"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi _K A R A R_ Dava, müdahalenin meni ve ecrimisil istemine ilişkin olup, mahkemece müdahalenin meni talebinin konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı taraf ecrimisil isteminin kabul edilen kısmı yönünden temyiz etmiş bulunduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 3.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 06.07.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı-k.davalı tarafından, davalı-k.davacı aleyhine 27.04.2010 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin meni ve tazminat; davalı ve karşı davacı tarafından 28.06.2010 günün verilen dilekçe ile karşı dava dilekçesi ile tapu iptal ve tescil olmazsa tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 16.05.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ve karşı davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, müdahalenin meni ve tazminat, karşı dava ise, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir....
Bu hale göre davalı yüklenicinin sözleşmeye ve projeye aykırı bina inşa ederek edimini ifada temerrüde düştüğü ve binanın yasal hale getirilme imkânının da bulunmadığı, sözleşmenin fesih koşulları oluştuğu ve bu yönde talep de bulunduğu halde fesih isteminin reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi; davacı arsa sahibi müdahalenin önlenmesi ve kâl isteklerinde de bulunmuştur. Dava konusu taşınmazda taraflar dışında başka paydaşların ve hatta ikamet edenlerin bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Şu hale göre, davacıya uygun süre verilerek, diğer tapu paydaşları ve ikamet edenler aleyhine müdahalenin men'i ve kâl davası açması sağlanıp eldeki dava ile birleştirilerek, bu talepler hakkında toplanacak deliller çerçevesinde bir karar verilmesi” gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Bu kez, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin feshi istemine de ilişkindir....
KARAR Davacı, 18.09.2006 tarihli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi ile davalıya satılan, bilahare yapımı tamamlanıp teslimi gerçekleştirilen konut nedeniyle ödenmesi gereken taksitlerin ödenmediğini, bu kapsamda keşide edilen ihtarnamelerle öncelikle ödeme, ödeme yapılmaması halinde ise sözleşmenin fesh edileceğinin karşı tarafa ihtar edildiğini, ancak bir netice alınamadığını ileri sürerek; sözleşme ile satışı yapılan taşınmaza vaki el atmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile 114 ada 1 parsel sayılı taşınmaza davalı tarafından yapılan müdahalenin menine karar verilmiş; hüküm, davacı Toki vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, sözleşmeye aykırılık nedeniyle açılan müdahalenin meni ve taşınmazın tahliyesi istemine ilişkin olup, mahkemece parsel bazında davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından, davalıya satışı yapılan konuta dair adres bilgilerinin tespiti tam olarak mümkün olmamaktadır....
e karşı açılan davanın reddi de taraf teşkilinin sağlanması açısından doğru olmadığı, kaçak yapıda, kira akdine istinaden oturan kişilerin bulunduğu, kal ve müdahalenin meni talep edilen eldeki davada bu kişilere husumet yöneltilmediği, davacılar vekiline halihazırda bağımsız bölümleri tasarruf eden kişiler hakkında men'i müdahale ve kal talepleri yönünden dava açması için süre verilip, açılan davanın eldeki dava ile birleştirilerek bir hüküm tesis edilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davacılardan ... ve ... yönünden bozma ilamı öncesi davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği ancak bozma ilamı kapsamına göre sözleşmenin feshi davası yönünden bu kişilerin zorunlu dava arkadaşlığı nedeniyle davada davacı ya da davalı sıfatıyla yer almaları gerektiği, taraf teşkili, tebligat ve yurt dışı tebligat ve istinabe işlemlerinin tamamlandığı, davalı ... tarafından yapı kayıt belgesi sunulduğu, sözleşmeye aykırılığın ve imara...
Şti. vekili, davaya bir itirazlarının olmadığını, sözleşmenin feshi istemini kabul ettiklerini, sözleşmenin feshi sebebiyle müvekkili şirketin yapmış olduğu 2.000.000,00 TL'ye yakın imalat bedelinin müvekkili şirkete ödenmesi gerektiğini savunmuştur. Davalılar ... ve ..., davayı kabul ettiğini beyan etmiştir. Diğer bir kısım davalılar davanın reddini istemiştir....
Petrol Ürünleri Limited Şirketine kiraya verdiklerini, ancak tahliye isteği ile anılan şirket aleyhine açtıkları davanın kabulle sonuçlanması üzerine taşınmaza gidildiğinde taşınmazın davalı tarafından haklı ve geçerli bir neden olmadan kullanıldığının saptandığını, davalının taşınmazı kullanmasının haksız olduğunu ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir Davalı, taşınmaz üzerinde kurulu shell akaryakıt istasyonunda dava dışı bayisi olduğu ... Petrol A.Ş. İle akdetmiş olduğu bayiilik sözleşmesi kapsamında faaliyet gösterdiğini dava dışı ... Petrol A.Ş. ile yine dava dışı ... Ürünleri Nakliye Tur. San ve Tic. Limited Şirketi arasında alt kira sözleşmesi düzenlendiğini, alt kira sözleşmesi halen geçerli olduğundan aleyhine müdahalenin meni ve ecrimisili istenemeyeceğini belirtip davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, feshi ihbar sebebiyle kiralananan tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece sözleşmenin 4. maddesi uyarınca feshi ihbar süresi iki ay kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalı vekilinin erken tahliye nedeniyle makul süre kira tazminatına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Kiracının, kira süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshederek kiralananı tahliye etmesi durumunda Türk Borçlar Kanunu'nun 325.maddesi uyarınca kira sözleşmesinden doğan borçları kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam eder....
Temerrüt nedeniyle tahliye davası açma koşullarının bulunması durumunda bile mahkeme kararı ile tahliye ilamı alınmadığı sürece akdin sona erdiğinden söz edilemez. 3. Değerlendirme 1. Davada dayanılan ve hükme esas alınan 06.01.2011 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli kira sözleşmesinin 2886 sayılı Kanunda belirlenen usulde yapılmış olduğu ve sözleşmenin 06.01.2014 tarihine kadar olan süreyi kapsadığı anlaşılmaktadır. Davacı idare, kira borcunun düzenli ve zamanında ödenmediğini ileri sürerek 18.03.2013 tarihinden itibaren sözleşmenin feshine karar vermiştir. Süreli bir kira sözleşmesi ile kiralanan yerin kira süresi dolmadan davacı idare tarafından 2886 sayılı Kanun hükümlerine dayanılarak tahliyesinin istenmesi mümkün değildir. 6098 sayılı Kanunda fesih ve tahliye sebepleri sınırlı şekilde gösterilmiş olup, kiraya verenin bu sebeplerden birine dayanmadan tek yanlı olarak sözleşmeyi feshedip tahliye isteme hakkı bulunmamaktadır....