geçersizliği ileri sürülerek bedel iadesi talep edilmesinin kabul edilebilir nitelikte olmadığını, davacının sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca edimlerin iadesinin gerektiğini belirterek denkleştirici adalet ilkesi uyarınca ek ve sair hakların talep edilmesinin hakkaniyete aykırı nitelikte olduğunu, haksız ve mesnetsiz davanın usulden ve esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20/03/2013 gününde verilen dilekçe ile harici satışa dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede bedel iadesi (tazminat) istenmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın asıl talep yönünden reddine, fer'i talep yönünden kabulüne dair verilen 18/11/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede bedel iadesi (tazminat) istemine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında imzalanan bila tarihli sözleşme kapsamında İstanbul ili, Kartal ilçesi, ......
adrese çıkarılması gerekeceği ve 28.06.2013 tarihinde dosyada mevcut bilinen son adresine aynı kanunun 35.maddesine göre yapılan tebligatın geçersiz olacağı cihetle sanığın yerleşim yeri adresinin tebligat yapıldığı tarihte neresi olduğunun tespiti ile buna ilişkin belgelerin eklenerek iadesi için dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
15/02/2012 tarihinde dosyada mevcut bilinen son adresine aynı kanunun 35. maddesine göre yapılan tebligatın geçersiz olacağı cihetle, sanığın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin tebligat yapıldığı tarihte neresi olduğunun tespiti ile tebliğ işleminin buna göre yapılmasından sonra ilgili belgelerin eklenerek iadesi için dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C....
Mahkemece; dava konusu taşınmazın halen davacının zilyetliğinde olup olmadığı, taşınmazı halen kullanıp kullanmadığı, noktasında gerekli araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Buna göre; mahkemece, dava konusu taşınmazın davacının zilyetliğinde olup olmadığı, taşınmazı halen kullanıp kullanmadığı, taşınmazı davalıya iade edip etmediği noktasında gerekli araştırma ve inceleme yapılmalı, taşınmazın halen davacının zilyetliğinde olduğunun tespiti halinde, hükmedilen alacağa taşınmazın iadesi tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hükmedilen alacağa dava tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olması da usul ve yasaya aykırıdır....
- KARAR - Davacı vekili, asıl davada, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tapu kaydındaki şerhinin terkini için dava açıldığını, davanın kabul edilip kesinleştiğini, ancak sözleşmenin feshinde davalı yüklenicinin kusurlu olduğunu, müvekkili arsa sahibinin kira ve satış gelirinden yoksun kaldığını ileri sürerek, maddi zararının tespiti ile bu bedelden yükleniciye iadesi gereken bedelin mahsubu ile kalan miktarın davalılardan tahsiline; birleşen davada, asıl davada yükleniciye iadesi gereken bedelin mahsubu istenmiş olmakla, bu bedel nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, sözleşmenin BK'nun 19. maddesi gereğince başlangıçtan beri imkansız olduğu, bu durumun kesinleşen mahkeme kararıyla sabit olduğu, batıl olan sözleşme nedeniyle tazminat istenemeyeceği, davalı ...'...
Mahkemece,geçerli bir kat karşılığı inşaat sözleşmesinde yükleniciye ait olacağı kararlaştırılan bir bağımsız bölümün, yüklenici tarafından adi yazılı bir sözleşmeyle üçüncü bir kişiye satılmasının alacağın temliki hükümlerine tabi olduğu, alacağın temliki sözleşmesinin geçerliliğinin sadece yazılı şekle tabi tutulduğu, resmi şekle bağlanmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin geçerli bir sözleşme olduğu, davacının sözleşmenin geçersiz olduğunu ileri sürerek ödenen bedelin iadesini talep edemeyeceği, ayrıca sadece işe başlama tarihi geçtiği halde işe başlanmamasının davacıya bu sözleşmeyi feshedip ödediği bedelin iadesi hakkını tanımadığı, sözleşmenin halen geçerli ve ayakta olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/72 D. iş sayılı dosya ile tespit yaptırılıp alınan bilirkişi raporunda yapılan imalâtın projeye aykırı ve işçilik kalitesinin tekniğine uygun olmadığı, malzemenin vasıfsız olup, sağlam ve özgün parçaların söküldükten sonra korumasız bir şekilde tutulduğunu, Belediye tarafından yapı tatil zaptının düzenlendiğini, müvekkili hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma başlattığını, sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesi, şirketin Rok Mühendisliğine ödediği bedel ile yapılan tespit ve Noter masraflarının ve uğranılan manevi zararın toplama 32.035,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 18.04.2012 tarihli ıslah dilekçesiyle 24.995,00 TL olan iş bedelini 26.600,00 TL’ye artırmıştır. Davacı, iş bedelinin kısmen iadesini istemişse de, ıslah dilekçesi ile ödenen bedelin iadesi ve davalı adına Rok mühendisliğe ödenen bedel yanında 5.000,00 TL manevi tazminat, tespit ve noter masrafları olmak üzere toplam 58.635,00 TL istemiştir....
Hukuk Dairesinin, müvekkil şirket ile davacı arasında akdedilen sözleşmenin, taşınmaz satışına ilişkin olduğundan bahisle sözleşmenin resmi şekilde yapılması gerektiği ve sözleşmenin geçersiz sayılması yönünde değerlendirmede bulunduğunu, davaya konu tasarruf finansman sözleşmesini hukuki olarak nitelendirmede hata yapmış ve davaya konu sözleşmeyi taşınmaz satış sözleşmesi olarak nitelendirdiğini, sözleşmenin içeriği incelendiğinde, Tasarruf Finansman sözleşmesi olduğunu, Tasarruf Finansman Sözleşmelerinin, 6361 sayılı Kanunun 39/A maddesinde açıklandığını, davacı ile akdedilen sözleşmenin "Ayrılma ve Devir" başlıklı 8 ... maddesi ile davacının sıra tespitine girmek suretiyle müvekkil şirketten hizmet almış olduğu ve çalışma bedelinin sözleşmenin asli unsuru olduğu gözetildiğinde çalışma bedelinin iade edilmeyeceği, çalışma bedeli haricinde, var ise eğer davacının ödemiş olduğu tasarruf taksitlerinin iade edileceği müvekkil şirket tarafından davacıya bildirilmiş olup ilgili hususun sözleşmede...
için takip başlatılması ve itirazın iptali davası açılmasının kötü niyetli olduğunu, karşı tarafın sözleşmenin geçersiz olduğunu ve müvekkilimin adı geçen spor salonundan ayrıldığını bilerek takip başlatıldığını, davacı ...'...