Davacı yüklenici asıl davada teminat olarak verilen ve iş sahibince nakde çevrilen 250.000,00 TL çek bedelinin iadesi, 5.000,00 TL çekin tahsili nedeniyle uğranılan zararın tahsili, 10.000,00 TL sözleşmenin haksız feshi nedeniyle uğranılan zararın tahsili, 3.283,29 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 268.283,29 TL üzerinden başlattığı takibe, iş sahibince yapılan itirazın iptâlini istemiş, iş sahibi ise bu dava ile önce birleştirilip son duruşmada ise tefrik edilerek aynı mahkemenin 2017/3 Esasına kaydedilen karşı davada sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesi sebebiyle oluşan zararlarının tazminini talep etmiş olup, her iki dava arasında fiili ve hukuki bağlantı bulunmaktadır. 6100 sayılı HMK'nın 166/1. maddesinde aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılan davaların, aralarında bağlantı bulunması durumunda davanın her aşamasında talep üzerine ya da kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebileceği, aynı maddenin 4. bendinde davaların...
Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E..., K:... sayılı kararıyla; uyuşmazlığa konu 18/11/2013 tarihli sözleşmenin incelenmesinden, davacı şirket tarafından çekileceği öngörülen doğalgaz miktarının dağılımının sözleşmenin 4. maddesinde; çekilecek doğalgaz için uygulanacak birim fiyatların sözleşmenin 7. maddesinde belirlendiği, buna göre sözleşmenin içerdiği belli para, çekişi öngörülen doğalgaz miktarı ile fiyatın çarpılması sonucu bulunabileceğinden, anılan kağıdın belli para içerdiği açık olup, bu tutar üzerinden damga vergisine tabi tutulmasında hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali-ödenen bedelin iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı şirketin ev sahibi olabileceği vaadine inandığı davalı ile aralarında herhangi bir sözleşme imzalanmadığı sadece tarafına ödeme planı verildiği vaad edildiği gibi 7 taksitten sonra ev verilmediği kanser hastalığına yakalanmış olması nedeniyle sözleşmeden cayma hakkını kullanmış olmasına rağmen sözleşmeyi iptal etmediği sözleşmenin iptali ve şimdilik 3.305,00 TL toplamda 14.300,00 TL‘nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile birlikte iadesini talep etmiştir....
Mahkemece, sözleşmenin geçersiz olduğu nazara alınarak davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece, sözleşmenin geçersiz olduğunun kabul edilmesi doğru olmakla birlikte geçersiz sözleşmelerde taraflarının aldıklarının iadesi gerekir. Somut olayda davacı, davalıların murisine adi yazılı sözleşme ile 60.66 1999 model traktörü teslim ettiğine göre bu traktöründe kendisine iade edilmesi sözleşmenin geçersiz olmasının doğal sonucudur. Dosya kapsamında yapılan incelemede; davacı yanca davalıların murisine teslim edilen traktörün plaka, şaşe no gibi belgeleri somutlaştırılmamıştır. Bu durumda, mahkemece, yapılması gereken iş teslim edilen taraktörün özelliklerini belirleyip davanın reddi ile birlikte traktöründe iadesine karar vermekten ibarettir....
Bununla beraber işletmenin iadesi anında kiralananda meydana gelen kıymet noksanı, kiracının her türlü önlemi almasına rağmen mücbir sebepten ortaya çıkmış veya kiralayananın kusuru ile meydana gelmişse, kiracı bunlardan dolayı sorumlu olmaz. Hasılat kirasına ilişkin defter tespiti ve hasılat kirasında kiralanan şeyin iadesi anında nelerin talep edilebileceği konusundaki bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Sözleşmede kira süresinin 3 yıl olduğu, kiranın 1.yılı için 16.000, 2.yılı için 18.000 ve 3.yılı için 21.000 TL olarak kararlaştırıldığı, sözleşmenin 25.maddesinde de deftere giren demirbaşlar için her yıl 5.000 DM kullanma kirasının ödenmesinin kararlaştırıldığı görülmektedir. Bu nedenle, sözleşmenin 25.maddesindeki demirbaşlar için ödenecek kira da kira bedelinin bir parçasıdır. Bu kısma ait deftere giren demirbaşların durumları ise yukarıda sözü edilen BK’nun 292. ve 293.maddeleri hükümlerine göre ancak kiralananın iadesi anında değerlendirilebilir....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle taraflar arasındaki sözleşmenin 11.4 maddesinde kesin teminatın iadesi için Sosyal Sigortalar Kurumu’ndan (SGK’dan) ilişiksizlik belgesi getirilmesi koşulu mevcut olup teminat mektubunun davacıya iadesi aşamasında davacıdan ilişiksiz belgesi ibrazının isteneceğinin tabiî bulunmasına göre davalının yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 666,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 29.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Finansal kiralama konusu mal, 6361 sayılı kanunun 12. ve 23. maddeleri (3226 sayılı kanunun 17. maddesi) gereğince kiralayan şirketin mülkiyetindedir. 6361 sayılı Kanun 24/1. maddesi (mülga 3226 sayılı Kanun 13. maddesi) hükmü gereğince de kiracı, sözleşme süresince finansal kiralama konusu malın zilyedi olup, malı sözleşmede öngörülen şart ve hükümlere göre özenle kullanmak zorundadır. 6361 sayılı kanun 30. maddesi sözleşmenin sona ermesi, 31. maddesi sözleşmenin ihlali (finansal kiralama bedelini ödemede temerrüde düşme), 32. maddesinde de sözleşmenin feshinin sonuçları düzenlenmiş; (mülga 3226 sayılı yasanın 21. maddesine göre, sözleşme süresinin dolması, 22. maddesine göre sözleşmenin diğer sebeplerle sona ermesi ve 23. maddesi hükmüne göre de sözleşmenin ihlali hallerinde aynı yasanın 24. ve 25. maddesi gereğince) ve 6361 sayılı kanunun 33/1. maddesinde de sözleşmenin kiralayan tarafından feshi halinde (ve yine 30/2. maddede öngörülen “kiracının tasfiye sürecine girmesi gibi”...
Dosyanın incelenmesinde; Bölge Adliye Mahkemesince dava konusu otomobilin iadesi yönünde Türk Borçlar Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekeceği ve bu hükmün ayıplı malın bedelinin iadesi sırasında uygulanmasının zorunlu olduğu, ayıp nedeniyle tüketici sözleşmeye konu malı geri verirken satıcının da aynı zamanda satış bedelini iade etmesi gerektiği, aksi halde TBK'nın 97. maddesi uyarınca ödemezlik def'inde bulunulabileceği, bu nedenle sözleşmeden dönme halinde birlikte ifa kuralı geçerli olduğundan birlikte ifa kuralı gereği mal bedelinin davacıya iadesine karar verilirken aynı zamanda ayıplı malın davalı-satıcıya iadesi yönünde de hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle hüküm kurulmuş ise de, dava konusu otomobilin bedelinin tamamının davacı tüketici tarafından ödenip ödenmediği...
(Muhalif) MUHALEFET ŞERHİ Dava, taraflar arasında hizmet alım sözleşmesi uyarınca verilen teminat mektuplarının ve son istihkak bedelinden bakiye 18.808,76 TL'nin iadesi istemidir. Taraflarca kabulde olan sözleşmenin 11.4.1. maddesinde kesin teminat ve ek teminatın ''taahhüdün sözleşme ve ihale dökümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirildiği ve sözleşmenin sona erdiği tarihten itibaren altı ay içinde ... ... Kurumu'ndan alınan ilişiksizlik belgesinin getirilmediği takdirde, ödenmemiş istihkaklar ve kesin teminat, bağlı bulunduğu ... ... Kurumu'na gönderilebilir, kurumdan alınan ilişiksizlik belgesinin EÜAŞ'a verilmesinin ardından kesin teminat ve varsa ek teminat yükleniciye iade edilecektir.'' hükmünü içermektedir. Sözleşme 11.4.2. maddede ise varsa borçlar ödendikten sonra bakiyenin yükleniciye iadesi düzenlemiştir....
Mevcut uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için davaya konu sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerekli olmayıp, şekil şartına uyulup uyulmadığı hususunun tüketici mahkemesince tartışılarak bir karara varılması gerektiğinden, 6502 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. Somut olayda, dava taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine ilişkin davalarda yetki konusunda özel bir düzenleme bulunmadığına göre, yetkili mahkeme genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesidir. HMK'nın 6/1. maddesi uyarınca "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir."...