Dava, haksız fesih nedeniyle tazminat talebine ilişkindir. Davacı, sözleşmenin feshi nedeniyle çalışılamayan 143 güne tekabül eden 22.264,66 TL’nin tahsilini istemiş, davalı ise ... 7. İdare Mahkemesi 2011/1439e.- 2012/2884 k. s.lı ilamı neticesinde sözleşmenin feshine karar verildiğini savunmuştur. Dosyaya kazandırılan ... 7. İdare Mahkemesi kararı incelendiğinde, kararın temyizen Danıştay’a gönderildiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, anılan İdare Mahkemesi dosyasının temyiz sonucunun getirtilerek ve gerektiğinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir....
Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak açılan sözleşmenin geriye etkili olarak feshi ile davacıya yapılan ödemelerin iadesi ve tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde sözleşmenin haklı nedenle fesih edildiğinin tespitine ve davacı tarafından ödendiği iddia edilen bedelin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde iki sözleşme içiçe olup; biri hiçbir şekle bağlı olmayan inşaat sözleşmesi, diğeri ise resmi biçimde yapılması gereken mülkiyeti nakil borcu doğuran sözleşmedir. Bu nedenle kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin noterde düzenleme şeklinde yapılması gerekmektedir. Buradaki şekil geçerlilik şartıdır. Emredici kural gereği resmi şekle uyulmadan yapılan sözleşmeler ise geçersizdir....
Davacı vekili dosyaya verdiği 10.01.2007 tarihli dilekçesinde tazminat istemlerini açıklamış, bu istemin 16.000,00 TL'sinin eksik ve kusurlu işlerin giderilme bedeli, 4.000,00 TL'sinin işin gecikmesi nedeniyle ödenen kira bedellerine ilişkin olduğunu açıklamıştır. Mahkemece sözleşmenin feshi istemi konusunda hüküm kurulmamış, tazminat istemi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından karar temyiz edilmediğinden, davacı tarafca davanın tazminat istemine hasredildiği kabul edilmiştir. Eksik ve kusurlu işlerin giderilme bedeli olarak 5.600,00 TL belirlenmiş, tarafların kusur durumları dikkate alınarak BK'nın 44. maddesi uyarınca 1/2 oranında hakkaniyet indirimi yapılmak suretiyle hüküm oluşturulmuştur. Eksik ve kusurlu işlerin giderilme bedeli konusunda davacı ... sahibinin de kusurlu olduğu kabul edilerek BK'nın 44. maddesi uyarınca indirim yapılması mümkün değildir....
- K A R A R - Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi olan arsa maliki ile davalı yüklenici arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince müvekkillerine teslimi gereken dairelerin ihtara rağmen süresinde teslim edilmemesi üzerine davalının temerrüde düştüğünü, arsanın eski hale getirilmesi gerektiğini, müvekkillerine ait olan ve sözleşmeye konu arsa üzerinde bulunan meyve ağaçlarının edimin ifası kapsamında sökülmek zorunda kalındığını, yeni bir sözleşme yapılması halinde müvekkillerinin zarara uğrayacağını ileri sürerek, anılan sözleşmenin feshini ve menfi zarar kapsamında 20.000,00 TL tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....
, fazlaya ilişkin maddi tazminat ve manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
, fazlaya ilişkin maddi tazminat ve manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Arsa sahibinin fesih ihtarı ve yüklenicinin açmış olduğu haksız fesih nedeniyle tazminat davası ile tarafların fesih konusunda iradeleri birleşmiştir. Sözleşmede sözleşmenin ifası sırasında meydana gelebilecek engeller düzenlenmiş olup hava mania engeli sözleşmenin ifası sırasında bulunmaktadır....
Davacının 15.000,00 TL ... tazminat isteminin reddine dair karara yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davada dayanılan 07.05.2003 tarihli sözleşmenin 9.maddesinde aynen “ayrıca aynı taşınmaz üzerinde bulunan ve tapusu ...’in üzerinde bulunan 47 numaralı bağımsız bölümün tamamının tapusu da alıcı ...’a verilecektir. Taşınmaz üzerinde bulunan ipotek, iki aylık süre içerisinde ... tarafından kaldırılacaktır. Aksi takdirde 15.000,00 ... tazminatı ...’a ödeyecektir” hükmü bulunmaktadır. Burada yazılan 15.000,00 ... tazminat, aslında cezai şarta ilişkindir. Hukuk Genel Kurulunun 17.02.1971 tarih ve 1505-85 sayılı Kararında cezai şart “geçerli bir borcun yerine getirilmemesi veya eksik yerine getirilmesi ya da belli bir yerde, belli bir zamanda yerine getirilmemesi durumunda borçlunun ödemesi gereken ve malca değeri olup bir hukuk işlemiyle belli edilen götürü bir edim” olarak tanımlanmıştır. Cezai şarta ilişkin düzenleme ise Borçlar Kanununun 158.maddesinde yapılmıştır....
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı BK'nin 43. (6098 sayılı TBK'nin 51. md.) maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir....
Bunlar, 1-Her zaman gecikmiş işi yerine getirme (ifayı) ve gecikme tazminatı isteme; 2-Sözleşmenin ifasından vazgeçilerek olumlu zararı isteme; 3-Sözleşmeyi feshederek olumsuz zararı isteme şeklide açıklanmaktadır. Davacı görülmekte olan davada, bu seçimlik haklardan aynen ifa ve gecikme tazminatını istemiştir. (Aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulu’nun 09.10.1991 gün ve 1991/15-340-467 sayılı kararında da vurgulanmıştır.)...