Bu durumda Mahkemece yapılacak iş ; hiç kimsenin hizmet tespiti davası açmaya zorlanamayacağı, hizmet tespiti davasının sosyal güvenlik hakkını ilgilendirdiği hususları da unutulmadan ve fakat tespiti istenen sürenin uzunluğu dikkate alındığında davacı hizmet tespiti davası açmaya zorlanamaz ise de davacıya hizmet tespiti davası açıp açmayacağının sorularak değerlendirme yapılması; dosyaya sunulan dilekçe yönünden davacı asilin beyanına başvurulması, davalı işverene ait işyerinin 1065212 işyeri sicil nolu işyerinin 11.11.2008 tarihinde kanun kapsamına alındığı hususu da dikkate alınarak işverenin talep konusu dönem yönünden vergi kayıtlarının da celbi, dinlenen tanıkların işverenlerinin ünvanlarını da gösterir şekilde hizmet cetvellerinin ve kendi işyerlerine ilişkin kayıtların dosyaya kazandırılarak beyanlarının denetlenmesi, davacıya hizmet tespiti davası açıp açmayacağının sorularak hizmet tespiti davası açması halinde açılacak davanın bekletici mesele yapılarak ,hizmet tespiti davası...
“Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. 506 sayılı Yasa’nın 87. maddesinde; “ Bu kanunun işverene yüklediği ödevlerden dolayı, aracı olan üçüncü kişi ile birlikte asıl işvereninde sorumlu olacağı ” bildirilmiştir. 506 sayılı Yasa’nın 87. maddesi ile; asıl işveren ile alt işveren arasındaki ekonomik ve mali yönden sorumluluk hukukunun sınırlarının belirlendiği, maddede geçen “ Bu kanunun işverene yüklediği ödevler ” tanımlamasının asıl işverene, alt işverenin taraf olduğu hizmet sözleşmeleri nedeniyle açılacak hizmet tespiti davalarında pasif husumet ehliyetini amaçlamadığı anlaşılmaktadır. 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesinde ifadesini bulan hizmet tespiti davaları kural olarak bu ödevi yerine getirmeyen işverene karşı açılmalıdır....
Fıkrasında; “Aylık prim ve hizmet belgesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları kurumca tesbit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sönundan başlayarak beş yıl içerisinde İş Mahkemesi’ne başvurarak, alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır” hükmü 01/10/2008 sonrası gerçekleşen çalışmalar yönünden hizmet tesbit davalarının ana dayanağını oluşturmaktadır. Taraflar arasında davacının davalı yanında gerçekleşen hizmet süresi yönünden uyuşmazlık bulunmaktadır. 506 sayılı yasa mevzuatı ile yerleşen ve Yargıtay kararları ile esasları belirlenen hizmet tespiti davalarında, 5510 sayılı yasa mevzuatı da benzer hükümler içermektedir. Yerel mahkemece davacının çalışmasının hizmet akdinde dayanıp dayanmadığı ile ilgili olarak çok sayıda tanık dinlenmiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "Davacının 01.12.2016-17.04.2017 tarihleri arasındaki hizmetin tespiti talebinin yargılama sırasında davalı tarafça Kuruma ek bildirge verilerek tamamlandığı, güncel hizmet cetveli incelemesinde, davalı ..... sicil nolu işyerinden 01.12.2016-02.05.2017 tarihleri arasında hizmetinin işlendiği, hizmet tespiti talebi yönünden davanın konusuz kaldığı, davacının Kuruma bildirilen ücret üzerinde ücret aldığı iddiasını yazılı belgelerle ispatlayamadığı, Kurum hizmet tespiti talebi yönünden davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinde hata bulunmadığı,... " gerekçesiyle istinaf isteminin reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ Uyuşmazlık hizmet tespiti - fiili hizmet zammı ile itibari hizmet süresinden faydalanması gerektiğinin tespiti isteğine ilişkin olup kararın temyizen incelenmesi Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'nin görev alanı içerisine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle dosyanın Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, 17.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasındaki sigorta primine esas kazançların tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın davacı vekili ile davalı Kurum vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, Kasım/2017- Temmuz/2018 arası ayda 18.000- TL ücret ve 2000 TL ev kirası desteği karşılığı çalıştığının tespiti istemine ilişkindir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/8. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın içtihadı gereğidir. Hizmet tespiti davasının yasal dayanağı 506 sayılı Kanun’un 79/10 ve 5510 sayılı Kanun’un 86/9. maddeleridir. Bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur....
K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacının 1.7.2002-30.10.2009 tarihleri arasında davalı işyerinde hizmet akdine dayalı olarak geçen çalışmalarının tespiti ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, hizmet tespiti davasının reddi ile, işçilik alacaklarının kısmen kabulüne ve işçilik alacaklarına ilişkin talep yönünden davalılar lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesine şeklinde karar verilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde davalı olarak SGK ile ...AŞ'yi göstermiştir. Somut olayda; SGK hizmet tespiti davaları yönünden yasal hasım olup, işçilik alacakları yönünden taraf sıfatı bulunmamaktadır. Bu husus gözardı edilerek işçilik alacakları yönünden kurulan hüküm neticesinde davalı SGK lehine vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur....
Dava, davacının 15.10.1996 – 01.04.2002 tarihleri arasında tenis kortu ve halı saha sorumlusu olarak kesintisiz çalışmasına karşın eksik bildirilen hizmetlerinin tespiti ve işçilik alacaklarının tahsiline ilişkin olup, mahkemece; işçilik alacaklarına ilişkin talebin tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine göre ve münhasıran hizmet tespitine ilişkin bu dosyada, davacının, Dairemizin bozma ilamı sonrasında, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 185.madde hükmüne göre şimdilik hizmet tespiti davasından vazgeçtiğini belirtmesi, davalıların da vazgeçmeye bir diyeceklerinin bulunmadığını belirtmeleri karşısında, hizmet tespitine ilişkin talebin vazgeçme nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve talep aşılarak işçilik alacaklarına hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, hükmü temyiz eden davalılardan ...'nün bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
Hukuk Dairesi No : Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı fer'i müdahil Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın, fer'i müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Hizmet tespiti davalarında bildirilmeyen hizmet ve prime esas kazancın belirlenmesi kanun gereğidir. Prime esas kazanç belirlenmeden hizmet tespiti yapılamayacağından feragat istemi geçersizdir. Buna göre prime esas kazanç tespiti yönünden verilen red kararı usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....