WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemesinin 2016/398 Esas, 2016/444 Karar sayılı dava dosyasında ... sözleşmesinin haklı gerekçeyle feshedildiğinin ifade edildiğini, davacının ... sözleşmesinin FETÖ ile iltisaklı olması nedeniyle feshedildiğini, toplu ... sözleşmesinin 93 üncü maddesinde işten ayrılanların durumunun düzenlendiğini, buna göre ... sözleşmesinin haklı feshi hâlinde toplu ... sözleşmesinden kaynaklı farkların ödenmeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı işçinin ... sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmeyecek şekilde sona erdiğinin ispat yükü davalı işverene ait olduğu, ... 23. ... Mahkemesinin 2016/398 Esas, 2016/444 Karar sayılı kararı sonrası Yargıtay 9....

    Baro Başkanlığı arasında İLO'nun 98 sayılı sözleşmesinin 4 maddesinde yer alan "özgür ve gönüllü toplu pazarlık ilkesi" çerçevesinde yapılan ve 01.10.2020 tarihinde imzalanan 01.09.2020-31.12.2022 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin iptalini talep etmiştir. İptali talep edilen toplu iş sözleşmesinin tarafları davalı Sendika ile dava dışı ... Baro Başkanlığıdır. Buna karşın yargılama sadece davalı Sendikaya karşı yürütülmüş, iptali talep edilen toplu iş sözleşmesinin taraflarından olan ... Baro Başkanlığı davaya dahil edilmemiştir. Bu durumda Mahkemece usulünce taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesi hatalı olup, temyiz edilen kararın salt bu sebeple bozulması gerekmiştir....

      Somut olayda; taraflar arasında yapılmış bulunan kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile İcra Hukuk mahkemesinde belirlenen 7762,00 TL kira borcunun bulunmadığının tespiti istenmektedir. HUMK’nun 8. maddesinin 2. fıkrasında yalnızca akdin feshi istemli davaların dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde açılacağı öngörülmüştür. Buna karşılık kira sözleşmesinin geçerli olmadığının ve kira bedeli borcunun olmadığının saptanması davasında görevli mahkeme dava konusu değere göre belirlenecektir. Geçersizliğinin tespiti istenilen kira parası 7.762,00 TL olup, bu değerde sulh hukuk mahkemesinin görev sınırının üzerindedir. Bu durumda HUMK’nun 8. maddesinin 2 fıkrası kapsamında bulunmayan kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti, ve menfi tespit istemlerinden oluşan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 1....

        Somut olayda; taraflar arasında yapılmış bulunan kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile ödenen kira bedelinin geri alınması ve borçlu bulunmadığının tespiti istenmektedir. HUMK’nun 8. maddesinin 2. fıkrasında yalnızca akdin feshi istemli davaların dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde açılacağı öngörülmüştür. Buna karşılık kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti, başlangıçtan beri geçerli olmadığının saptanması davasında görevli mahkeme dava konusu değere göre belirlenecektir. Geçersizliğinin tespiti istenilen kira sözleşmesinde yıllık kira parası 15.000,00 TL olup, bu değerde sulh hukuk mahkemesinin görev sınırının üzerindedir. Bu durumda HUMK’nun 8. maddesinin 2 fıkrası kapsamında bulunmayan kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti, istirdat ve menfi tespit istemlerinden oluşan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

          Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, devre mülk satış sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir. Tüketici Mahkemesince, devre mülk sözleşmesinin resmi şekilde yapılması gerektiği ve taşınmazın aynına bağlı hak olmadığı, uyuşmazlığın 4077 sayılı Kanun kapsamında olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, devre mülk sözleşmesinin iptali istemine ilişkin uyuşmazlığın 4077 Sayılı Yasa Kapsamında kaldığını belirterek görevsizlik yönünde karar vermiştir....

            Sulh Hukuk Mahkemesi ise; "...taraflar arasında kira sözleşmesinin henüz yapılmadığı, kira ve işletme sözleşmesinin yapılacağına dair protokoldeki cezai şartın tahsili amacıyla dava açıldığından davaya bakma görevinin asliye ticaret mahkemesine ait bulunduğu..." gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Somut olayda; taraflar arasında kira sözleşmesinin yapılmadığı, kira ve işletme sözleşmesinin 25.04.2014 tarihine kadar imzalanmaması halinde cezai şartın ödeneceğine dair 11.04.2014 tarihli protokol uyarınca dava açıldığından ticari nitelikteki uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; ... 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13/10/2016 gününde oy birliği ile karar verildi....

              Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacının iş sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanacak şekilde feshedilip feshedilmediği hususu uyuşmazlık konusudur. Somut olayda, davacının iş sözleşmesinin feshine gerekçe gösterilen mesai saatleri içerisinde işyerinde bulunması gerekirken kahvehanede arkadaşları ile birlikte vakit geçirdiği hususunun davacının kendi ikrarı ve dosya münderecatından anlaşılması karşısında, iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğinin kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye idasine, 18.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Somut olayda; taraflar arasında yapılmış bulunan kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile ödenen kira bedelinin geri alınması ve borçlu bulunmadığının tespiti istenmektedir. HUMK’nun 8. maddesinin 2. fıkrasında yalnızca akdin feshi istemli davaların dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde açılacağı öngörülmüştür. Buna karşılık kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti, başlangıçtan beri geçerli olmadığının saptanması davasında görevli mahkeme dava konusu değere göre belirlenecektir. Geçersizliğinin tespiti istenilen kira sözleşmesinde yıllık kira parası 120.000,00 YTL olup, bu değerde sulh hukuk mahkemesinin görev sınırının üzerindedir. Bu durumda HUMK’nun 8. maddesinin 2 fıkrası kapsamında bulunmayan kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti, istirdat ve menfi tespit istemlerinden oluşan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

                  Davacıya ait işten ayrılış bildirgesi incelendiğinde de, davalı işverence SGK'ya işten ayrılış nedeninin kod 4 "belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden feshi" olarak bildirdiği görülmektedir. Tüm bu hususlar birlikte dikkate alındığında davacının iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiğinin kabulü gerekmektedir. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 19. maddesi uyarınca aynı yasanın 18. maddesi kapsamında kalan işçinin iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshetmek isteyen işveren, fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır....

                    Mahkemece, davacının 01.06.1998 tarihinde davalı belediyenin hizmet alım sözleşmesi kapsamında ihale ile hizmet satın aldığı şirketlerin elemanı olarak temizlik işlerinde çalışmaya başladığı, davalı Belediyenin asıl işveren, şirketlerin alt işveren durumunda olduğu, davacının iş sözleşmesinin 31.12.2004 tarihinde davalı tarafça feshedildiği, ispat yükü altında bulunan davalı tarafça iş sözleşmesinin kendileri tarafından haklı nedenle veya davacı tarafından tazminatı gerektirmeyecek şekilde feshedildiğinin yasal ve yöntemince ispat edilemediği, bu yönde dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı, bu nedenle iş sözleşmesinin davalı tarafça haklı bir neden olmaksızın feshedildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshi uyuşmazlık konusudur. Dosya içeriğine göre davacı işçi, 01.06.1998-31.12.2004 tarihleri arasında, davalı ......

                      UYAP Entegrasyonu