Eldeki davada ise, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, davacının prime esas kazancının tespiti istemine uygun şekilde, “davacının 2011 Aralık ayına ait SPEK tutarının 5.590,72 TL olduğunun tespitine” dair karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, tespit davalarındaki yöntem dışına çıkılarak ve infazda tereddüt uyandırabilecek şekilde, davacı hakkında tespiti yapılan prime esas kazançtan her iki davalının sorumlu olduğuna dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedeni olduğu gibi, uyulan bozma ilamı ile oluşan usulü kazanılmış hak çerçevesinde, sigorta primine esas kazancın tespiti ile yaşlılık aylığının miktarının tespiti istemi bakımından, mahkemece kısmen kabul kararı verilmesi karşısında, davalılar lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gereğinin gözetilmemesi de isabetsizdir....
Eldeki davada ise, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, davacının prime esas kazancının tespiti istemine uygun şekilde, “2011 Ağustos ayına ait SPEK tutarının 5.440,50 TL olduğunun tespitine” dair karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, tespit davalarındaki yöntem dışına çıkılarak ve infazda tereddüt uyandırabilecek şekilde, davacı hakkında tespiti yapılan prime esas kazançtan her iki davalının sorumlu olduğuna dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedeni olduğu gibi, uyulan bozma ilamı ile oluşan usulü kazanılmış hak çerçevesinde, sigorta primine esas kazancın tespiti ile yaşlılık aylığının miktarının tespiti istemi bakımından, mahkemece kısmen kabul kararı verilmesi karşısında, davalılar lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gereğinin gözetilmemesi de isabetsizdir....
Eldeki davada ise, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, davacının prime esas kazancının tespiti istemine uygun şekilde, “davacının 2012 Haziran ayına ait SPEK tutarının 5.722,42 TL olduğunun tespitine” dair karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, tespit davalarındaki yöntem dışına çıkılarak ve infazda tereddüt uyandırabilecek şekilde, davacı hakkında tespiti yapılan prime esas kazançtan her iki davalının sorumlu olduğuna dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedeni olduğu gibi, uyulan bozma ilamı ile oluşan usulü kazanılmış hak çerçevesinde, sigorta primine esas kazancın tespiti ile yaşlılık aylığının miktarının tespiti istemi bakımından, mahkemece kısmen kabul kararı verilmesi karşısında, davalılar lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gereğinin gözetilmemesi de isabetsizdir....
Yazılı delille ispat sınırının altında kalan miktar için tanık dinlenebileceği gibi, tespiti istenen miktar sınırı aşsa dahi varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa tanık dinlenmesi mümkündür. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.10.2010 gün ve 2010/10- 480 Esas - 2010/523 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10- 481 Esas - 2010/524 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10- 482 Esas - 2010/525 Karar, 19.10.2011 gün ve 2011/10- 608 Esas - 2011/649 Karar, 19.06.2013 gün ve 2012/10- 1617 Esas - 2013/850 Karar sayılı ilamlarında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir....
Hükmün davacı ve davalılardan Kurum vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacı ve davalı Kurum vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacının 1.10.1992-31.07.2009 tarihleri arasında sürekli olarak çalıştığının ve son aldığı ücretin brüt 1.186,00 TL olduğunun tespiti istemine ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, hizmet ve prime esas kazanç tespiti istemine ilişkindir. Hizmet tespitine ilişkin davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca; 506 sayılı Kanunun 79. ile, 5510 sayılı Kanunun 86. maddeleri olup, yasa hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın yerleşmiş içtihadı gereğidir. Prime esas kazanç tespiti yönünden ise yasal dayanak, 5510 sayılı Kanun m.80’dir. Bu kapsamda davacı işçinin prime esas kazancının belirlenmesinde, gerçek ücreti esas alınmalıdır....
SGM’nin 27.12.2010 tarih ve ... sayılı yazının tebliğine ilişkin tebligat belgsesinin onaylı ve okunaklı bir örneği, tebligat belgesi bulunamaz ise TB ...barkod sayılı gönderinin tebliğ tarihi ve yöntemi PTT’den resmi yazı ile sorularak alınacak yanıt ve belge dosyaya eklendikten sonra gönderilmek üzere, 2-Kuruma noksan bildirilen işçilik (SPEK) üzerinden hesaplanan fark prim ve gecikme zammı/cezasının davacıya tebliğine dair Kurum yazısı (5510 SK m. 85/3 e göre borç bildirim belgesi) ve tebliğine ilişkin belgelerin onaylı ve okunaklı bir örneği Kurumdan istenerek dosyaya eklendikten sonra gönderilmek üzere, 3-Prim ve gecikme zammı/cezası borcuna itiraz edilmiş ise itiraz komisyonu kararının ve bu kararın davacı şirkete tebliğine ilişkin tebligat belgesinin onaylı ve okunaklı bir örneği Kurumdan istenerek dosyaya eklendikten sonra gönderilmek üzere, Dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 03/07/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İl Özel İdaresinde kadrolu işçi olarak işe başladığı tarihte geçmiş çalışmalarının nazara alınmayarak yeni çalışan gibi değerlendirilip derece ve kademesinin eksik belirlendiğini, bu şekilde eksik ücret ödenip kuruma eksik prim bildirildiğini, önceki çalışmaların derece kademe tespitinde nazar alınması gerektiğini ileri sürerek davacının kadrolu statüde işe başlarken başlatılması gereken derece ve kademenin tespiti ile emekli olduğu tarihte bulunması gereken derece ve kademenin tespitine, davacının derece ve kademesi doğru hesaplansa idi alacak olduğu tarihten dava tarihine kadar eksik ödenmiş olan emekli maaşının davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı ......
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamından, davanın 31/09/2008 tarihine kadar olan dönem bakımından yasal dayanağı olan 506 sayılı Yasanın 29/07/2003 tarih ve 4958 sayılı Yasanın 36. maddesi ile değişik 77/2. maddesinde, "Şu kadar ki, ölüm, doğum ve evlenme yardımları, yolluklar, kıdem, ihbar ve kasa tazminatları, ayni yardımlar ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca miktarları yıllar itibariyle belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, sigorta primlerinin hesabına esas tutulacak kazançların aylık tutarının tespitinde nazara alınmaz....
Feri Müdahil kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığının zorunlu olduğunu, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu ve sadece tanık beyanları esas alınarak hazırlandığını, raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, davacının talep ettiği dönemlerin belirsiz olduğunu, tanık beyanları aralıksız çalışma iddiasını doğrulamadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava hizmet tespiti ve prime esas kazanç tespiti talebine ilişkindir. Hizmet tespitine ilişkin davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Yasanın 79. maddesi, hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın yerleşmiş içtihadı gereğidir....