WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Babalığın Tespiti, Nafaka, Tazminat Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davada babalığın tespiti, doğum, gebelik, doğum öncesi ve sonrası giderler ile küçük çocuk için nafaka istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Babalık hükmü verilmesi davası içinde vaki ve babalığın fer’i niteliğinde olan Türk Medeni Kanununun 304. maddesinde yazılı ananın mali haklarına ilişkin talep ile Türk Medeni Kanununun 182. maddesinde yazılı çocuk için nafaka istekleri ayrıca harca tabi olmadığı gibi, kabul veya reddi de vekalet ücretini gerektirmez....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Dava dilekçesinde, babalığın tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Babalığın tespiti başvurusu vekil eliyle yapılan durumlarda vekilin vekaletnamesinde bu konuda özel yetki verilmiş olması gerektiğinden, davacı adına babalığın tespiti başvurusunda bulunan Avukat ...’ın vekaletnamesinde ise özel yetki bulunmadığından bu husustaki eksikliğin giderilmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 19.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      un çocuğu olduğuna ilişkin bir mahkeme kararı yoktur. ... tarafından açılan babalığın tespiti davası 19/02/2019 tarihinde karara çıkmış ise de UYAP sisteminde yapılan sorgulamada kararın kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Davacıya ait nüfus kaydının incelenmesinde de ... ile davacı arasında kurulmuş bir soy bağı bulunmamaktadır. Bu durumda davanın zaman aşımından değil, aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekmektedir" gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 115 inci maddesine göre mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir....

        Hukuk Dairesinin 2017/7996 Esas 2018/18504 Karar) Açılan soy bağının reddi davasında davacı babanın çocuk ile aralarında soy bağının bulunmadığına dair 07/06/2021 tarihli ATK raporuna ve tüm dosya kapsamında göre davanın kabulüne dair karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; işbu dava, babalık değil soybağının reddine ilişkin olduğundan davanın Hazineye ihbar edilmesine gerek bulunmamaktadır. Her ne kadar mahkemece 17/12/2019 tarihli tensip tutanağının 14 nolu bendi uyarınca dava Hazineye ihbar edilmiş ise de; Hazineye ihbar keyfiyeti sadece babalık davası için öngörülmüştür. Yasal olarak gerekmediği halde soybağının reddine ilişkin davanın Hazineye ihbar edilmesi ona taraf sıfatı vermeyeceğinden, bu durumun sonuca etkili olmadığından ve karar başlığında "davalı" olarak gösterilmediğinden haliyle yargılama giderlerinden sorumlu tutulmayacağı öngörülmüş olup, bu husus eleştiri konusu yapılmıştır. "Dava, koca tarafından açılan soybağının reddi isteğine ilişkindir....

        Dava dosyanın incelenmesinden, Suriye uyruklu davacı tarafından, Türk vatandaşı olan babası … ile soy bağının Reyhanlı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi kararıyla tespit edildiğinden bahisle Türk vatandaşlığına alınmasına karar verilmesi istemiyle 19/04/2022 tarihli dilekçe ile İstanbul Valiliği Nüfus ve Vatandaşlık İşleri İl Müdürlüğü'ne yapılan başvurunun zımnen reddi işleminin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı görülmektedir....

          Davacı dava dilekçesinde soybağının reddi ile babalığın tespitine karar verilmesini talep etmiş olup, yargılama devam ederken babalığın tespiti ile soybağının reddine ilişkin davaların tefrik edilmesine karar verilmiştir. İş bu dava soybağının reddi istemine ilişkindir. Her ne kadar karar başlığında babalık davasının davalısı olan ... davalı sıfatı ile gösterilmişse de bu durum adı geçeni davalı konumuna getirmez. O halde, ...'nün soybağının reddi davasında taraf sıfatı olmadığından, kararı temyiz etme hakkı da bulunmamaktadır. Bu durumda, dava dışı Hamdi vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dava dışı Hamdi vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 23.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, soybağının reddi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde; davacının davalı ... ile 2001 yılında evlendiği, evlilik devam ederken 17.11.2002 doğum tarihli ... adında kız çocuklarının dünyaya geldiği, tarafların 2006 yılında boşandığı, ... velayetinin anneye verildiği, boşanmadan sonra davalı ... davacıdan olmadığını ima eden mesajlar atmaya başladığı belirtilmiş ve küçük ... soy bağının reddine karar verilmesi istenmiştir....

              Davacının iştirak nafakasının kaldırılması talebine ilişkin ise, nüfus kayıtlarının incelenmesinde, çocuğun 18. 04. 2002 tarihinde 18 yaşını ikmal ettiği anlaşıldığından, davacının ödemekte olduğu iştirak nafakasının yasa gereği kendiliğinden son bulduğu, bu sebeple, bu durumun tespiti ile yetinilerek, yeni bir eda kararı verilmesine yer olmadığı kanaatine varılmıştır." gerekçelerine yer verilerek "Dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile mahkememizin görevsizliğine" dair karar verilmiştir. Kocaeli 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce; "Dava, babalığın tespitine ilişkin olup Türk Medeni Kanunu'nun 301 ve devamı maddelerinde babalığın tespiti düzenlenmiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulü ile Ebrar Ertekin'in babasının davacı olmadığının tespiti ile soy bağının reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabul kararını istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Soybağının reddi davası, şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğinde olduğundan, davanın vekil tarafından takip edildiği hallerde, vekile bu konuda özel yetki verilmiş olması gerekir. (HMK.m.74) taraf vekillerinin dosyaya sunduğu vekaletnamede bu hususta özel yetkilendirilme yapılmadığı anlaşılmıştır....

              nın 289/2 maddesi gereğince soy bağının reddi davası çocuğun ergin olmasından itibaren bir yıl içerisinde açılması öngörüldüğünden mevcut davanın soy bağının reddi davası olarak nitelendirilmesi halinde davanın hak düşürücü sebep nedeniyle usulden reddine karar verilecek olup beyana göre yanlış oluşturulan nüfus kayıtlarında değişiklik yapılması mümkün olmayacaktır. Ayrıca baba hanesinde kayıtlı olan Ali ismindeki şahsın da gerçekte yaşayan kişi olmadığı iddiası karşısında soy bağının tesisi açısından DNA incelemesi mümkün olmayacaktır. Bu hususlar dikkate alındığında, davacının talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olarak oluşturulan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmaması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur....

              UYAP Entegrasyonu