Müspet zarar: Borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zarardır. Diğer bir anlatımla müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Borcun yerine getirilmesinin kusurla olanaksız hale gelmesinde, temerrüde düşen borçludan, gecikmiş ifa ile birlikte gecikme dolayısıyla tazminat istenmesinde, yahut borçlunun temerrüdü halinde ifadan vazgeçilip, ifa yerine tazminat istenmesinde ve sözleşmenin olumlu biçimde ihlalinde, müspet zararın giderimi söz konusu olur------- alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur. Sözleşme ortadan kalkmamaktadır, yalnız alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı alır....
Mahkememizde açılan işbu dava; --------- ruhsat nolu ----- sahasının kaydına ihtiyati tedbir ile davaldıır şerhi işlenerek , belirsiz alacak davasında taraf arasında imzalana maden devri sözleşmesi uyarınca davalı tarafın maden ruhsatını davacı şirkete devretmesi ile geç devirden doğan her türlü zararının ve mahrum kalınan karın tazmini aksi halde imzalanan ancak ifa edilmeyen sözleşme nedeniyle doğan tüm zararların tazmini , mahrum kalınan kar ile bu aşamaya kadar yapmış olduğu tüm masraf ve ödemelerin işleyecek reeskont avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı şirkete verilmesi talebine ilişkindir....
Mahrum Kalınan Kira Bedelinin başlangıcı 14.06.2005 tarihi kabul edilerek bu tarih baz alındığında 12.07.2007 dava tarihine kadar olan mahrum kalınan kira bedeli 2.242.831,47. TL olarak bulunmuş, fakat 158 iş yerinin bir anda kiraya verilebilmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğundan ülke gerçekleri ve olağan hayat şartları göz önüne alındığında, taşınmazların 1. yıl %25, 2.yıl %50, 3.yıl % 100 civarında kiraya verilebileceği varsayılarak, Mahrum Kalınan Kira Bedeli 1.161.667,47. TL olarak hesaplanmıştır. Bilirkişi heyetince aşamalara ilişkin belirlenen tarihlerin taraflar arsındaki sözleşmelere ve Yargıtay bozma ilamına uygun olduğu, mahrum kalınan kira bedeli hesabı yapılırken çok sayıda taşınmazın kiralanabileceği süre de nazara alınarak ilk iki yılda oransal indirim yapılması da mahkememizce hayatın olağan akışına ve hakkaniyete uygun bulunmuştur....
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre dava tacirler arası hizmet alım sözleşmesinin haksız feshinden kaynaklanan müspet ve menfi zarar taleplerine ilişkindir. Öncelikle davalının usule ilişkin itirazları değerlendirilmiş, davanın doğru hasma yönlendirilmesi mümkün görülmekle husumete itirazına itibar edilmemiştir. Yine davanın hizmet sözleşmesine dayalı olduğu ve 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu anlaşılmakla davanın süresi içinde açıldığı kabul edildiğinden bu itirazda yerinde görülmemiştir. Esas yönünden yapılan değerlendirmede davacının haksız fesih nedeniyle kar mahrumiyetine ilişkin talebi, dava dilekçesinde yeterince açık olmadığından talebi ... tarihli celsede hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü kapsamında açıklattırılmış olup, davacının mahrum kalınan kara ilişkin talebinin bu sözleşme uyarınca iş bitseydi elde edeceği kara ilişkin olduğu belirlenmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili ile davalı kooperatif arasında 02.03.1999 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu, zamanında ifa edilmemesi nedenine dayalı olarak açılan dava sonunda, sözleşmenin feshine dair verilen kararın 24.03.2004 tarihinde kesinleştiğini, davalının zamanında edimini yerine getirmemesi nedeniyle kira gelirinden mahrum kaldığını, daha az kâr ettiğini, maliyet bedellerinin artması nedeniyle zararının doğduğunu ileri sürerek, şimdilik 70.000,00 TL’nin temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle istemini 97.796,00 TL’ye çıkartmıştır. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....
Öte yandan, davacının mahrum kalınan kâr nedeniyle tazminat istemine ilişkin olarak ticari defterleri üzerinden inceleme yapılarak, mahrum kalınan kârın hesaplanması yoluna gidilmişse de; davacının aynı davalıdan farklı kira sözleşmesi ile kiraladığı düğün salonu olduğu, düğün salonuna ilişkin kira sözleşmesininde benzer şekilde sona erdiğinden bahisle mahrum kalınan kâr istemiyle ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/900 E. sayılı dosyası ile dava açıldığı anlaşılmaktadır. Diğer davaya konu düğün salonu ile temyize konu davadaki halı saha ve sosyal tesisler farklı kira sözleşmesi ile kiralandığından, mahkemece aralarında fiili irtibat görülmemiş ise de; Dosyaya ibraz edilen ve mahrum kalınan kâr hesabına esas alınan davacıya ait ticari defterlerin her iki işletmeyi de kapsadığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafından her iki davada da mahrum kalınan kâr talep ediliğine göre, davalar arasında fiili irtibat bulunmaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARLARININ ÖZETİ Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi'nce; "...davada temel uyuşmazlık konusu kira ile ilgili olup uyuşmazlığın çözümü ise TBK'nun kira sözleşmelerine ilişkin düzenlemeleri olduğundan bu davaya bakma görevi HMK'nun 4. Maddesi gereğince değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesidir. açılan davada HMK' nın 114/1- c maddesinde düzenlenen göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan hmk'nın 115/2. maddesi gereğince davanın usulden reddine, kararın kesinleşmesine müteakip süresinde müracaat halinde yetkili ve görevli Gebze Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine" dair hüküm kurulmuştur. Gebze 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce; "...dava dilekçesinde, davalı kooperatife karşı, taşınmazların zamanında teslim edilmemesinden kaynaklı mahrum kalınan kira kaybı alacağı talep edilmektedir.Dava dilekçesi ekinde sunulan protokolün taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden dairelerin teslimine ilişkin olduğu anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak hukukuna ilişkin davada Ankara 20. Asliye Hukuk ile 6. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı edimin yerine getirilmemesinden kaynaklanan tazminat ve kira bedeli istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davanın 06.01.2006 tarihinde 3.300.00.-YTL değer gösterilerek sulh hukuk mahkemesinde açıldığı, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulduğu, kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğinin yerine getirilmesinin istendiği ve binanın geç tesliminden kaynaklanan kira geliri ve cezai şartın talep edildiği, bilirkişi raporuna göre, 70.760.-YTL kira bedeli hesaplandığı anlaşılmaktadır. H.Y.U.Y.'...
Davalılar vekilinin kar mahrumiyetinin hesabına yönelik temyiz itirazlarına gelince;Borçlar Yasasının 96. maddesine göre alacaklının, borçludan borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle tazminat isteyebilmesi için, bu yüzden bir zarara uğramış olması gerekir. Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir. Müspet zarar; Borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla, müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır: kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Kâr kaybı, kardan mahrum kalma karşılığı meydana gelen zarardır. Genelde sözleşmeyi kusuruyla fesheden taraftan istenir. Aslında kâr kaybı açısından kardan yoksun kalan tarafın malvarlığında kusurlu fesihten önce ve sonra bir değişiklik yoktur....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/500 Esas KARAR NO: 2022/193 DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 27/04/2018 KARAR TARİHİ: 08/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının ----anlaştığını, davacının satış hakkını kazandığı ürünün ------- gelmesi için gerekli bağlantı parçaları olduğunu, idare ile ürünün teminine ilişkin olarak yapılacak olan -----alımına ait sözleşme doğrultusunda davacının, yüklenici sıfatıyla sözleşme konusu kazanların teknik dokümana uygun olarak teslimine ilişkin yükümlülük altına gireceğini, bunun karşılığında dava dışı idarenin de davacı şirkete mal kabul işleminden sonra----- ödemeyi taahhüt edeceğini, davacının davalı ile irtibata geçerek idareyle yapılacak sözleşme gereği teknik dokümana uygun şartlarda---- ürününün imalatı ve teslimi hususunda teklif vermesini rica ettiği ve davalı şirket satış yetkilisi...