GEREKÇE: Asıl dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma, birleşen (2015/256 Esas) erkeğin davası; terk hukuki nedenine dayalı boşanma, birleşen (2017/752 Esas) kadının davası ise; zina hukuki nedenine dayalı boşanma davası niteliğindedir. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Mahkemece, asıl dava yönünden; davacı-davalı kadının hiç bir neden yokken mutlu bir evliliği varken annesini çağırarak yaşadığı evi bırakıp gitmesinin hayatın olağan akışına ve gerçeklerine uygun düşmeyeceği, kadının yaşadığı evde baskı gördüğü, ailesi ile görüştürülmediği, bu nedenle annesini çağırarak annesinin evine kendi rızası ile döndüğü ve kadının böylece psikolojik şiddete maruz kaldığı gerekçesi ile kabulüne, kadın lehine maddi-manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir....
davasının reddine, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürdürme nedeniyle açılan boşanmanın yasal koşullarının oluşmadığı, davacı kadının iddia ettiği davalının marketten ücretini ödemeden ürünler aldığı ve yakalandığına yönelik iddialarının üzerinden zaman geçtiği, davalının bu eylemindin sonra tarafların evliliklerinin devam ettiği, bu olayın af kapsamında kaldığı gerekçesiyle 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü maddesine dayalı davasının reddine karar verilmiştir....
nin bu husustaki beyanlarının da davacı kadından aktarılan beyanlar olduğu dikkate alınarak zina eyleminin ispatlanamadığı, Mahkemece zina nedenine dayalı boşanma davasının reddine karar verilerek terditli talep olan temelden sarsılma nedenine dayalı boşanma davasının kabulüne karar verilmesinde bir yanlışlık bulunmadığı, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan bir taraf olmadığı, kusur nitelendirmesi yapılamadığından tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu yine geliri ve mesleği olmayan kadın yararın tedbir nafakası ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin ve nafakaların miktarının hakkaniyete uygun olduğu, karşı davası bulunmayan davalı erkek yararına fer'i talebinde haklı bulunduğundan zina nedeniyle boşanma isteminin reddine ilişkin verilen karar yönünden vekâlet ücreti verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle; taraf vekillerinin istinaf başvurularının kusur belirlemesi ve davalı erkek yararına...
DAVA TÜRÜ :Boşanma - Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm her iki dava yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı-davalı kocanın açtığı dava münhasıran özel boşanma nedenleri olan "zina (TMK.md.161)" ve "haysiyetsiz hayat sürme (TMK.md.163)" nedenlerine dayalı olarak açılmıştır. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.31.10.2011 (Pzt.)...
Mahkemece, her üç boşanma davasında, bu davaların esasını oluşturan "boşanma” talepleri konusunda ayrı ayrı hüküm kurulması gerekmekle birlikte, davacı-davalı kadının evlilik birliğinin sarsılması sebebine(TMK m. 166/1) dayalı boşanma davası ile hayata kast pek fena muamele hukuki sebebine (TMK m.162) dayalı boşanma davaları için ayrı ayrı, davalı-davacı erkeğin zina sebebine dayalı (TMK m.l61) boşanma davası için ayrı kusur belirlenerek, sonucunda boşanma davalarının eki niteliğinde bulunan tazminat talepleri konusunda her bir dava türü için ayrı ayrı hüküm kurulması doğru olmamıştır. Evlilik birliği sona erinceye kadar, herhangi bir sebeple açılmış boşanma davalarında taraflara yüklenmiş tüm kusurlar, birlikte değerlendirilip, tarafların kusur oranlarının bir kez belirlenmesi ve belirlenen bu orana göre maddi-manevi tazminatlar ile yoksulluk nafakası konularında her bir taraf yönünden bir kez hüküm kurulması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ceza Dairesi SUÇ : Karşılıksız yararlanma HÜKÜM : Mahkumiyet hükmü kaldırılarak TCK'nın 163/3. Maddesi gereğince düşürülmesine Dosya incelenerek gereği düşünüldü: İlk derece mahkemesince sanık hakkında karşılıksız yararlanma suçundan 3 ay 10 gün hapis cezasına hükmedildiği, sanık müdafii ile katılan vekilinin istinaf talepleri üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesince ilk derece mahkemesinin mahkumiyet hükmü kaldırılarak zarar giderildiği için TCK’nın 163/3, CMK’nın 223/8. maddesi gereğince düşmesine karar verilip hükmün düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmakla, hükmün temyizi kabil olduğu belirlenerek yapılan temyiz incelemesinde; 5271 sayılı CMK'nın 288. maddesinin ''Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; kadın tarafından boşanma davasının kesinleşmesinden sonra açılmış TMKnun 174/1- 2 maddesine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı kadının dava dilekçesindeki açıklamalar dikkate alındığında talep ettiği maddi tazminat isteğinin TMK.nun 174/1 maddesine dayalı boşanmadan kaynaklı maddi tazminat isteği olduğu açıktır. Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin, diğerinden daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir....
Davalı-karşı davacı kadın vekili, cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin davasının reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması (TMK md.166/1,2) nedenine dayalı olarak boşanmalarına, davalı-karşı davacı kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince; erkek ve kadının boşanma davalarının reddine hükmedilmiştir. Davacı-karşı davalı erkek vekili; erkeğin reddedilen boşanma davasına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma istemine, karşı dava ise; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ileri istemlerine ilişkindir....
T2 vekaletnamesinin genel vekaletname olup boşanma davası ile ilgili özel yetkiyi içermediği" gerekçesiyle dosya ilk derece mahkemesine geri çevrilmiş olup eksiklik tamamlandıktan sonra yeniden dairemize gönderilmiştir. Dava; fiili ayrılık (TMK md. 166/4) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ilerine, karşı dava ise; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ilerine ilişkindir....
Sayılı dosyada Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayalı bağımsız tedbir nafakası davası açılmış, mahkemesince 20.02.2014 tarihinde verilen kabul kararı Yargıtay denetiminden geçerek 18.06.2015 tarihinde kesinleşmiştir. Terk sebebine dayanan boşanma davasının kabulü için usulüne uygun ve samimi ihtar tebliğine rağmen, ihtar edilen eşin haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmemesi gerekir. Davacı erkek tarafından 13.02.2012 tarihinde ihtar talebinde bulunulduğu halde, aradan çok uzun bir süre geçtikten sonra 02.11.2015 tarihinde terk nedenine dayanarak boşanma davası açılması, davacı erkeğin eve dön ihtarında samimi olmadığını göstermektedir. Ayrıca davalı kadın, 03.12.2012 tarihinde açılan ve kabul edilen Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesine dayalı bağımsız tedbir nafakası davası ile ayrı yaşamakta haklılığını kanıtlamış olmakla ortak konuta haklı sebeple dönmediği anlaşılmaktadır....