WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; davalı kadın yararına boşanma ilamıyla birlikte 175.00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir.HGK'nun 07.10.1988 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık,ulaşım,kültür(eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir.Tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırmasına ve oluş ve kabule göre; davacının astsubay emeklisi olduğu 1.525 TL emekli maaşı aldığı, davalının ise SGK kayıtlarına göre 883 TL ücretle çalıştığı, 400 TL kira ödediği ve babasından yetim aylığı almadığı anlaşılmaktadır.Bu durum karşısında mahkemece, davalının aldığı maaşın onu yoksulluktan kurtarmayacağı gözetilerek ve davacının nafakanın kaldırılması talebinin içinde (çoğu isteyen azı da ister) nafakanın indirilmesi talebinin de bulunacağı dikkate alınarak ve TMK 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi uyarınca bir karar verilmelidir.Bu itibarla yukarıda...

    Mahkemece, dinlenen tanık anlatımları ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK 176/3 maddesine göre; “irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Somut olayda; tarafların ... Aile Mahkemesinin ... tarihinde tarafların boşanmalarına ve davalı lehine 200 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ve karar 03.02.2011 tarihinde kesinleşmiştir....

      Türk Medeni Kanunun 176/3.maddesine göre; İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Somut olayda; davalıya boşanma davasından sonra özel güvenlik görevlisi olarak çalışmaya başladığı ve dava tarihi itibariyle ortalama asgari ücret düzeyinde gelir elde ettiği anlaşılmaktadır. Yerleşik Yargıtay'ın uygulamalarına göre, asgari ücretin yoksulluğu ortadan kaldırmadığı ilke olarak kabul edilmiştir (....sayılı kararında olduğu gibi)....

        Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, davalıya ödenen 200 TL yoksulluk nafakası ile müşterek çocuk ...’ye ödenen 200 TL iştirak nafakasının reşit olmakla kaldırılması istenmiştir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.TMK 176/3.maddesine göre; “İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır.YHGK.nun 07.10.1998 gün ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği...

          nun 176. maddesinde ise irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafaka veya maddi tazminatın alacaklı, tarafın yeniden evlenmesi veya taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkacağı; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması veya yoksulluğun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılacağı hükme bağlanmıştır.Yine, her dava açıldığı tarihteki şartlara tabi olup TMK.’nun 176. madde hükmü de gözetildiğinde yoksulluk nafakasının 21.06.2011 (resmi evlenme) tarihi itibariyle kendiliğinden kalkacağı; fiilen evli olduğu döneme ilişkin olarak ise ancak bu dava tarihi itibariyle (06.04.2011) nafakanın kaldırılmasına karar verilebileceği bu durumda da bir yıl öncesine ilişkin olarak ödenen yoksulluk nafakasının iadesinin istenilemeyeceğinin kabulü gerekmektedir....

            DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili, 24/12/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle;"Müvekkilinin davalı ile 08/08/1993 tarihinden itibaren evli olduklarını, müşterek bir çocuklarının olduğunu, Davalının ağır kusur ve tamamen kusurlu eylemlerinden dolayı evliliğin temelden sarsılması, zina, pek kötü ve onur kırıcı davranış, haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle tarafların boşanmalarını, Dava süresince, davacı müvekkil için 250- TL tedbir nafakasını, tedbir nafakasının davadan sonra yoksulluk nafakası olarak devamını, 50.000,00.- TL manevi tazminatın davalıdan alınarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müvekkile ödenmesini, 50.000,00- TL maddi tazminatın davalıdan alınarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müvekkile ödenmesini, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde...

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafça terditli olarak ikame edilen suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme özel nedeni ile açılan boşanma davasının feragat nedeni ile reddine karar verilmiş; davacı tarafça ikame edilen evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı dava yönünden yapılan değerlendirmede; davacı tanıklarının beyanlarının görgüye dayalı olmadığı, ayrıca dava dilekçesinin 9. paragrafında bu olaylar nedeniyle davacı asilin ayrılmayı düşündüğünü, ancak ortak çocuk Buğlem'in yaşının küçük olduğu ve davalının borçlar ödenince düzeleceğine inandığı belirtmesi karşısında söz konusu iddia her ne kadar dava konusu yapılmışsa da; dava dilekçesindeki söz konusu iddiaların geçtiği belirtilen tarihlerde nazara alındığında bu hususların davacı tarafından affedilmiş yahut en azından hoşgörü ile karşılanmış sayılacağı belirtilerek davacı kadının sübut bulmayan evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı davasının...

              eyleminin TCK’nın 134/2-2. madde, fıkra ve cümlesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğuna yönelik kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş, ancak suç tarihinde yürürlükte bulunan düzenleme gereğince TCK’nın 134/2 madde ve fıkrası gereğince temel cezanın 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasını gerektirdiği gözetilmeden, temel cezanın 1 yıl hapis cezası olarak belirlenmesi ve sanığın aynı suç işleme kararının icrası kapsamında birden fazla katılana ait özel hayat kapsamındaki resimleri ifşa etmesi nedeniyle TCK’nın 43. maddesindeki zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması nedeniyle sanık hakkında eksik ceza tayini temyiz eden sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Oluşa ve tüm dosya içeriğine göre, inceleme dışı sanık ... ile mağdur ...’ın çocukları evli olup, suç tarihinde çocuklarının kavga etmesi nedeniyle taraflar arasında çıkan tartışmanın kavgaya dönüştüğü ve Ahmet’in oğulları sanık ... ve yine inceleme dışı sanık ...’ın da babalarının yanında kavgaya karıştıkları ve mağduru vücudunda hayat fonksiyonlarını (3) üç orta derecede etkileyecek nitelikte kemik kırığı meydana gelecek şekilde yaraladıkları olayda, sanıkların fiil üzerinde hakimiyet kurdukları, neticeye birlikte sebebiyet verdikleri ve sanık ...’in suçu 5237 sayılı TCK'nin 6/1-f maddesi uyarınca silahtan sayılan sopa ile işlediği gerekçesiyle sanıkların aynı suç işleme kararının icrası kapsamında iştirak halinde eylemlerini gerçekleştirmeleri nedeniyle, TCK'nin 37/1. maddesi delaletiyle 86/1, 86/3-e ve 87/3. maddeleri gereğince...

                  gerçekleşmediği ayrı ayrı değerlendirilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı veya cezanın ertelenip ertelenmeyeceği hususunun değerlendirilmesi gerekirken, sanığın sabıkalı geçmişi ve suç işleme konusundaki eğilimi şeklindeki yanlış gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına veya cezanın ertelemesine yer olmadığına karar verilmesi, 5) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerle, 6723 sayılı Kanunun 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem...

                    UYAP Entegrasyonu