Davacının satış sözleşmesinden doğan alacağının tahsili için ... İcra Müdürlüğünde icra takibi yaptığı, borçlunun Bala İlçesindeki adrese çıkarılan ödeme emrinin tebliği üzerine, borca itiraz ettiği, davacının Elmadağı Asliye Hukuk Mahkemesinde itirazın iptali davası açması üzerine, davalının yetkisizlik itirazında bulunarak akdi ilişkiyi inkar ettiği, dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Kural olarak HUMK 9.maddesi gereği her dava açıldığı tarihteki davalının ikametgahı mahkemesinde açılmalıdır. Ancak HUMK 10. maddesince sözleşmeden doğan davalarda aktin ifa edileceği yer mahkemeside açılacak davada yetkilidir. Bu 2008/539-7978 bağlamda B.K. 73.maddesine göre para alacağı aksi kararlaştırılmamış ise alacaklının ikemetgahında ödenmesi gerekir. Bu yekti kuralının ancak niza konusu olmayan sözleşmeden doğan alacak davalarında uygulanacağına dair yasal bir düzenleme bulunmamaktadır....
Türk Borçlar Kanununa göre borç ilişkileri; Sözleşmeden doğan borç ilişkileri, Haksız fiilden doğan borç ilişkileri ve Sebepsiz zenginleşmeden doğan borç ilişkileri olarak kabul edilmiştir. Davacı, davalılar arasında yapılan kira sözleşmesinin tarafı olmadığından dairemiz istinaf incelemesini yapmakla görevli değildir. Davacı ile davalılar arasındaki borç ilişkisi sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayanmaktadır. Hakimler ve Savcılar Kurulu 1. Dairesinin iş bölümü kararı gereğince, "Kararı veren mahkemenin sıfatına, nitelendirmesine ve sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, geçersiz sözleşmeden kaynaklanan (sebepsiz zenginleşmeden) (TBK m. 77 ila 82) davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar." hakkındaki istinaf başvurusunu inceleme görevi 3. Hukuk Dairesi'ne ait olduğundan dairemizin görevsizliğine, dosyanın görevli daireye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hakimler ve Savcılar Kurulu 1....
./..." olduğu ve gerçekleştirilen satış sözleşmesinin ifa edileceği yerinde bu yer olduğu , 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanununun 10. maddesi sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifade edileceği yer mahkemesinde de davanın açılabileceği düzenlendiğinden ... Mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı Kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Ayrıca BK'nın 73. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 89.) maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir....
Önlenemezlik unsuru, tamamen davranış normu ve borca aykırılıkla ilgili olup alınabilinecek tüm tedbirler alınmış olunsa dahi bir davranış normunun veya sözleşmeden doğan bir borcun ihlalinin ifadesidir. Yani olay önlenemez olmasına rağmen bir davranış kuralına yada sözleşmeden doğan borca aykırılık önlenebiliyorsa artık kaçınılmazlıktan söz etme imkanı yoktur. Bu açıklamalardan olarak somut olayda her ne kadar hükme esas alınan 18/02/2015 tarihli bilirkişi kusur raporunda kalp krizi neticesinde ölüm sonucunun ortaya çıkmasında %60 oranında kaçınılmazlığın etkili olduğu yönünde görüş bildirilmiş ise de bu görüşe katılmak mümkün değildir. Kusur raporunda belirlenen %60 oranındaki kaçınılmazlığın bünyesel faktör olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bunun sonucunda kaçınılmazlıktan farklı olarak bünyesel faktörden davalı işverenin sorumlu tutulması mümkün değildir....
in kefil sıfatı ile imzaladığı sözleşmeden doğan borcun tamamının ödendiğini, diğer müvekkil ...'nun kefil olduğu sözleşmeden doğan borcun büyük bir kısmının ödenmiş olup, bakiyesinin 3.460,66 TL olduğunu, davacı bankanın asıl borçlunun müvekkillerinin kefaleti olmayan başkaca kredi sözleşmelerinden doğan borçlarını kötüniyetli bir şekilde müvekkillerinden tahsil etmeye çalıştığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış,davalılar davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama,toplanan deliller ve 30/10/2013 tarihli denetime elverişli bulunarak benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı banka ile davalı asıl borçlu ... arasında imzalanan 25/07/2007 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi'nin diğer davalılarca müşterek kefil müteselsil borçlu sıfatıyla imzalandığı, davalılar ..., ..., ... ve ...'...
İcra Dairelerinin yetkisiz olduğunu, yetkili icra dairesinin Beykoz icra daireleri olduğunu ileri sürerek yetki itirazında bulunmuştur. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nun 6.maddesine göre “genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” 6100 sayılı HMK'nun 10.maddesine göre “sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir”. 1.7.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89.maddesine göre sözleşmeden doğan bir para borcu olup da sözleşmede aksi kararlaştırılmamış ise bu para borcu alacaklının ödeme zamanındaki ikametgâhında ödenir, bu durumda alacaklı, bu para borcunun ödenmesi için kendi ikametgâhında dava açabilir....
Farklı bölge adliye mahkemelerinin yargı çevresinde kalan ilk derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarının giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 sayılı Kanun) 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemelerdir. 2. 6100 sayılı Kanun’un “Genel yetkili mahkeme” başlıklı 6 ncı maddesi şöyledir: “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” 3. 6100 sayılı Kanun’un “Sözleşmeden doğan davalarda yetki” başlıklı 10 uncu maddesinin şöyledir: “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” 4. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) “İfa yeri” başlıklı 89 uncu maddesi şöyledir: “Borcun ifa yeri,...
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; haklı davamızın kabulünü, öncelikle 01.12.2009 tarihli satış vaadi sözleşmesinin halen yürürlükte ve geçerli olduğunun tespitine, Davalının Sözleşme uyarınca yükümlü olduğu edimi ifa ederek sözleşme uyarınca eksiksiz ve ayıptan ari olarak sözleşme konusu taşınmazın müvekkile teslimine ve tapu devrinin yapılmasına, müvekkilin Sözleşmeden doğan edimini kullanmasını garanti altına almak ve müvekkilin Sözleşmeden doğan edimini yerine getirme niyetini göstermesi adına Sözleşmeden doğan bakiye bedelin Sayın Mahkemeye yediemin olarak depo edilmesi veya Sayın Mahkemece belirlenecek bir yediemin banka hesabına yatırılmasına ve daire teslim edilince davalı lehine ödenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı taraf TMSF yönetim kayyımı olarak atandığını, yargıtay kararına göre müvekkil şirket aleyhine açılan davalarda 670 sayılı KHK'nın 5....
nin tüm alacaklarını da kül halinde devraldığını, müvekkili şirket ile borçlu davalı arasında 30/04/2019 tarihinde ''İstasyon Kullanım Sözleşmesi'' imzalandığını, sözleşme gereğince, müvekkili şirketin, Antalya, Mersin, Konya, Aydın, Denizli, Edirne, Bursa ve İzmir ilinde kiracısı ve sahibi olduğu tesisleri, davalı şirketin verici cihazı kurmasına ve yayın yapmasına ilişkin olarak tahsis etmeyi taahhüt ettiğini, davalı- borçlunun da bu hizmetin karşılığı olarak müvekkili tarafından düzenlenen faturaların bedellerini ödeyeceğini taahhüt ettiğini, buna rağmen sözleşmeden doğan edimlerini eksik şekilde ifa ettiğini, tarafların 28.02.2020 tarihi itibariyle, sözleşmeden kaynaklı olarak aralarında bulunan cari hesaba ilişkin bakiye borç tutarı üzerinden "Borç Tasfiye Protokolü" imzaladıklarını ve protokolün 3....
Aynı yasanın "sözleşmelerden doğan davalarda yetki" başlıklı 10. maddesinde; sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği hüküm altına alınmış olup, bu sebeple sözleşmeden doğan para borcunun tahsili için başlatılan takipte, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkili kılınmıştır. Takibin konusu sözleşmeden kaynaklı para borcu olduğunda, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 89. maddesine göre, aksi kararlaştırılmadıkça para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilecektir. İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir....