edilen eylemi nedeniyle kendisine ceza kesilmesinden yaklaşık sekiz ay sonra ve sözleşmenin bitimine bir gün kala aynı nedenle sözleşmenin feshinin haklı nedene dayandığından söz edilemeyeceği, bu durumda, sözleşmenin sona ermesinden 6 gün sonra davacıya ulaşan fesih bildiriminin geçerli olmadığı, kaldı ki feshin haklı nedene de dayanmadığı, haksız ve geçersiz olan feshe dayalı olarak sözleşmenin 17. maddesi uyarınca cezai şart olarak davacı teminatının gelir kaydedilemeyeceği, anılan bedelin iadesi koşullarının oluştuğu, her ne kadar davacı tarafça feshi gerçekleştiren işletme müdürlüğünün, sözleşmenin tarafı olmaması nedeniyle de feshin geçersiz olduğu ileri sürülmüş ise de davalı ......
Davalı vekili, davacının kusurlu davranışları nedeniyle satış miktarında ciddi oranda düşüş yaşandığını, 9.11.2005 tarihli ihtarname ile sözleşmenin müvekkilince haklı nedenle feshedildiğini belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi kurulu raporuna göre, davalı feshinin haklı nedene dayanmadığı, davacının feshe karşı çıktığı, bu durumda davacının ancak müspet zararlarını isteyebileceği, manevi tazminata konu olabilecek nitelikte bir eylemin mevcut olmadığı gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne, taleple bağlı kalınarak 1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, şartları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, eczacı olduğunu, ......
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacının istinaf talebini kabul etmediklerini, davacının manevi tazminat talebinin zaten haksız olduğunu, Türk Borçlar Kanununda manevi tazminat alınabilecek hallerin sınırlı olarak sayıldığını, buna göre ölüm ve bedensel zarar durumunda istenebilecek manevi tazminatın TBK 56 da, kişilik haklarının zedelenmesinde istenebilecek manevi tazminatın TBK 58'de düzenlendiğini, bu iki durum dışında manevi tazminat istenebileceğine dair bir düzenleme olmadığını, kaldı ki sözleşmeye aykırılık halinde de manevi tazminat düzenlenmediğini, davacının kişilik haklarının zedelendiğine dair bir olay ileri sürmediği gibi zaten ortada bu sonuca yol açacak bir durumun da olmadığını, 9.000,00 TL ye alınan, yılda 15 gün kullanma hakkı olan termal tatil amaçlı devre mülkün inşaatının süresinde tamamlanmamış olmasının kişilik haklarını zedelemeyeceğinin açık olduğunu, bu nedenle mahkemenin manevi tazminatın reddine ilişkin verdiği kararın da yerinde olduğunu...
Mahkemece, satış bedelinin 52500 TL yerine 53500 TL olarak davalıdan tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 3-Davacı tarafından satın alınan dairenin 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 4. maddesinde belirtildiği şekilde ayıplı mal olduğu, davacının sözleşmenin feshi ile ödediği satış bedelinin tahsilini istediği, mahkemenin de bu yöne ilişkin karar verdiği anlaşılmaktadır. Ancak anılan yasanın 4/2 maddesinde "bedel İadesi" nden söz edilmiş olup, bundan maksat daire alınırken kararlaştırılan ve ödenen toplam satış bedelidir. Somut olayda olduğu gibi, şayet daire tüketici kredisi kullanılarak alınmış ve tüketici bu nedenle kredi kullandığı bankaya bir faiz ödemiş ise, ödenen tüketici kredisi faizinin satış bedeli içinde değerlendirilmesi olanaksızdır. Dairenin tüketici kredisi ile alınması sadece tüketicinin tercihinde olan bir durumdur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki birleştirilen sözleşmenin feshi, alacak davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Mahkemece, asıl dava yönünden davanın kısmen kabulüne ilişkin mahkemenin önceki hükmü ve buna ilişkin ferileri bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olmakla yeniden hüküm tesisine yer olmadığına, birleşen dava yönünden bozma ilamı uyarınca talimat yoluyla alınan bilirkişi kurulu raporunun hükme esas alındığı, bilirkişi raporu ile birleşen dava davacısının davalı ...den herhangi bir komisyon alacağının bulunmadığı, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle gelir kaybı tutarının ise 11.356,80 TL olduğu belirlendiği gerekçeleriyle birleşen davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile taleple bağlı kalınarak 1.000,00 TL sözleşmenin haksız feshi nedeniyle uğranılan gelir kaybının sözleşmenin fesih tarihi olan 09/11/2005 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının birleşen davadaki sair maddi tazminat, manevi tazminat ve ipoteğin kaldırılmasına ilişkin talep ve istemlerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir....
Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, arsa sahibi müvekkili ile davalılar arasında 19.03.2007 tarihli arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmenin üzerinden 6 yıl gibi uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen sözleşmede belirtilen binayı yapmak için davalıların müvekkil dışında hiçbir arsa sahibi ile anlaşma yapmadığı gibi inşaata başlamak için ruhsat dahi almadığını ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile, manevi tazminat ile cezai şartın tahsilini talep ve dava etmiştir....
Yanlar arasında imzalanan 18.02.2013 tarihli sözleşmenin 24.2 maddesinde, davacı alt yüklenicinin onaylanan hakedişinden %10 teminat kesintisinin yapılacağı, teminat başlıklı 10. maddenin son cümlesinde nakit teminat kesintisinin kesin hesabın yapılmasından sonra 90 günlük çek ile taşerona ( davadaki alt yükleniciye) ödeneceği kabul edilmiştir. Yine sözleşmenin 10.1 maddesinde taşeronun (alt yüklenici) bu iş için 250.000,00 TL tutarında teminat senedini yükleniciye vereceği, işin geçici kabulü yapılıp SGK ilişiksiz belgesi, prim borcu olmadığı yazısı ve işçilerin tüm alacaklarını ödediğine dair belgeyi teslim ettikten sonra bu teminatın iade edileceği kabul edilmiştr. Sözleşmenin feshi başlıklı 23.1 maddesinde sözleşmenin iş sahibi (davada davalı yüklenici) tarafından haklı nedenle feshi halinde kesin teminatın irat kaydedileceği kararlaştırılmıştr....
sayılı kararı ile yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporuna göre, davalının sözleşmeyi feshinin haksız olduğu, davacının uğradığı maddi zararlarının tazmini ile yükümlü olduğu, gerek kâr kaybı gerekse sözleşme konusu malların daha fazla bir bedel ile başka bir yerden temini sebebi ile davacının uğradığı zararın 32.381,72 TL olduğu, manevi tazminat koşullarının ise oluşmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 32.381,72 TL maddi tazminat alacağının fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, manevi tazminat isteminin ise reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. B. Bozma Kararı Yargıtay (Kapatılan) 19....