WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

kiralama bedelini ödediğini veya ödememesi gerektiğini ve yahut bedelin istenebilir olmadığını, Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi ve HMK'nın 200. ve devamı maddeleri hükümleri uyarınca yasal delillerle kanıtlayamadığı anlaşıldığından, davalının sözleşme hükümlerine göre malın aynen iadesi ile yükümlü olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılarak, davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak devre mülk sözleşmesinin imzaladığını, ancak tatil hakkını hiç kullanmadığını, tesisin kullanıma hazır halde kendisine tesliminin yapılmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ödemiş olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre mülk sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi 2013/4117-18427 imzaladığını savunmuştur. Taraflar arasındaki devre mülk satış sözleşmesi ile davacıya 9 nolu dairenin tapu devrinin taahhüt edildiği ve 6. Döneminin kullanımının tahsis edildiği anlaşılmaktadır. Tapuda kayıtlı taşınmazların satışının, MK.706, BK.213, Tapu K.26 ve Noterlik K.60 maddeleri gereğince resmi şekilde yapılması zorunlu olup, haricen düzenlenen satış sözleşmeleri hukuken geçersizdir. Bu nedenle taraflar arasındaki devre mülk satış sözleşmesi de tapulu taşınmazın satışına ilişkin olup geçersizdir....

      Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 15/10/2014 NUMARASI : 2014/150-2014/84 DAVACI : S.. A.. DAVALI : B.. Sağlık ve Spor Yatırım ve Tic. A. Ş. Taraflar arasındaki menfi tespit davasında İstanbul Anadolu 20. Asliye Ticaret ve İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, taraflar arasında yapılan franchise sözleşmesinin hükümsüz olduğu iddiasıyla ödenen bedelin iadesi ile davalıya borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Asliye Ticaret Mahkemesince, davanın 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında KHK'dan kaynaklandığı ve uyuşmazlığın çözümünde Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

        Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, olayda kullanım gerçekleştiğini, cayma hakkının süresinde kullanılmadığını, zamana aşımı süresinin dolduğunu, mahkemenin eldeki davada yetkili olmadığını, sözleşmenin geçerli olduğunu, ödenen bedelin güncellenmiş haline hükmedilemeyeceğini, sözleşmenin kapıdan satış niteliğinde olmadığını, tapuyu davacının kendi iradesiyle devralmadığını, olayda 6502 sayılı yasanın değil, 4077 sayılı yasanın uygulanması gerektiğini belirterek, verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE: Dava, harici satış sözleşmesi gereğince ödenen satış bedelinin davalının sözleşmedeki edimini yerine getirmemesi nedeniyle ödenen bedellerin denkleştirici adalet ilkesine göre iadesi ve devre mülk sözleşmesinin iptali isteminden ibarettir....

        Asliye Hukuk (Tüketici mahkemesi sıfatıyla) ve İstanbul 8. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı Bölge Adliye Mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Devremülk Satış Sözleşmesinin yerine getirilmemesi nedeniyle sözleşmenin iptali ile davalıya ödenen bedelin davalıdan tahsili talebine ilişkindir. ... 2....

          'yle aralarında akdedilen 02.11.2006 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle 250,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın kendilerine devri hususunda anlaştıklarını, sözleşme gereğince bedelin bir kısımını ödediklerini, 2012 yılında yapılan güncelleme ile taşınmazın kullanıcısı olarak davalıların murisinin adının yazılması nedeniyle noter kanalı ile ihtarname göndererek sözleşmenin ifasını istediklerini, bunun üzerine karşı tarafça kötü niyetli ve tek taraflı olarak sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini, ancak; tek taraflı bu feshi kabul etmediklerini belirterek; sözleşme uyarınca taşınmazdaki kullanıcı şerhindeki isimlerin iptali ile kendi adlarının yazılması, davanın devamı süresinde taşınmazın davalılar adına tescil edilmesi halinde davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile kendi adlarına tescili, bu talebin de kabul görmemesi halinde davanın bedel davası olarak kabulü ile dava tarihindeki rayiç bedelin tespiti ile şimdilik 100.000,00 TL'nin sözleşme tarihinden itibaren avans faizi...

            Av. .... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında yat satışına ilişkin 30/06/2012 tarihli sözleşmenin karşılıklı feshi sonucu davalıya satım bedeli olarak ödenen paranın iadesi için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkiline yapılan ödemenin 137.000,00 TL olduğunu ve bu ödemenin de davacının ortağı olduğu dava dışı ... tarafından yapıldığından davacının bu davayı açmakta aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddi ile %20 oranında kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir....

              "İçtihat Metni" Davacı ... ile davalı ... arasındaki davadan dolayı İzmir 5.Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 08.05.2007 gün ve 431-154 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, araç satış sözleşmesinin feshi ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin bulunduğundan kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 25.07.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 12/11/2019 NUMARASI : 2019/282 2019/615 DAVA KONUSU : Sözleşmenin Feshi Bedel İadesi KARAR : İstanbul 13. Tüketici Mahkemesinin 2019/282 Esas, 2019/615 karar sayılı kararı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi. Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile aralarında devre mülk satış sözleşmesi yaptıklarını, sözleşme gereklerinin yerine getirilmediğini ileri sürerek; sözleşmenin feshi ile devre mülkün davalı tarafa iadesi kapsamında ödenen bedelin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul 13. Tüketici Mahkemesi 12/11/2019 tarih, 2019/282 Esas, 2019/615 Karar sayılı "Davanın Kabulüne" kararı davalı tarafından istinaf edilmiştir....

                Mevcut uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için davaya konu sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerekli olmayıp, şekil şartına uyulup uyulmadığı hususunun tüketici mahkemesince tartışılarak bir karara varılması gerektiğinden, 6502 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. Somut olayda, dava taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine ilişkin davalarda yetki konusunda özel bir düzenleme bulunmadığına göre, yetkili mahkeme genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesidir. HMK'nın 6/1. maddesi uyarınca "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir."...

                  UYAP Entegrasyonu