"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, davacı taraf yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince bir takım edimleri ifa ettiğini sözleşme konusu ifası için gerekli bir takım onarım ağaç nakli proje hazırlanması restorasyon işlemleri için sözleşmenin ifa edileceğine inanarak bir takım masrafları yaptığını belirterek oluşan maddi zararın karşılanmasını ve sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle karşılaştıkları durum nedeniyle manevi bir kısım tazminat isteminde bulunmuş davalı taraf ise sözleşme konusu taşınmazın tarihi eser niteliği gereğince sözleşmenin ifa edilemediğini...
başladığını, sözleşme ifası artık müvekkili için anlamsız ve sürenin beklenilmesinin katlanılamaz bir hal aldığını, teslim ve tescil mümkün olmadığı takdirde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 124....
Bu ilke sözleşmenin imzası, ifası ve feshi aşamalarının hepsinde gözetilmesi gereken ilke olması nedeniyle mahkemece, sözleşmenin davacı aleyhine hükümler içermesine rağmen bu durumu kabul eden tacir davacının sözleşme serbestisi ilkesi ile sözleşme hükmü nazara alındığında tazminat, bedel vb. herhangi bir talepte bulunamayacağı belirtilmiştir. Eldeki davada, davalı tarafça kesilen faturalara davacı şirket tarafından herhangi bir itirazda bulunulmayarak faturaların ticari defter ve kayıtlara işlendikleri, karşılığı ödemelerin de yapıldığı, sözleşmenin 14. maddesinde “Sözleşmenin her ne sebep ve suretle olursa olsun sona ermesi halinde bayi (davacı), şirketten sözleşmenin feshini bahane ederek zarar ve ziyan ve tazminat gibi herhangi bir hak ve talepte bulunamayacağının” hüküm altına alındığı görülmüştür....
Bu ilke sözleşmenin imzası, ifası ve feshi aşamalarının hepsinde gözetilmesi gereken ilke olması nedeniyle mahkemece, sözleşmenin davacı aleyhine hükümler içermesine rağmen bu durumu kabul eden tacir davacının sözleşme serbestisi ilkesi ile sözleşme hükmü nazara alındığında tazminat, bedel vb. herhangi bir talepte bulunamayacağı belirtilmiştir. Eldeki davada, davalı tarafça kesilen faturalara davacı şirket tarafından herhangi bir itirazda bulunulmayarak faturaların ticari defter ve kayıtlara işlendikleri, karşılığı ödemelerin de yapıldığı, sözleşmenin 14. maddesinde “Sözleşmenin her ne sebep ve suretle olursa olsun sona ermesi halinde bayi (davacı), şirketten sözleşmenin feshini bahane ederek zarar ve ziyan ve tazminat gibi herhangi bir hak ve talepte bulunamayacağının” hüküm altına alındığı görülmüştür....
Şart ve ceza arasındaki ilişki gözetilerek, işçinin iktisadi açıdan mahvına neden olmayacak çözümlere gidilmelidir. İşçinin belli bir süre çalışması şartına bağlanan cezalardan, sözleşme kapsamında çalışılan ve çalışması gereken sürelere göre oran kurularak indirime gidilmelidir. Ancak sadece süre oranlamasına göre indirim yapılması yeterli değildir. Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasında düzenlenen 01.07.2013 tarihli iş sözleşmesi ile 01/07/2013-30/08/2014 tarihleri arasında geçerli 14 aylık belirli süreli iş sözleşmesi imzalanmış olup bu iş sözleşmesi gereğince, davalı işçi ...'ın ... ile ortaklaşa gerçekleştirilen projesi kapsamında ... kampında çalışmıştır....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında imzalanan 16/12/2008 tarihli beş yıl süreli otogaz LPG bayiilik sözleşmesine ve sözleşmenin eki olan satış taahhütnamesine göre, davalının ayda 10 ton LPG satmayı taahhüt ederek, toplam 25.000-TL bedelli teminat mektubu verdiğini, ancak davalının satış taahhüdüne uymadığı gibi sözleşmenin 12.4 maddesine aykırı bir biçimde 07/08/2009 tarihli noter ihtarı ile sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini, sözleşme ve satış taahhütnamesi uyarınca davalının teminat tutarının beş katı tutarı olan 125.000-TL kadar tazminat ödemesi gerektiğini, müvekkilinin teminat mektuplarını nakde çevirerek davalının cari borcunu mahsup ettikten sonra kalan tutarı da tazminat tutarından çıkarttığında toplam 120.904-TL alacağı olduğunu, bu tutarın şimdilik 10.000-TL' nin temerrüt tarihi olan 18/09/2009' dan itibaren kısa vadeli avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. Somut olayda, davacı yolcu konumundadır. Araç dava dışı... adına kayıtlıdır. Soruşturma dosyasındaki ifade tutanaklarına göre davacının dava dışı annesi, dünürleri olan...’ın kullandığı araçta kızı ve eşiyle birlikte yolcu olarak bulunduklarını beyan etmiştir....
ayıplı şekilde inşa edilmesi nedeniyle bedelden indirim talep etmiş ise de talebinin davalı tarafından kabul edilmediğini, davalının sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini ileri sürerek, davalı ile akdedilen sözleşmenin feshine, satış bedeli olarak ödenen 153.000 TL’nin ödeme tarihinden, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müspet ve menfi zararı ile kira kaybı olarak 2.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; tazminat talebini 8.469,96 TL’si kira tazminatı olmak üzere 40.410,60 TL’ye yükseltmiştir....
Taraflar arasındaki harici satım sözleşmesi taşınmaz alım satımına ilişkin olup, tapulu bir taşınmazın mülkiyenin devrini ön gören her türlü sözleşmenin resmi şekilde yapılması, TMK'nın 706 ve TBK'nın 237. Maddesi gereğince geçerlilik koşuludur. Tapuda kayıtrlı bir taşınmazın mülkiyetinin devir borcunu doğuran bir sözleşmesin ancak yasa öngörülen biçimde yapılması halinde edimin ifası talep edilebilir. Yasanın öngördüğü biçimde yapılmayan taşınmaz satım sözleşmesi hukuken geçersizdir. Taşınmaz satım sözleşmesi geçerlilik koşuldur ve kanun düzenine ilişkin olduğundan re'sen gözetilmesi gerekir. (yargıtay 3. Hukuk dairesinin 2017/17230 Esas ve 2018/1550 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere) Yasanın öngördüğü şekilde şekil şartına uymadan sözleşme yapılması halinde sözleşme geçersiz olduğundan taraflar ancak verdiklerini isteyebilirler....
Maddesi ve maddenin gerekçesi incelenmeden usul ve yasaya aykırı bir şekilde verilmiş olan tedbir kararına itirazlarının reddine ilişkin 07.12.2020 tarihli kararın kaldırılmasını karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER: Düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmesi, konut satış formu, sözleşme bedeli ve ödemeye ilişkin düzenlemeler belgesi, kredi maliyet bilgileri ve geri ödeme planı, senet suretleri, tapu kaydı delil listeleri sunulan ve toplanan deliller. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava düzenleme şeklinde taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, ipoteklerin fekki, tazminat, sözleşmenin ifası mümkün değilse sözleşmenin feshi ile ödenen bedellerin ve menfi zararların tahsili istemine ilişkindir....