İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "davacının davasının kısmen kabulü ile, davacının davalıya ait iş yerinde geçen çalışması bakımından 2012 yılı 7 nci ay Kuruma bildirilmesi gereken fark SPEK tutarının 5.580,45 TL olduğunun tespitine, (yapılan 532,95 TL SPEK bildiriminin eklenmek kaydı ile 7.ay SPEK tutarının 6.713,40 TL olması gerektiğinin tespitine) Artan kısma ilişkin isteğin reddine," karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur. B.İstinaf Sebepleri 1.Davalı ......
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile gerek iş teftiş raporunda gerekse kurum kayıtlarında ödenen ancak bordroya ve SPEK tutarına dahil edilmeyen bir fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücretinden bahsedilmediğini, İleri sürülen iddianın ücret, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ve 31. gün ücretinin sigortalılara eksik ödendiği iddiası olduğunu, 5510 sayılı Kanun'a göre SPEK dahil olan tutarların ödenmiş veya ödenmesine karar verilerek sonradan ödenen tutarlar olduğunu, uyuşmazlıkta geçmişte yapılan ve bordrolara yansıtılmayan bir ödeme bulunmadığını, varlığı henüz kesinleşmeyen bir alacak bulunduğu iddiasıyla bu miktarlar için Kurumca aylık prim hizmet belgesi istenmesinin, verilmemesi nedeniyle resen düzenlenmesinin ve prim borcu çıkarılmasının hatalı olduğunu, davanın kabulüne yönelik mahkeme kararı yerinde olduğunu belirterek, davalı Kurumun'un istinaf isteminin esastan reddine karar...
I-İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı TPAO genel müdürlüğünden emekli olduğunu, prime esas kazançların gerçek ücretten düşük bildirildiğini, Adıyaman iş mahkemesinde 2008/862 esas 2010/218 karar sayılı dosyada son günlük kazancın karar tarihi itibarı ile 52,91 TL olduğunun saptandığını ve karar gereği ücret farklarının ödendiğini, ancak bunların SPEK içerisine dahil edilip kuruma yatırılmadığını, gerekli tahsilatın yapılması için Adıyaman SGK ya başvurulduğunu, ancak işlem yapılmadığını, verilen cevapta kararda bahsi geçen ücretin SPEK içerisine dahil olup olmadığının ve dönem bilgisinin de olmaması sebebiyle işlem yapılmadığının bildirildiğini belirterek, belirtilen mahkeme kararına göre ödenen ücret farklarının SPEK niteliğinde olduğunun tespitini ve bu miktarın SGK ya ödemenin yapıldığı son ay primine esas kazanca dahil edilmesini talep ve dava etmiştir. II-CEVAP: Davalı T....
Bu nedenle yapılacak hesaplamalarda, hizmet tespit davasında tarih aralıkları belirtilerek ücret miktarı belirlenen dönemler için hizmet tespiti davasında belirlenen o ücret kabul edilerek hesaplamalar yapılmalıdır.”denilmektedir. Anılan Yargıtay içtihadı ışığında somut olay incelendiğinde hizmet tespiti davasında tespit edilip kesinleşen SPEK işçilik alacakları davası yönünden bağlayıcı niteliktedir. Bu nedenle davacının istinaf itirazının reddi gerekmiştir. Bu itibarla sonuç olarak; ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleri ile dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla HMK'nın 353/1- b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Eldeki davada ise, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, davacının prime esas kazancının tespiti istemine uygun şekilde, “davacının 2012 yılı Şubat ayına ait SPEK tutarının 5.762,40 TL olduğunun” dair karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, tespit davalarındaki yöntem dışına çıkılarak ve infazda tereddüt uyandırabilecek şekilde, davacı hakkında tespiti yapılan prime esas kazançtan her iki davalının sorumlu olduğuna dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince verilen karar, düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ: Hükmün 1’inci bendinin tamamen silinmesi ile yerine; “1- Davanın kısmen kabulü ile; davacının 2012 yılı Şubat ayına ait SPEK tutarının 5.762,40 TL olduğunun tespitine,” ibaresinin yazılması ile kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26.04.2022 gününde oybirliği ile karar verildi....
Eldeki davada ise, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, davacının prime esas kazancının tespiti istemine uygun şekilde, “davacının 2011 yılı Aralık ayına ait SPEK tutarının 5.590,72 TL olduğunun tespitine” dair karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, tespit davalarındaki yöntem dışına çıkılarak ve infazda tereddüt uyandırabilecek şekilde, davacı hakkında tespiti yapılan prime esas kazançtan her iki davalının sorumlu olduğuna dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince verilen karar, düzeltilerek onanmalıdır....
Eldeki davada ise, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, davacının prime esas kazancının tespiti istemine uygun şekilde, “davacının 2009 yılı Haziran ayına ait SPEK tutarının 4.081,24 TL olduğunun tespitine ” dair karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, tespit davalarındaki yöntem dışına çıkılarak ve infazda tereddüt uyandırabilecek şekilde, davacı hakkında tespiti yapılan prime esas kazançtan her iki davalının sorumlu olduğuna dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince verilen karar, düzeltilerek onanmalıdır....
Eldeki davada ise, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, davacının prime esas kazancının tespiti istemine uygun şekilde, “davacının 2012 yılı Ocak ayına ait SPEK tutarının 5.762,40 TL olduğunun tespitine” dair karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, tespit davalarındaki yöntem dışına çıkılarak ve infazda tereddüt uyandırabilecek şekilde, davacı hakkında tespiti yapılan prime esas kazançtan her iki davalının sorumlu olduğuna dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince verilen karar, düzeltilerek onanmalıdır....
Eldeki davada ise, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, davacının prime esas kazancının tespiti istemine uygun şekilde, “davacının 2011 yılı Mart ayına ait SPEK tutarının 5.177,40 TL olduğunun tespitine” dair karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, tespit davalarındaki yöntem dışına çıkılarak ve infazda tereddüt uyandırabilecek şekilde, davacı hakkında tespiti yapılan prime esas kazançtan her iki davalının sorumlu olduğuna dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince verilen karar, düzeltilerek onanmalıdır....
Eldeki davada ise, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, davacının prime esas kazancının tespiti istemine uygun şekilde, “davacının 2012 yılı Aralık ayına ait SPEK tutarının 6.228,90 TL olduğunun tespitine” dair karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, tespit davalarındaki yöntem dışına çıkılarak ve infazda tereddüt uyandırabilecek şekilde, davacı hakkında tespiti yapılan prime esas kazançtan her iki davalının sorumlu olduğuna dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince verilen karar, düzeltilerek onanmalıdır....