nin alacaklı ... aleyhine açtığı muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasının reddedilip Yargıtay incelemesinden geçmek suretiyle kesinleşmiş olmasına göre, İİK'nın 366. maddesi ve HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl dosyada şikayetçi vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 17,70 TL harç ve takdiren 384,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 24.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, iddia, savunma, deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün alacağına itiraz edilen alacaklıda olduğu, alacağın gerçek bir hukuki ilişkiye dayandığının takipten önce düzenlenmiş ve birbirini teyit eden usulüne uygun delillerle ispatlanması gerektiği, her zaman düzenlenmesi mümkün olan bononun alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli olmadığı, ispat yükü altında olan davalıların yukarıdaki ilkelere göre ispat vasıtası olabilecek herhangi bir belge sunmadıkları gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili ve davalı S.....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün alacağına itiraz edilen alacaklıya ait olduğu, alacaklının alacağının gerçek bir hukuki ilişkiye dayandığını takipten önce düzenlenmiş ve birbirini teyid eden usulüne uygun delillerle ispatlaması gerektiği, senetler ancak tarafları ve onların cüz'i ve külli haleflerine karşı ileri sürüleceğinden davacı üçüncü kişi bakımından bir ispat vasıtası olamadığı, somut olayda davalının borçluya borç para verdiğini savunduğuna göre bu savunmasını belirtilen şekilde ispatlamasının zorunlu olduğu, her zaman düzenlenebilecek nitelikteki bono bakımından borcun doğumu tarihinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 299. maddesi de gözönüne alınarak belirlenmesi gerektiği, dolayısıyla davalılar arasında yapılan işlemin muvazalı olduğu, düzenlenen bono ve bu bononun takibe konu edilmesinin de davacı alacağının tahsilini imkansız hale getirmek amacıyla yapıldığı gerekçesiyle, davanın...
Dava; temlikin muvazaalı olduğu iddiasına dayalı olarak açılan sıra cetveline itiraz talebine ilişkindir. Muvazaa hukuki nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, davalı alacaklıdadır.Kural olarak muvazaa nedeniyle sıra cetveline itiraz davasında, yapılan temlikin gerçek bir borçtan kaynaklandığı yönündeki ispat yükü davalı temlik alan alacaklı üzerindedir. Davanın konusu davalıya yapılan temlikin muvazaalı olduğu iddiasına dayandığından, borcun kaynağı ve dayanağının davalı tarafça ispatı gerekmektedir. Davalı temlik alacaklısının temlikinin gerçek bir borç ilişkisine dayalı olduğunu ispat etmesi gerekmektedir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır....
Aliye Hukuk Mahkemesi Tarih :17.06.2010 Nosu : 633-281 Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklı üzerindedir. Davalı, alacağının varlığını ve miktarını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Ancak, davacı alacaklının borçlusu ... olup, alacaklının haczi koyduğu tarihte adı geçen şahıs bedeli paylaşıma konu taşınmazda 1/2 pay sahibi görünmekte ise de, davalı alacaklı ... tarafından Erdemli Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan 2001/155 Esas sayılı tapu iptali ve tescil davası sonucu davanın kabulüne karar verilmiş ve taşınmazın tamamı tekrar davalı alacaklının borçlusu ... Ayas adına dönmüştür....
İcra Müdürlüğü'nün 2009/7887 Esas sayılı takip sayılı dosyasındaki alacağının ödenmesine, artan kısmın mevcut sıra cetveline göre ilgililere ödenmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraza ilişkindir. Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır. Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü davalı alacaklıdadır. Davalı, alacağın varlığını ve miktarını takipten önce düzenlenen belgeler ve usulüne uygun diğer belgelerle ispatlamalıdır....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı alacağının protesto edilmemiş bonoya dayandığı, bu nitelikteki evrakın tanziminin her zaman mümkün olduğu, davalı alacağının muvazaadan ari gerçek bir alacak olduğunun kanıtlanamadığı, davalı alacağının davacı alacağını bertarafa yönelik gerçek dışı ve göstermelik bir alacak şeklinde cereyan ettiği gerekçesiyle davanın kabulü ile davalıya ayrılan alacak kısmının iptaline ve sıra cetvelinin buna göre yeniden düzenlenmesine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili ve davalı temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve muvazaa iddiasının aksinin davalı tarafça ispatlanamamasına göre, davalının temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Davacı vekilinin temyizine gelince; dava, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz istemine ilişkindir....
dayalı davada ileri sürdüğü gerekçelere dayandığı ancak taşınmazların farklılığı ve buna göre farklı tarihlerde düzenlenmiş sıra cetvelleri olsa da takip dosyalarındaki alacakların tahsiline yönelik takip işlemlerinin devam ettiği ve bu nedenle önceki sıra cetveline itiraz edilmemesi durumunda aynı alacağa yönelik düzenlenen sıra cetveline itiraz hakkı kaybedileceği, bu aşamadan sonra yine muvazaaya dayalı itirazların sunulamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....
Müdürlüğü’nün 2007/11849 sayılı dosyasındaki ....07.2011 günlü tutanakta sıra cetvelini tebellüğ ettiği, sıra cetveline yönelik bir itirazının olmadığı ve paraların bu sıra cetveline göre dağıtılmasına muvafakat ettiği görülmüştür. Bu durumda davacının sıra cetveline itiraz hakkından vazgeçtiğinin kabulü ile bir karar oluşturmak gerekirken, hatalı değerlendirme ile davanın esasına girilerek karar verilmesi doğru olmamıştır. Öte yandan muvazaalı alacak oluşturarak sıra cetvelinde üst sıraya geçmekteki temel saikin, kural olarak diğer alacaklılardan mal kaçırmak ve bu suretle diğer alacaklıların alacağına kavuşmasını engellemek olduğu kabul edilmektedir....