"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil ile şerhlerin silinmesi davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... Yönetimi; ... Köyü 1180 parsel sayılı taşınmazın kesinleşen orman tahdit haritası içinde kalan bölümünün tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline ve davalılar lehine konulan tüm şerhlerin silinmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. 1180 parsel sayılı 16,11 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla niteliği ile Hazine adına tapuda kayıtlı olup, beyanlar hanesinde ..., ..., , ..., , ..., ..., ... ve ... ... mirasçılarının zilyetliğinde olduğu şerhi bulunmaktadır....
Sulh Ceza Mahkemesinin 30/05/2006 tarihli ve 2005/949 esas, 2006/534 sayılı kararını müteakip, hükümlünün yaptığı adli sicil ve arşiv kaydının silinmesi talebinin kabulüne ve adli sicil arşiv kaydının silinmesine ilişkin aynı Mahkemesinin 13/11/2013 tarihli ve 2013/492 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı'nın 26.09.2016 tarih ve 2016/9818 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 12.10.2016 tarih ve 2016/367777 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi....
Bölge Adliye Mahkemesince ise, davanın tanımanın iptali davası olduğu ve 4721 sayılı Kanun'un 298 inci maddesine göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının bu davada davacı sıfatının olmadığı anlaşılmakla aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile esastan ret kararı verilmiştir. Karar, davalı ... vekili tarafından tanımanın iptali davası yönünden temyiz edilmiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın soybağının reddi ve ardından soybağının kurulması davası olduğu belirtilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince ise davanın tanımanın iptali davası olduğu belirtilerek esastan ret kararı verilmiş olup yapılan yargılama ve toplanan delillerden eldeki davada iki ayrı talep bulunduğu, birincisinin tanımanın iptali davası, ikincisinin ise babalık davası olduğu anlaşılmaktadır....
Asliye hukuk mahkemesince, davanın mahiyeti itibariyle zilyetliğin korunması davası olduğu, bu davanın görülmesinde sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh hukuk mahkemesi tarafından ise, davanın tapu kaydının beyanlar hanesine şerh yazılması veya silinmesi istemine ilişkin olduğu ve asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesinde “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmü getirilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın mahiyeti itibariyle zilyetliğin korunması davası olduğu, bu davanın görülmesinde sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın tapu kaydının beyanlar hanesine şerh yazılması veya silinmesi istemine ilişkin olduğu ve asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6100 sayılı HMK.nin 2. maddesinde “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmü getirilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın mahiyeti itibariyle zilyetliğin korunması davası olduğu, bu davanın görülmesinde sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın tapu kaydının beyanlar hanesine şerh yazılması veya silinmesi istemine ilişkin olduğu ve asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm verilmiştir. 6100 sayılı HMK.nin 2. maddesinde “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmü getirilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın mahiyeti itibariyle zilyetliğin korunması davası olduğu, bu davanın görülmesinde sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın tapu kaydının beyanlar hanesine şerh yazılması veya silinmesi istemine ilişkin olduğu ve asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm verilmiştir. 6100 sayılı HMK.nin 2. maddesinde “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmü getirilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın mahiyeti itibariyle zilyetliğin korunması davası olduğu, bu davanın görülmesinde sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın tapu kaydının beyanlar hanesine şerh yazılması veya silinmesi istemine ilişkin olduğu ve asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6100 sayılı HMK.nin 2. maddesinde “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmü getirilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın mahiyeti itibariyle zilyetliğin korunması davası olduğu, bu davanın görülmesinde sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın tapu kaydının beyanlar hanesine şerh yazılması veya silinmesi istemine ilişkin olduğu ve asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm verilmiştir. Somut olayda, uyuşmazlık konusu taşınmazın 3402 sayılı yasanın EK-4.maddesi gereğince, 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, taşınmazın davacının kullanımda olmasına rağmen çalılık olarak hazine adına tesciline karar verildiğini belirterek taşınmaza ilişkin kadastro tespit tutanaklarının iptali ile taşınmazın beyanlar hanesine kendi kullanımında olduğunun tespiti istemine ilişkindir....
halinde ise karşılıksız yararlanma suçundan 5237 sayılı TCK’nın 163/3. maddesi uyarınca değerlendirme yapılması gerekeceğinin gözetilmemesi, 2- Hükümlü ...’in arşiv kayıtlarında yer alan hırsızlık suçu, Anayasa’nın 76. maddesinde sayılan suçlardan olup, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun geçici 2. maddesinin 2. fıkrasında 6290 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle, Anayasa’nın 76. maddesi ile bazı özel kanunlarda yer alan ve bir hak yoksunluğuna neden olan mahkûmiyetlerin, arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren Yasa’nın 12. maddesinin 1. fıkrasındaki koşulların oluşması halinde silinmesi olanaklı hale gelmekle birlikte, yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı bulunup bulunmadığı anlaşılamadığından, anılan maddede öngörülen süreler dolmadığı gibi, 11.04.2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6290 sayılı Kanun’la, 5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu’nun geçici 2. maddesine eklenen 3. fıkra uyarınca, 11.04.2012 tarihinden itibaren arşiv kaydının silinmesi işlemlerinin...