DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kambiyo senetlerine mahsus olarak başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti davası olup, davadaki uyuşmazlığın, taraflar arasında yapılan bina dış cephesinin mantolama işine ilişkin tüketici sözleşmesine istinaden davacının sözleşme kapsamında verdiği senet nedeniyle borçlu olmadığının tespiti konularına ilişkin olduğu anlaşıldı....
Davacı, davalı ile bir süre gayrı resmi olarak birlikte yaşadıklarını, davalının kambiyo senedine dayanarak hakkında icra takibi yaptığı ileri sürerek borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, dava konusu senedin kambiyo senedi niteliğinde olduğu, buna göre asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, dava konusu senette keşide yerinin bulunmaması nedeniyle senet kambiyo senedi niteliğinde değildir. Taraflar tacir olmadığı gibi, yargılamaya konu olan davada Ticaret Kanununda belirtilen mutlak ticari dava niteliğinde değildir. Bu itibarla davanın görüm ve çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü zorunludur. O halde mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken aksine düşüncelerle ve yazılı şekilde asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir....
-TL bedelli bono vermesinin hayatın olağan akışına uymadığını, bonolarda düzenleme yeri bulunmadığından, bonoların kambiyo senedi vasfını yitirdiğini, davalının, bonoları lehtardan ciro yoluyla almak suretiyle hamil olduğunu, düzenleme yeri bulunmaması nedeniyle bonolar kambiyo senedi vasfını yitirdiğinden, ciro sadece kambiyo senetlerine mahsus bir devir işlemi olduğundan, davalının ciro ile yetkili hamil olamayacağından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapmasının mümkün olmadığını ileri sürerek, davacının Ceyhan İcra Müdürlüğü'nün 2015/6263 esas sayılı dosyasından davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davalının takibe konu bonoların son hamili olduğundan, takip yapma yetkisi bulunduğunu belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini istemiştir....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun ..... esas, .... karar sayılı ilamında; " Dava, icra takibine konu edilen senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 170/b maddesinin aynı Kanun’un 72. maddesine yaptığı yollama gereğince kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte de menfi tespit davası açılabileceği açıkça anlaşılmaktadır. İİK’nın 72/1 maddesi, “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir” hükmünü haizdir. Buna göre borçlu, henüz aleyhine başlatılmış bir icra takibi yokken alacaklıya karşı borçlu bulunmadığının tespiti için menfi tespit davası açabileceği gibi aleyhine icra takibine başlanmasından sonra da menfi tespit davası açması mümkündür. Kambiyo senetleri illetten mücerret kıymetli evrak niteliğine sahip olduklarından bu senetlerde yer alan hak, temel borç ilişkisinden bağımsızdır....
Bir kambiyo senedi ciro edildiği zaman ciranta ile ciro edilen kişi arasında kural olarak bir temel ilişki (asıl borç ilişkisi) bulunmaktadır. Ayrıca, bu iki kişi arasında kambiyo hukukundan doğan bir kambiyo ilişkisi de mevcuttur. Bu sebeple taraflar arasındaki temel borç ilişkisindeki bozukluklar kambiyo ilişkisini etkilemez. Temel borç ilişkisinden doğan def’îler, temel borç ilişkisi ile kambiyo ilişkisinin taraflarının aynı olması ve bile bile borçlu zararına hareket edilmesi hâlleri dışında, kambiyo ilişkisinde ileri sürülemez. Zira temel borç ilişkisi kendi hukukuna, kambiyo ilişkisi de kendi hukukuna tabidir.Borçlu, kambiyo senedi nedeniyle alacaklıya karşı, genel olarak, ya kambiyo taahhüdünün hükümsüz olduğunu ya da temel borç ilişkisinden dolayı herhangi bir nedenle sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek menfi tespit talebinde bulunabilir....
Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan bu ilişki "kambiyo ilişkisi" olarak anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu "kambiyo taahhüdü"nde bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl/temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır. Bu genel açıklamalar sonrası menfi tespit konulu eldeki davada, ispat yükünün özellikleri üzerinde de durulmalıdır. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 s.TMK m.6). İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, dinlenen tanık beyanları esas alınarak taraflar arasında ikinci el otomobil satışına dair anlaşma yapıldığı,davaya konu bononun tanzim edildiği, fakat aracın sık sık arıza yapması nedeniyle davacı tarafından iade edilmek istendiği,davalının 1.500-TL cayma parası karşılığı aracı almayı kabul edip bu parayı almasına rağmen bonoyu iade etmediği ve aracı yediemin deposuna teslim ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş,hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, bonoya dayalı olarak başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Somut olayda davacı, taraflar arasındaki araç satım ilişkisinin bozulması nedeniyle davalıya 1.500-TL ödemeyi üstlendiğini ve bu bedelin 1.450-TL ‘sini imza karşılığı ödediğini, davalıya başkaca borçlu olmadığını,davalının bedelsiz senedi doldurarak icra takibi başlattığını iddia etmiş,davalı ise davanın reddini istemiştir....
İkinci Bozma Kararı Dairemizin 17.11.2021 tarih, 2020/5896 E. ve 2021/6328 K. sayılı kararıyla Mahkemece bozma sonrası alınan Adli Tıp Kurumu’nca düzenlenen raporda, dava ve takip konusu olup 12.02.2012 vade tarihini taşıyan senetteki tanzim tarihinin 07.12.2012 iken ay hanesindeki “1” rakamının sürşarj yöntemi ile yapılan tahrifat sonucu “0” rakamına dönüştürüldüğü, tanzim tarihindeki bu dönüştürmenin düzenleyenin onayını taşımadığı, bu durumda senetteki tanzim tarihinin vade tarihinden sonraki bir tarihi taşıdığının kabulü gerektiği, vade tarihinden sonraki bir tanzim tarihini taşıyan senedin kambiyo senedi vasfında kabul edilmesinin olanaklı olmadığı, davacı dava dilekçesinin sonuç kısmında, aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla girişilen icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmekte olup mahkemece, davacının söz konusu senet ve buna dayalı icra takibinden ötürü borçlu olmadığının tespitine ve ödenen tutarın davacıya iadesine karar verilmesi gereğine işaret...
Arazi Geliştirme İnş San ve Tic AŞ aleyhine açılan 30/09/2019 vadeli 35.000TL bedelli bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve senedin iptaline ilişkin menfi tespit davası olduğu, yapılan yargılama sonunda mahkemenin ... esas 2019/606 karar sayılı 15/10/2019 tarihli kararı ile davanın kabulü ile, dava konusu bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile dava konusu senedin iptaline karar verildiği, kararın 18/12/2019 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Mahkememizin 25/10/2022 tarihli celse ara kararı ile; davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazının İİK 72/3....
Dava davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibari ile, kullanılan Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacı ile başlatılan --------- dosyasında borçlu olmadığının tespiti isteminden ibarettir. Her ne kadar dava dosyası mahkememize tevzi edilmiş ise de; --------- derece mahkemeleri ile ------ Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 5. Maddesinin 5.fıkrasıyla ihtisaslaşmaya yönelik yetkiye dayanarak, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile ilgili hangi dairelerin iflas ve konkordato,----- gibi davalar ile ilgili uzmanlıkların yeniden düzenlendiği, Bu itibarla; 1-6102 sayılı TTK nın 4. Maddesinin 1.fıkrasının f bendinden; 2-4721 sayılı MK nın, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ile 969 maddelerinden, 3-5411 sayılı Bankacılık Kanunundan (142....