Davalı ise devamsızlık olgusuna dayanmasına rağmen, savunmanın ispatı için dinlettiği tek tanık ...., davacının işten ayrılış nedeniyle ilgili olarak davacının çıktığını yahut çıkarıldığını bilmediğini beyan ettiğinden davalı devamsızlığı ve buna bağlı olarak sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini ispatlayamadığından kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü yerine reddi hatalıdır. 3-Mahkemece fazla mesai ve genel tatili ücret alacaklarından 1/2 oranında takdiri indirim yapılmıştır.Tanık beyanları ile hesaplanan fazla mesai ve genel tatili ücretlerinden takdiri indirim yapılması yerinde isede yapılan takdiri indirim oranı, hakkın özünü etkileyecek derecede yüksek olup, bu indirim oranı içtihatların gözettiği amacı aşmaktadır. Mahkemece daha makul oranda indirim yapılması gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır. 4- Hükmedilen miktarın net mi yoksa brüt mü olduğunun kararda belirtilmemesinin infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesi de hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Bu durumda yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda ceza-i şartın fahiş olup olmadığı, indirim gerekip gerekmediği, fahiş ise ne oranda indirim yapılması gerektiği saptanıp, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan 1. Bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2.bent gereğince temyiz edilen hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 566.65 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 17.5.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. .Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda BK'nın 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır....
-TL'nin olay tarihinden yürüyen yasal faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir. Yolcu olan davacı, davalıdan hizmet almakta olup belli bir yere ulaşmasını sağlamakla yükümlü olan davalı şirket bu sözleşmenin ifası sırasında davacıyı zarara uğrattığı ve bu ilişkinin 4077 sayılı Kanunun uygulama kapsamında kaldığı anlaşıldığına göre, uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ...... 5. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 21/04/2016 gününde oy birliği ile karar verildi....
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, sözleşmenin tek taraflı feshi nedeniyle uygulanan menfi ve müsbet zararların tahsiline ilişkin tazminat davasıdır Celp ve tetkik olunan------ incelenmesinde taraflarının davacı ve davalı olduğu, sözleşmenin konusunun davalı ---- tarafından üretilen ----- dahilinde------ ---- onarımını ,--------- markalarına duyulan -------biçimde ifası amacıyla , zamanında ve noksansız bir şekilde kaliteli bir hizmet sunarak,-------- etmek için --------- hizmetlerinin gerçekleştirilmesi konusunda karşılıklı hak ve hükümlülüklerini belirtmektedir şeklinde olduğu görülmüştür....
Davalı-karşı davacı vekili, asıl davanın reddini istemiş, karşı davasında, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin alelade ve sıradan bir şekilde düzenlendiğini, sözleşmenin sadece karşılıklı satış ve inşaat yapılması vaadini içerdiğini, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde olması gereken hiçbir şart ve koşulun sözlü olarak anlaşılmasına rağmen sözleşmede yer almadığını ileri sürerek davaya konu sözleşmenin geçersizliğinin tespitine, reddi halinde feshine karar verilmesini talep etmiştir....
ay 18 günlük kazanç kaybının 284.430,04-TL olduğu, cezai şartın 500.000-TL olarak tamamı olarak uygulanmasının davalı şirketin mahvına sebep olacağının raporda belirtildiği, davacının talebinin 50.000-TL olduğu nazara alındığında bu miktar mahvına sebep olmayacağından indirim yapılmadığı gerekçeleriyle, davanın kabulü ile, davacı ... davalı arasındaki sözleşmenin davalı tarafça haksız olarak feshedildiği kabul edilerek, taleple bağlı kalınarak 50.000-TL kâr mahrumiyeti ve 50.000- TL cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte hesap edilerek davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalı cezai şarttan indirim talep etmiş ise de, hüküm altına alınan tazminat miktarı davalının mahvına sebebiyet vermeyeceğinden ve davalı tacir olduğundan indirim yapılmasına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı şirket yetkilisince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına...
O halde; sair istinaf sebepleri incelenmeksizin, mahkemece raporu düzenleyen önceki bilirkişiden ek rapor alınarak, sözleşme ve ekleri, Yapım İşleri Genel Şartnamesi ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirilerek tarafların sözleşmenin ifası sürecindeki tüm edimleri belirlenerek bunlardan hangilerinin tarafların öncelikli edimi olduğu (ödeme gibi ...) usulünce saptandıktan sonra, öncelikli edimini yerine getirmeyen tarafın karşı edim talebinde bulunamayacağı ilkesine göre hareketle temerrüt hususunun değerlendirilmesi ve buna göre sözleşmenin haklı mı haksız mı feshedildiği tespit edilip belirlendikten sonra sonuca gidilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı rapora itibar edilerek verilen karar hatalı olduğundan, kararın kaldırılarak belirtilen yol ve yönteme uygun araştırma yapılarak sonucuna uygun karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir....
Asliye Hukuk Hakimliği Tarihi :30.10.2014 Numarası :2014/46-2014/692 Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacılar vekili Avukat E..A.. ile davalı vekili Avukat F..Ö..geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, davacı Sucaattin ile davalı arasındaki eser sözleşmesine konu boya işinin yapılması sırasında vinçteki sepetin düşmesi sonucu yüklenici Suceaattin ile yanında çalışan oğlu davacı M..A..'nin yaralanması nedeniyle doğan zarara ilişkin açılmış olup, M.. A.. için manevi tazminat, yüklenici Sucaettin için ise maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
Mahkemece yapılan incelemede video kayıtlarında düğünün belli bazı kısımlarının mevcut olmadığı, bunun edimin ayıplı ifası mahiyetinde olduğu tespit olunmuştur. 22.6.1966 tarihli 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, manevi tazminat tutarını etkileyen özel hal ve şartlar belirtilmiş olup, hakim manevi tazminat miktarını belirlerken Türk Medeni Kanunu' nun 4.maddesi gereğince hak ve nesafet ilkeleriyle bağlı kalmalı, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, kusurlu eylemin mağdurda uyandırdığı elem ve ızdırabın derecesini, olayın vehametini, davalıların kusurunu, istek sahibinin toplumdaki yerini, kişiliğini, hassasiyet derecesini gözetmelidir. Takdir edilecek manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalı, ne var ki mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması amaç edinilmediğinden zenginleşme aracı da olmamalıdır....