İnşaat A.Ş. arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiği, davacının daire farkı nedeniyle aracını davalı şirkete devrettiği, sözleşmenin ifa edilmediği, tarafların 08.05.2010 tarihli protokol ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini feshederek aldıklarını geri vermeyi kararlaştırdıklarından bedelsiz devredilen araç bedelinin sözleşmenin feshi nedeniyle iadesi gerektiği, gerçek kişi davalıların da sözleşme öncesi aşamada arsa sahiplerine güven telkin ederek ve yüklenici izlenimi vererek devri sağladıkları gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile kabulü ile 19.000,00 TL'nin faiziyle birlikte davalılardan tahsilin, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
Mevcut uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için davaya konu sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerekli olmayıp, şekil şartına uyulup uyulmadığı hususunun tüketici mahkemesince tartışılarak bir karara varılması gerektiğinden, 6502 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 73/5. maddesinde tüketici davalarının tüketicinin yerleşim yerinin bağlı bulunduğu mahkemelerde de açılabileceği hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, dava taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın, davanın ilk açıldığı yer mahkemesi olan Kocaeli 2. Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanun’un 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, devremülk sözleşmesinden cayma nedeniyle sözleşmenin feshi, verilenlerin iadesi istemine ilişkindir. Ankara 1....
Sulh Hukuk Mahkemesi ise, dava konusu uyuşmazlıkta sözleşmenin iptali de istendiğinden sözleşme değeri olan 12.000,00 TL'ye göre Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu bildirerek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. İstek, davalıdan satın alınan konteynırın ayıplı olduğu iddiasıyla ayıplı malın iadesi, ödenen paranın geri verilmesi ve taraflar arasındaki sözleşmenin iptali istemine ilişkin olup, iptali istenen 26.02.2010 tarihli sözleşmenin 12.000,00 TL bedelli olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda iptali istenen sözleşme değerine göre davanın Denizli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Denizli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 06.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
iadesi mümkün olmaması halinde belirlenecek rayiç bedelin davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
A.Ş. aleyhine Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin feshi nedeniyle yapılan ödemelerin iadesi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği, eldeki davanın da benzer sözleşmenin feshi nedeniyle ödenen bedelin iadesi için aynı davalı başlatılan takibe itirazın iptali istemine dayalı olarak açıldığı; yapılan incelemede her iki davanın, benzer sebeplerden doğduğu, buna bağlı olarak her iki dava arasında bağlantı olduğu anlaşıldığından aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere; 1-Mahkememizin işbu dava dosyası ile .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... Esas Sayılı dosyası arasında bağlantı bulunduğu anlaşıldığından HMK'nın 166.maddesi gereğince işbu davanın .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ......
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 06/11/2018 NUMARASI : 2018/64 ESAS, 2018/823 KARAR DAVA KONUSU : Sözleşmenin İptali ve Bedel İadesi KARAR : Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali ve bedel iadesi davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı Kuşadası Otel İşt. Tur. İnş. Tic....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasında sözleşmenin feshi ve bedel iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne dair verilen hükmün davalı tarafından, tavzih talebinin reddine dair ek kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalıdan almış olduğu ürünlerin sorunlu olduğunu, yaptığı başvuruya olumsuz yanıt aldığını ileri sürerek, davalıya ödediği tutarın iadesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemec; davanın kabulüne, 25/11/2012 tarihli 003234 sipariş numaralı sözleşmenin feshine, sözleşme nedeniyle davalıya ödenen 9.500TL'nin 500TL'sinin davalıya iadesi tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13....
Noterliği'nin 23/06/2006 tarih ve .. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedildiğinin davalı tarafa bildirildiği, fesih nedeniyle iade edilmesi gereken peşin ödenen kira bedellerinin iadesi için mirasçılarına ihtarname gönderildiğini ve kira bedellerinin ödenmemesi üzerine davalılar hakkında icra takibi başlattıklarını, ancak davalıların takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline ve %40 oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili ise; davacının müvekkillerine ait taşınmazda kiracı olduğunu ancak, davacının sağlık sorunlarının sözleşmenin feshi için yeterli olmadığını, öte yandan fesih ihbarının süresinde yapılmadığını belirterek davanın reddini istemiştir....
Buna göre eser sözleşmelerinde yüklenicinin temel borcu, eseri meydana getirip teslim etmek, iş sahibinin temel borcu da bedel ödemektir. Sözleşmeler çeşitli nedenlerle sona erebilir. Bunlardan biri de fesihtir. Sözleşmenin kapsamına göre tek taraflı irade beyanının karşı tarafa ulaşması ile sözleşmenin feshi mümkündür. Genel kural gereği sözleşmenin feshi halinde taraflar sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre aldıklarını diğer tarafa iade etmek zorundadır. Somut olayda olduğu gibi tarafların ortak kusuru ile sözleşmenin feshedilmesi durumunda da taraflar birbirlerinin mal varlığına kattıkları değerlerin sebepsiz zenginleşme kurallarınca iadesini isteyebilir....