WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu boşluk sözleşmenin anlamına ve taraf iradelerine önem verilerek yorum ile ve dürüstlük kuralına uygun olarak doldurulur. Bu yönteme sözleşmenin yorum yoluyla düzeltilmesi veya değişen hal ve şartlara uyarlanması denilir.(Yargıtay HGK’nun 18.11.1998 tarihli, 815/835 tarihli kararı) Mahkemece, hernekadar, sözleşmenin konut sayısı yönünden de uyarlandığı ve bu uyarlama sonucu arsa sahibi kooperatife bırakılan konut sayısının sabit bırakılması gerektiği tespit edilmiş ise de; alınan bilirkişi raporlarında, konut sayısının 75 adet azalmasına rağmen inşaat alanının azalmadığı, yüklenicinin azalan konut sayısına tekabül eden inşaat alanını kullanmak suretiyle, normal daireleri 200 metrekare yerine 387.50; villaları 300 metrekare yerine 487.50 metrekare büyüklükte yapabileceği, ancak bu durumun rantabl olmayacağı belirtilmiştir. Bu durumda, inşaat alanı aynı kalmış olsa dahi, konut sayısının düşürülmesinin, sözleşmedeki dengeyi yüklenici aleyhine katlanılamayacak derecede bozduğu açıktır....

    Davalı vekili, sözleşmenin 10.03.2000 tarihinde akdedildiğini, 8 yıl sonra dava açılmasının yerinde olmadığını, istemin zamanaşımına uğradığını, derdestlik itirazında bulunarak davacının aynı hususla ilgili borçlu olmadığının tespiti davası açtığını, esasen davacının açtığı davanın reddi, davalı idarenin açtığı davanın kabulü gerektiği yönünde verilen kararın bozulduğu, ıslah ile uyarlama istediğini, ıslahın kabul edilmediğini, uyarlama koşullarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Birleşen davada davacı vekili, işletmenin davalılara satıldığını, bir kısım borç erteleme isteğinin kabulüne rağmen bakiye devir bedelini ödemediğini, yapılan görüşmelerin karşılıksız kaldığını ileri sürerek, 1.039.500 DM karşılığı 858.744.463.500 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir....

      Sözleşmenin yeni durumlara uyarlanması yapılırken önce sözleşmede, daha sonra kanunda bu hususta intibak (uyarlama) hükümlerinin bulunup bulunmadığına bakılır. Sözleşmede ve kanunda hüküm bulunmadığı takdirde sözleşmenin değişen hal ve şartlara uydurulmasının gerekip gerekmeyeceği incelenir. Bazen de sözleşmede olumlu ve olumsuz intibak (uyarlama) kaydı bulunmakla beraber, bu kayda dayanılarak sözleşmenin kayıtla birlikte aynen uygulanmasını talep etmek TMK. nun 2/2 maddesi hükmü anlamında hakkın kötüye kullanılması manasına gelebilir. Böyle bir durumda sözleşmedeki intibak kaydına rağmen edimler arasında aşırı bir isabetsizlik çıkmışsa uyarlama yine yapılmalıdır. İşlem temelinin çöküşüne ilişkin uyuşmazlıkların giderilmesinde kaynak olarak TMK.nun 1, 2 ve 4.maddelerinden yararlanılacaktır. İşlem temelinin çöktüğünün dikkate alınması dürüstlük kuralının gereğidir. Diğer bir anlatımla durumun değişmesi halinde sözleşmede ısrar etmek dürüstlük kuralına aykırı bir tutum olur....

        Sözleşme koşullarının değişen şart ve durumlara uyarlanmasına sözleşmenin uyarlanması denir. Uyarlama daha çok sözleşmenin içeriğinin, yani tarafların hak ve borçlarının değiştirilmesi şeklinde olur. Sürekli edimli sözleşmelerden olan kira sözleşmelerinde uyarlama talebi daha çok süre ve kira bedeli için yapılmaktadır. Türk hukukunda, hem clausula rebus sic stantibus ilkesi, hem de işlem temelinin çökmesi kuramı uygulanmak suretiyle, uyarlanma davalarının görülebilir olduğu Yargıtay kararları ile benimsenmiş ise de; işlem temelinin çökmesi kavramının uygulanabilmesi için, sonradan meydana gelen değişikliklerin önceden teşhis ve tahmin edilememiş olması gerekir....

        Sözleşmenin yeni durumlara uyarlanması yapılarken önce sözleşmede, daha sonra kanunda bu hususta intibak hükümlerinin bulunup bulunmadığına bakılır. Sözleşmede ve kanunda hüküm bulunmadığı takdirde sözleşmenin değişen hal ve şartlara uydurulmasının gerekip gerekmeyeceği incelenir. Bazen de sözleşmede olumlu ve olumsuz intibak kaydı bulunmakla beraber, bu kayda dayanılarak sözleşmenin kayıtla birlikte aynen uygulanmasını talep etmek MK.md. 2/2 hükmü anlamında hakkın kötüye kullanılmasını manasına gelebilir. Böyle bir durumda sözleşmedeki intibak kaydına rağmen edimler arasında aşırı bir nispetsizlik çıkmışsa uyarlama yine yapılmalıdır. İşlem temelinin çöküşüne ilişkin uyuşmazlıkların giderilmesinde kaynak olarak M.K.'nun 1, 2 ve 4. maddelerinden yararlanılacaktır. İşlem temelinin çöktüğünün dikkate alınması dürüstlük kuralının gereğidir. Diğer bir anlatımla durumun değişmesi halinde sözleşmede ısrar etmek dürüstlük kuralına aykırı bir tutum olur....

          O halde somut olayda olduğu üzere kiranın uyarlanması talep edildiğinde mahkemece salgının ve alınan tedbirlerin bizzat kiracı üzerindeki etkileri değerlendirilmeli, bu olumsuz duruma kiraya verenin sebep olmadığı da göz önünde bulundurularak oluşan yük, sözleşmenin her iki tarafı üzerine dağıtılacak şekilde sözleşmenin yeni koşullara uyarlanması benimsenmelidir. Bu genel açıklamanın ardından dairemizce kiranın uyarlanması talebi ile açılan somut davada uyarlama koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilmiştir....

          O halde somut olayda olduğu üzere kiranın uyarlanması talep edildiğinde mahkemece salgının ve alınan tedbirlerin bizzat kiracı üzerindeki etkileri değerlendirilmeli, bu olumsuz duruma kiraya verenin sebep olmadığı da göz önünde bulundurularak oluşan yük, sözleşmenin her iki tarafı üzerine dağıtılacak şekilde sözleşmenin yeni koşullara uyarlanması benimsenmelidir. Bu genel açıklamanın ardından dairemizce kiranın uyarlanması talebi ile açılan somut davada uyarlama koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilmiştir....

          Davalı, sözleşmenin geçerli olduğunu ve uyarlama koşullarının bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece, keşif yapılmış ve davalı kiracının cironun yüksek olacağı ve buna bağlı olarak kira bedelinin yüksek olacağı konusunda bilerek davacı kiralayanda hatalı bir kanı uyandırdığı, bilirkişilerin raporlarında belirtildiği şekilde en azından davacı kiralayanda bu konuda esasen var olan hatalı kanıyı koruma veya devamını sağlamak sureti ile hileli davranışta bulunduğu ve davacı kiralayanın esaslı miktar hatasına düştüğü gerekçesiyle davanın kabulü ile sözleşmenin iptaline karar verilmiştir. Bilindiği üzere; sözleşmenin konusu, niteliği ve ödenecek miktar gibi hususlarda dikkatsizliği veya bilgisizliği sonucu gerçek iradesine uymayan beyanda bulunmak suretiyle esaslı hataya düşen tarafın sözleşme ile bağlı sayılamayacağı kuşkusuzdur....

            Dosya içerisindeki 1.4.2002 tarihinde taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin incelenmesinden sözleşme süresinin 10 yıl olduğu, 1.9.2003 tarihine kadar dolar kurunun 1.570 TL olarak sabitlendiği, bundan sonra ödemelerin aylık 3.250 USD olarak dolar cinsinden ödenmesine devam edileceği, ilk beş yıl içerisinde ülkede develüasyon yaşanmaması halinde sözleşmenin aynı şartlarda (5+5 şeklinde) ve sözleşme tarihinden itibaren 10 yıl süre ile devam edeceği anlaşılmaktadır. Sözleşme hükümleri ve davacının beyanları birlikte değerlendirildiğinde açılan dava bir tespit davası olmayıp; niteliği itibarıyle kira bedelinin günün ekonomik koşullarına uyarlandırılması davasıdır. Dava değerine göre de Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekir. Uyarlama koşullarının bulunup bulunmadığı da yapılacak yargılama sonunda belirlenecektir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki uyarlama davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı bankadan 30.07.2008 tarihinde dövize endeksli konut kredisi kullandığını ancak kurun aşırı oranda yükselmesi nedeniyle ifa güçlüğü yaşadıklarını ileri sürerek, B.K 138. madde uyarınca hakimin sözleşmeye müdahalesi ile sözleşmenin günün koşullarına uyarlanması ile ödemesi gereken aylık kredi taksitlerinin, sözleşmenin kurulduğu 30.07.2008 tarihindeki Türk Lirası karşılığına çekilmesine veya günün koşullarına göre Türk Lirası çekilen kredi emsal alınarak uyarlanmasına ve kendisinden haksız şekilde tahsil edilen dosya masraflarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

                UYAP Entegrasyonu