitini, takibe konu senedin ve takibin iptali ile davalının alacağın %20'sinden az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkeme, davanın kabulü ile, ... 3....
Ancak, kambiyo taahhüdünün geçerliliği sebebe bağlı olmayıp, bu senetler maddi anlamda soyut (mücerret) senetlerdir. Kambiyo senetlerinin maddi anlamda soyutluğu ilkesi gereğince temel alacağın mevcut olmaması, geçersiz olması kambiyo senedinin hükümsüzlüğü sonucunu doğurmamakta, fakat sebepteki (temel ilişkideki) sakatlık kambiyo borçlusuna“nedensiz zenginlesme defi” öne sürme hakkını vermektedir. Bu davayı açan davacı, kambiyo senedinin hükümsüzlüğünü öne sürmemekte, tersine kambiyo taahhüdünün varlığını kabul etmektedir. Ancak, borçlu, temel ilişkiden bir alacak hakkı doğmadığı halde, kambiyo senedi alacağının istenmesi nedensiz zenginlesme oluşturduğundan kambiyo taahhüdünü yerine getirmek zorunda olmadığını öne sürmektedir....
. - KARAR - Davacı vekili, davalının davacı aleyhine kambiyo senedine dayalı takip yaptığını, takip dayanağı bononun davacıya silah baskısı altında ve tehdit ile imzalattırıldığını ileri sürerek, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitini ve kötüniyet tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, takip dayanağı bononun tehdit ile imzalatıldığını ispat yükünün davacıda olduğu, iddianın kesin delille ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık kambiyo senedi niteliğindeki bonoya dayalı icra takibinden dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir....
İcra Dairesinin 2016/2555 sayılı takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, 2- İİK 72/5.maddesi koşulları bulunmadığından tazminat talebinin reddine,.." karar verilmiştir. Karar süresinde davalı vekilince istinaf edilmiştir....
Sayılı dosyasından borçlu bulunmadığının tespitine, davalının kötüniyeti aşikar olduğundan takibe konu asıl alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. GEREKÇE :Dava, kambiyo senedi kapsamında davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Yürürlük tarihi 01/01/2019 olan 7155 sayılı yasa ile Türk Ticaret Kanunu'na eklenen 5/A maddesinde; " 1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır....
GEREKÇE: Dava, tüketici bonosunun ciro edilemeyeceği iddiasıyla borçlu olmadığının tespiti ve ödenen bedelin istirdatı davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, eldeki davada tüketici kanununun uygulanmasının mümkün olup olmadığı ve tüketici bonosu iddiasının ispatlanıp ispatlanamadığı noktasındadır. Davaya konu bono, davacı tarafından ... Tic. Ltd. Şti., lehine keşide edilmiş ve sonrasında ciro yoluyla davalıya devredilmiştir. Davacı taraf, bonodaki imzaların kendilerine ait olmadığı ve bonoların tüketici bonosu olduğu iddiasıyla borçlu olmadıklarının tespiti ve ödenen tutarın istirdatı istemiyle eldeki dava açılmıştır.6502 sayılı Kanun'un 4/5. maddesi, "Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir." şeklinde düzenlenmiştir....
GEREKÇE : Dava, tüketici bonosunun ciro edilemeyeceği iddiasıyla borçlu olmadığının tespiti ve ödenen bedelin istirdatı davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, eldeki davada tüketici kanununun uygulanmasının mümkün olup olmadığı ve tüketici bonosu iddiasının ispatlanıp ispatlanamadığı noktasındadır. Davaya konu bono, davacı tarafından Ertunç Alışveriş Merkezi Tic. Ltd. Şti., lehine keşide edilmiş ve sonrasında ciro yoluyla davalıya devredilmiştir. Davacı taraf, bonodaki imzaların kendilerine ait olmadığı ve bonoların tüketici bonosu olduğu iddiasıyla borçlu olmadıklarının tespiti ve ödenen tutarın istirdatı istemiyle eldeki dava açılmıştır. 6502 sayılı Kanun'un 4/5. maddesi, "Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir." şeklinde düzenlenmiştir....