İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 24/03/2022 NUMARASI : 2021/198 2022/108 DAVA KONUSU : Spek Tespiti KARAR : Taraflar arasındaki Spek tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda mahkemece verilen karara karşı davacı vekili ve davalı Kurum vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda gereği görüşülüp düşünüldü....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 24/11/2020 NUMARASI : 2016/289 2020/240 DAVA KONUSU : Spek Tespiti KARAR : Taraflar arasındaki spek tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda mahkemece verilen karara karşı davalı T6 vekili ile davalı T8 vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda gereği görüşülüp düşünüldü....
tarih 10 sayılı raporunda hatalı olduğunu, raporda davacı ile kurum arasında mutabakata varılmadığını, davacı yetkililerince imza atılmadığının belirgin olduğu, fazla mesai ücretlerinin bordroya bağlı olarak personele ödendiğini, SPEK içine dahil edildiğini, raporda bahsi geçen fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi tespitinin yanlış olduğunu, kurum asgari ücret desteğine ilişkin 2017/9 sayılı genelge ile 2017 yılı için SPEK eksik bildirilir yada hiç bildirilmezse bu durum mahkeme kararı ve soruşturma ile anlaşılırsa 2017 yılı için destekten yararlanmayacağı ve yararlandırılmış dönem için gecikme zammı ile geri alınacağının yazıldığını, ortada eksik bildirilme yada hiç bildirilme gibi bir durumun olmadığını, yasanın 80/c bendine göre nakti ödemelerin prime esas kazanca tabi olacağını dolaysıyla eksik fazla mesai olsa dahi henüz ödeme yapılmadığından SPEK içine dahil edilmemesi iddiasının gerçeği yansıtmayacağının ödemesi yapılmayan bedelin prime dahil edilmemesinin yasaya aykırılık...
III- MAHKEME KARARI: A- İLK DERECE MAHKEME KARARI İlk derece mahkemesince; Davanın kısmen kabulü ile; Davacının davalı iş yerinden eksik bildirilen hizmetinin 1988/3. dönemde 1 gün; 1990/3. dönemde 1 gün, 2003/3. dönemde 14 gün, olmak üzere toplam 16 gün SPEK taban ücretiyle olduğunun tespitine, 13.06.2014 sorgulama tarihi itibariyle resmi belge niteliği taşıyan hizmet dökümüne göre; 1974 yılında 81 gün, 1976 yılında 32 gün, 1979 yılında 15 gün, 2003 yılında 2 gün, Kurumca eksik hesaplandığının tespiti ile toplam 130 günün de emekliliğe esas prim ödeme gün sayısına eklenmesi gerektiğine, kurum kayıtlarının yukarıdaki kararlara göre düzeltilmesine, karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, "Dava SPEK tespitine ilişkindir. 10. Hukuk Dairesi kararlarına göre SPEK tespiti davalarında husumeti kurma ve işverene yöneltilmesi ile kuruma başvuru ve dava şartının aranması gerekmektedir....
Taraflar arasındaki prime esas kazancın tespiti ile yaşlılık aylığı hesabının belirlenecek prime esas kazanca göre düzeltilmesi gerektiğinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Feri Müdahil vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının hizmetlerinin eksik bildirildiği iddiasının doğru olmadığını, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına göre bir işçinin birden çok işe giriş çıkış bildirgesine istinaden muntazaman sigortalı gösterilmişse bu durumun çalıştığı kadar bildirim yapıldığına karine teşkil edeceğini,hizmet tespiti davalarının kamu düzenine ilişkin olduğundan resen inceleme yapılması gerektiğini, tanık beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulamayacağını,kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava hizmet tespiti ve prime esas kazanç tespiti talebine ilişkindir....
Davaya konu olan 25/01/2007- 26/05/2011 tarihleri arası kapsayan çalışmaların , Antalya İl Müdürlüğünün bünyesinde bulunan 1122784 007 sicil nolu iş yeri tescil dosyasında olduğu" cevabının verildiğini, davanın hizmet tespiti davası niteliğinde olduğundan eylemli ve gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça hizmet akdine dayanılarak dahi; sigortalılıktan söz edilemeyeceğini, çalışmayı ortaya koyan belgelerin ise işe giriş bildirgesi ile birlikte sigortalının çalışma gün ve sayısını, kazanç durumunu çalışma tarihleri ile birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bildirgeleri, 4 aylık prim bordroları gibi kuruma verilmesi zorunlu kanıtlarla ispatlanması gerektiğini, tek başına işe giriş bildirgesi verilmesinin yeterli olmadığını, eylemli ve gerçek biçimde çalışmanın varlığının zorunlu olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Davanın Reddine, karar verilmiştir....
ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ TARİHİ : 18/05/2021 NUMARASI : 2019/237- 2021/220 DAVA KONUSU : Hizmet ve Prime Esas Kazanç Tespiti KARAR : Taraflar arasındaki hizmet ve prime esas kazanç tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda mahkemece verilen karara karşı davacı vekili, davalı T12 Elekt. T4 vekili ile feri müdahil Kurum vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda gereği görüşülüp düşünüldü....
Nitekim Yargıtaya göre işçilik alacakları davasında -açılmış ise- kural olarak hizmet tespiti davasının sonucu beklenmelidir. Yine Yargıtay kararlarında her iki davanın birbirlerini etkilemesi mümkün ise de davaların niteliği gereği farklı sonuçlara varılabileceğinin kabul edildiği görülmektedir. Zira hizmet tespiti davalarında -kamu düzenine ilişkin olduğundan- resen araştırma ilkesinin, işçilik alacaklarıyla ilgili davalarda ise taraflarca hazırlama ilkesinin geçerli olduğu kabul edilmektedir. Bu nedenle işçilik alacakları davasında verilen karar hizmet tespiti davasında kesin delil değil güçlü delil olarak kabul edilmektedir. Hemen belirtmek gerekir ki delil değerlendirmesi derece mahkemelerinin takdirinde olup bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içermedikçe Anayasa Mahkemesinin bu takdire müdahalesi söz konusu değildir....