Davacı, davalı şirket elemanlarınca psikolojik baskı uygulayarak devre tatil sözleşmesi imzaladığını, ancak tatil hakkını hiç kullanmadığını ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile ödemiş olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı şirket ise cayma hakkını süresinde kullanmadığını savunmuştur. Mahkemece, cayma hakkının süresinde kullanılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı TKHK'nun 8/1 maddesinde, “kapıdan satış, işyeri, fuar, panayır gibi satış mekânları dışında önceden mutabakat olmaksızın yapılan tecrübe ve muayene koşullu satışlardır.” şeklinde tanımlanmış olup davacının, davalı şirketin temsilcileri tarafından gezi amaçlı götürüldüğü sırada daha önceden düşünmediği ve devre tatil satın almak için de gitmediği halde, yapılan tanıtımlar üzerine hazırlıksız bulunduğu bir sırada imzalamış olduğu sözleşmenin, kapıdan satış şeklinde yapıldığının kabulü gerekir....
Bu hali ile, davacının yapı kullanma izninin bulunmadığı tesiste tatil hakkını kullanma ve sözleşmeyi ayakta tutma zorunluluğu yoktur. Bu nedenle , mahkemece sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA,12.5.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin ve senetlerin iadesi, menfi tespit istemine ilişkin olarak açılan davada ... 7. Tüketici ve ... 3....
Davalı vekili, davacının tacir olduğunu ve dava konusu telefonun faturasının şirket adına düzenlendiğini, TTK hükümleri gereğince talep hakkının zamanaşımına uğradığını, ayrıca davalının ikametgahının Kartal ilçesi olması nedeniyle yetki itirazında bulunduklarını, davacının ayıp ihbar sürelerine de uymadığını ve ayrıca telefonun ayıplı olmadığını bildirerek dosyanın yetkili ve görevli Kartal Sulh Hukuk mahkemelerine gönderilmesine, davanın hak düşürücü süre ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki alım-satımın ticari olduğu, davanın teslimden itibaren 6 aylık zamanaşımı süresinden sonra açıldığı, sözleşmenin ifa yerinin Erzurum olduğu gerekçeleriyle yetki itirazının ve davanın da zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, ayıplı malın iadesi ile ödenen bedelin faizi ile iadesi istemine ilişkindir....
Somut olayda, dava devremülk sözleşmesinden cayma nedeniyle sözleşmenin feshi, verilenlerin iadesi ve tapu iptali istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın, dava konusu taşınmazın bulunduğu yer olan Yalova 4. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Yalova 4. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 03.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre, dava, davalıdan alınan cep telefonunun ayıplı çıkması nedeniyle sözleşmenin feshi ile ödenen paranın iadesi talebine yönelik olup, her ne kadar davacı anonim şirket, davalı taraf limited şirket ise de, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3/k maddesinde tüketicinin, 3/1 maddesinde ise tüketici işleminin tanımlandığı, davacı şirketin tekstil şirketi olması sebebiyle alınan cep telefonunun ticari veya mesleki amaç ile alınmadığı, bu sebeple davaya bakma yetki ve görevinin HMK'nun 1. ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 73/1 maddesi uyarınca Tüketici Mahkemesi'ne ait olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, satın alınan cep telefonunun ayıplı olduğu iddiası ile bedelin iadesi istemine ilişkindir....
Finansal Kiralama konusu mal 6361 sayılı Kanun 18 ve 23. maddeleri gereğince kiralayan şirketin mülkiyetindedir. 6361 sayılı Kanun 24/1.maddesi hükmü gereğince de kiracı, sözleşme süresince finansal kiralama konusu malın zilyedi olup, malı sözleşmede öngörülen şart ve hükümlere göre özenle kullanmak zorundadır. 6361 sayılı Kanun 30.maddesi sözleşmenin sona ermesi, 31.maddesi sözleşmenin ihlali (finansal kiralama bedelini ödemede temerrüde düşme), 32.maddesinde de sözleşmenin feshinin sonuçları düzenlenmiş ve 6361 sayılı Kanunun 33/1.maddesinde de sözleşmenin kiralayan tarafından feshi halinde (ve yine 30/2.maddede öngörülen “kiracının tasfiye sürecine girmesi gibi” hallere ilişkin olarak sözleşmenin kiracı tarafından feshi halinde de), kiracının finansal kiralama konusu mal yahut malları kiralayana geri vermek ve teslim etmekle yükümlü olduğu belirtilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin iadesi ve borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olarak açılan davada ... 4.Tüketici ve ... 2....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin ve senetlerin iptali ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada ...4. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) ve ... 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin ve senetlerin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada İstanbul Anadolu 2. Tüketici Mahkemesi ve Yalova 2....