Aile Mahkemesinin16/09/2015 tarih ve 2015/647 E.- 732 K. sayılı ilamı ile TMK 166/3 maddesi uyarınca boşanmalarına, davalı kadın için aylık 1.000 TL yoksulluk nafakası takdirine, nafakaya her yıl Ocak ayından itibaren geçerli olmak üzere ÜFE oranında artırım yapılmasına karar verildiği, ilgili kararın 14/10/2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. TMK 176/3 maddesi uyarınca irad biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar. Alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır....
Davada; mevcut yoksulluk ve müşterek çocukların iştirak nafakalarının zaman içerisinde yetersiz kaldığı ileri sürülerek yoksulluk nafakasının 25 TL'den aylık 150 TL'ye, müşterek çocuklar ... ve ...'in iştirak nafakalarının aylık 150'şer TL'ye çıkartılması talep ve dava edilmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının aylık 100 TL'ye, iştirak nafakalarının da ayrı ayrı aylık 100'er TL'ye çıkartılmış, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki delillere ve kurulan hükme göre; iştirak nafakalarının artırımına ilişkin kurulan hükümde bir isabetsizlik yoktur. Bu yönden hükmün ONANMASINA, Yoksulluk nafakası artırım yönünden ise; TMK 176/3.maddesine göre; yoksulluk nafakası alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır hükmü yer almaktadır. Somut olayda, davacı nafaka alacaklısı ...'...
Ancak, mahkemece davalının sosyal ve ekonomik durumunun tespitine ilişkin olarak yeterli inceleme ve araştırma yapılmamış, elde ettiği gelirin aldığı yoksulluk nafakasının miktarı da gözetildiğinde davalıyı yoksulluktan kurtaracak düzeyde olup olmadığı net bir şekilde tespit edilmemiş ve davalı lehine boşanma neticesinde hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması yoluna gidilmiştir. Hal böyle olunca; mahkemece, davalının ekonomik ve sosyal durumu etraflıca araştırılıp davalının yoksulluğunun ortadan kalkıp kalkmadığının belirlenmesi, yoksulluğu ortadan kaldıracak düzeyde geliri olmadığının tespit edilmesi halinde, nafakada (çoğun içinde az da vardır ilkesi gereğince) uygun bir miktar indirime karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu nafakanın kaldırılmasına karar verilmiş olması hususu hükmün bozulmasını gerektirmiştir....
DAVA Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların altı ay evli olarak kaldıklarını, sonra kadının evi terk ettiğini, aynı evde kaldıkları süre boyunca kadının kaba ve hırçın davrandığını, sürekli bağırıp çağırdığını, gece geç saatlere kadar telefon ve internet ile ilgilendiğini, erkeğin anne ve babasını aşağıladığını ve eve almadığını, erkek tarafından 2015 yılında boşanma davası açıldığını, reddedilip kesinleştiğini, kadının bu davadan önce ve sonra sadakatsizliğinin devam ettiğini, başka erkeklerle gezip eğlendiğini, buna ilişkin sosyal medyada paylaşımlarda bulunduğunu, evlilik birliğinin yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini belirterek 4721 sayılı Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesi gereğince boşanmalarına, faiziyle 55.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. II....
Aile Mahkemesi'nin 06.10.2011 gün ve 2010/663 E-2011/893 K. sayılı ilamı ile boşandıkları ve boşanma ile yoksulluğa düşeceği kabul edilerek davalı kadın lehine aylık 350 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği görülmüştür. Tarafların boşanması sonrasında ise, davalı kadının asgari ücretle sigortalı işçi olarak düzenli bir şekilde çalıştığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Nafaka alacaklısı kadının aldığı asgari ücretin mahkemenin de kabulünde olduğu gibi; yukarıda belirtilen zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılaması beklenemez. Başka bir anlatımla, davalının eline geçen toplam gelir miktarı, onu yoksulluktan kurtaracak mahiyette değildir. Davalının asgari ücret ile çalışıyor olması nafakanın kaldırılmasına değil, azaltılmasına etki edecek olgulardandır....
İlk derece mahkemesince "somut olayda tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davalıya ait kredi kartı ve hesap dökümleri, davalının Antalya ili Manavgat ilçesinde bulunan Alba Royal Hotel'de A.A. isimli kişi ile çıktığı kişinin otel kayıt ödeme detayları ve ulaşım faturaları ve dinlenen tanık beyanları, hakkaniyet ilkesi ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında TMK 175. maddesinde ön görülen koşulların kalktığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulü ile davalı Melek Düzgün hakkında İstanbul 12 Aile Mahkemesinin 15.03.2016 tarih 2016/138 Esas 2016/146 Karar sayılı 21.06.2016 tarihinde kesinleşen kararı ile taktir edilen aylık 1,000,00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına " şeklindeki gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş olup tarafların boşanma kararından sonra maddi durumlarında değişiklik olmadığı gibi ilk derece mahkemesinin gerekçesinde belirtilen haysiyetsiz hayat sürmenin de gerçekleşmediği, dolayısı ile TMK 176/3 maddesinin koşullarının oluşmadığı kanaatine varıldığından...
Tedbir ve Yoksulluk nafakaları yönünden yapılan değerlendirme sonucunda; Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına, geçimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.md.185/2- 3, 186/1) amir hükümleri uyarınca, boşanma davasının açıldığı günden, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar kadın yararına TMK’nun 169.maddesi gereğince tedbir nafakasına hükmedilmesinde, isabetsizlik yoktur ancak tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafakaların miktarı azdır. 500 TL olarak belirlenmesine, mahkeme ilamında gerekli düzenlemenin yapılmasına, Herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan kadın yararına TMK’nun 175...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "... davacı tarafından açılan iş bu dava öncelikle suç işleme sebebine dayalı boşanma olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davası olup yukarıda sayılan deliller toplanmıştır. Türk Medeni Kanununun 163. maddesi hükmüne göre boşanma kararı verebilmek için suç teşkil eden eylemin evlendikten sonra işlenmiş olması gerekir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden tarafların davalının işlediği suç tarihinden önce evlendikleri anlaşılmaktadır. Davalı hakkında 12/11/2016 tarihinde kasada usulsüz işlem yapılması sebebiyle iş sözleşmesine son verildiği ve şikayette bulunulduğu , Alanya 3....
karşı işlemiş olduğu kasten yaralama suçundan kurulan hükümde; Adli tıp kriterleri açısından kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif (1) - ağır (6) derece şeklinde sınıflandırılması ve 5237 sayılı TCK.nun 87/3. maddesinde kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisine göre cezanın en fazla 1/2'ye kadar artırımının öngörülmüş olması karşısında, katılanın adli raporunda vücudundaki kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisinin orta (2) derece olduğunun belirtilmesine rağmen, 5237 sayılı TCK.nun 3. maddesindeki orantılılık ilkesine aykırı olarak, yetersiz gerekçe ile sanığın cezasında üst sınırdan artırım yapılması, 4- Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararının Resmi Gazete'nin 24.11.2015 ve 29542 sayılı sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK.nun 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması, Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş...
TMK 174. maddesindeki “boşanmaya sebep olan olaylar”dan maksat, bir davada yargılaması yapılıp neticeye varmada mahkemenin kabul ettiği boşanma sebepleridir. Bu dava ayrı bir boşanma davası olup, evlilik birliği devam ederken ve ilk boşanma davasından sonra gerçekleşen maddi vakıa iddiasıyla, farklı nedene dayalı açılmış olmakla, birleştirme olsaydı eldeki davanın da delilleri toplanacak ve kusur durumu belirlenecekti. Bu davadaki talebinin, diğer davada boşanma kararı verilip kesinleşmesi nedeniyle konusu kalmaması, tazminat talepleri bakımından diğer dosyadaki delillerle birlikte değerlendirilerek kusur belirlemesine ve davacının da TMK 174. maddesine göre bu dava boşanma ile sonuçlansaydı boşanmaya neden olan olaylar nedeniyle tazminat hakkı bulunup bulunmadığı yönünde inceleme yapılmasına engel değildir....