(TBK m. 125) maddesindeki diğer seçimlik hakkını kullanmak yerine sözleşmenin feshinin talep edilmesinin TMK’nın 2. maddesine aykırı olduğunun kabulü gerekmektedir. Açıklanan hususlar dikkate alınmaksızın hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde sözleşmenin geriye etkili feshine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, anılan davalılar yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalılar yararına takdir olunan 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Tüketici Mahkemesince, davacının sözleşmenin geçersiz olduğunun tespiti ile ödenen bedelin iadesine ilişkin talebi bulunduğu ve davacı üzerinde yer alan tapunun sözleşmenin feshinin ve ödenen bedelin iadesinin doğal sonucu olarak davalıya iadesi gerekeceğinden tapusu iade edilecek taşınmazın ... ili Termal ilçesinde yer alması nedeni ile, neticeten taşınmazın aynına ilişkin bir karar verileceğinden 6100 sayılı HMK’nın 12/1. maddesi gereğince “Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” hükmü karşısında HMK 12. Maddesinde düzenlenen kesin yetki kuralının re'sen dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... 2....
- KARAR - Asıl davada davacılar vekili, müvekkilleri arsa sahipleri ile davalı arasında 03.10.2011 arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre teslim tarihinin 30.05.2014 olmasına rağmen bu tarihe 5 ay kala yapılan tespitte inşaatın halen kaba inşaat seviyesinde olduğu, bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini, müvekkillerinin zarara uğradığını ve davalının sözleşmeye göre cezai şart ödemekle yükümlü olduğunu ileri sürerek, sözleşmenin feshinin tespiti ile 50.000,00 TL kira tazminatı, 1.000,00 TL menfi zarar ve 500.000,00 TL cezai şartın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davanın reddini istemiştir. Birleşen davada davacı şirket yetkilisi, taraflar arasındaki sözleşmede yer alan ayrık hüküm uyarınca sözleşme konusu taşınmazın davacı şirketin hissesine düşen %65'lik kısmının tapu kaydının iptali ile davacı şirket adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiş, asıl davanın reddini istemiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacılar tarafından sözleşmenin kira bedellerinin ödenmemesi nedeniyle davalının 60 günlük süre vererek ihtarname göndermiş olduğu, verilen sürede de borcun ödenmemesi üzerine sözleşmenin feshedildiği, mahkemece verilen sözleşmenin feshinin tespitine dair kararın Yargıtay tarafından da onanarak kesinleştiği, yangının ise sözleşmenin fesih tarihinden sonra çıktığı belirtilerek, sübuta ermeyen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 13.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak Yargıtay'ın son kararların da sözleşmenin feshi talepli davanın sonucunda taşınmazın devrinin söz konusu olması halinde feshedilen sözleşmenin sonucu olarak da tapunun eski hale getirilmesi gerekecektir. Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 21/02/2019 tarihli 2018/6789 Esas 2019/2271 Karar sayılı ilamında "devremülk satış sözleşmesinin feshine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı araştırılarak taraf delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Devremülk satış sözleşmesinin feshinin koşullarının oluştuğunun anlaşılması halinde davacı üzerinde yer alan tapunun sözleşmenin feshinin doğal sonucu olarak davalıya iadesi gerekeceğinden, iadesi gereken taşınmazın Yalova ilinde yer alması nedeniyle taşınmazın aynına ilişkin davalarda taşınmazın bulunduğu yer mahkemeleri HMK.'nun 12/1 maddesi gereğince kesin yetkili olduğu gözetilerek yetkisizlik kararı verilmesi gerektiği ...." tespitini yapılmıştır. Bu haliyle taşınmazın aynına yönelik bir hüküm kurulacağından HMK.'...
ın Fonu temsil yetkisini geçerli kılan herhangi bir yönetim kurulu kararı mevcut olmadığını, buna rağmen yetkili temsilci olarak kabul edildiğini, hakem kararında gerekçe bulunmamasının ... yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenilme hakkının ihlalini oluşturacağını, taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi bulunduğundan müvekkilinin kâr mahrumiyetinin hesaplanması gerektiğini, 2019 tarihli sözleşmenin yürürlüğe girmesinden sonra sözleşmenin bazı hükümleri uygulanarak bizzat müvekkilinin emek ve çabasıyla fona yatırımcılar dahil olduğunu, davalının kaçındığı sözleşme yapma yükümlülüğünün yine davalı lehine yorumlandığını, tarafların münferit sözleşmenin yapılıp yapılmayacağı konusunda irade özgürlüğü bulunduğunu, taraflar arasındaki 2019 tarihli sözleşmeye bakıldığında ise hüküm doğurması için ileride münferit sözleşmelerin akdedilmesi ön şartına tabi bulunmaksızın doğrudan taraflarca birlikte "girişim sermayesi yatırım fonları kurulmasına" ilişkin yükümlülük öngörüldüğünü...
Kat 100 nolu bağımsız bölümünün 1/48 hissesinin 24/11/2016 tarih ve 4680 yevmiye numaralı satış işlemi ile davacıya devredildiği, taşınmaz devrini içeren bu sözleşmenin adi yazılı şekilde yapılması nedeni ile geçersiz olduğu ancak taşınmaza ilişkin hissenin davacı adına tapuya kaydedilmesi ile birlikte geçersiz olan sözleşmenin geçerlilik kazandığı tüm dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır. Her ne kadar taşınmaz devrini içeren sözleşmenin adi yazılı şekilde yapılması geçersiz ise de, taşınmazın tapusunun verilmesi ile geçersiz olan sözleşme geçerlilik kazanacaktır. Dava konusu devre mülk satış sözleşmesinin feshinin koşullarının anlaşılması halinde, davacı üzerinde yer alan tapunun sözleşmenin feshinin doğal sonucu olarak davalıya iadesi gerekeceğinden, davacı adına tapuda kayıtlı bulunan taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı şirket adına tescili gerekecektir....
Bir eda içerir talebi bulunmadan, sadece taraflar arasındaki sözleşmenin feshini istemekte, sözleşmenin feshinin sağlanması için bir mahkeme ilamına ihtiyaç bulunmayıp, davacı kendi iradesiyle bu fesih işlemini gerçekleştirebileceği hallerde davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı açıktır. Ancak somut uyuşmazlıkta davacının sözleşmenin (haklı nedenle) feshinin tespiti ile birlikte teminat olarak verilen toplam 200.000.TL'lık 4 adet senetten dolayı borçlu olmadıklarının tespitini istediğinden davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu açıktır. Bu durumda mahkemece, davacı tarafından 27.10.2016 tarihli bayilik sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini tespitine de karar verilmesi gerekirken yukarıda yazılı gerekçe ile bu yöndeki talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, doğru görülmemiştir....
Mahkemece, yapılan yargılama sonunda; uyuşmazlığın arsa sahipleri ile yüklenici firma arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, sözleşme hükümlerinin yerine getirilmemesi nedeni ile tapuda davalı şirket adına devredilen hisselerin iptali ile davacılar adına tesciline ilişkin olduğu, bu sözleşmenin yapılması veya feshinin taşınmazın tamamı üzerinde yapılan tasarruf niteliğinde olduğundan TMK'nın 692. maddesi uyarınca tüm arsa sahibi paydaşların birlikte hareket etmesinin zorunlu olduğu, zira tapu iptali talebinin sözleşmenin feshini de içerdiği, bu nedenle tüm arsa maliklerinin hukukunu da etkileyeceği, hukukumuzda istisnalar dışında dahili davalı müessesesi olmadığından, dava dışı arsa sahiplerinin davaya dahil edilmesinin mümkün olmadığı, davacılar dışında kalan diğer arsa sahiplerinin dava açmadıkları, zorunlu dava arkadaşlığının söz konusu olduğu durumlarda dava açmayanların davaya muvafakatlarının sağlanması veya ayrı dava açılıp iki dosyanın birleştirilmesi gerektiği...
Limited Şirketi ise davacının tatil hakkını kullandığını, sözleşmenin feshinin istenemeyeceğini, kendisinin tatil sitesinin işletme hakkını 5.5.1999 tarihli devir protokolü ile devraldığını kendisine husumet düşmeyeceğini bildirerek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın,... Limited Şirketi yönünden husumetten reddine,diğer davalı yönünden esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı ... AŞ’den satın aldığı 17.8.1999 tarihli 100 yıl süreli devre tatil sözleşmesine göre bedeli ödediği halde RCI değişim hakkını kullanamadığı gibi, davalı şirketin değişim sisteminden çıkarıldığını, ve ve üyeler mağdur edilerek devre tatil hakkının yıllık bedelinin peşin ödenmesi şartı ile kullandırılmaya başlandığını, yeni ve fahiş aidat istendiğini, davalıya ihtarda gönderdiğini bildirerek sözleşmenin feshi ile ödediği bedelin tahsilini talep etmiş, Diğer davalı Yen.Tur. Ltd....