Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın 4721 sayılı Medenî Kanunun 282. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan soy bağının tespiti ve nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istemine ilişkin olduğu, bu talebin aile mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İskenderun 2. Aile Mahkemesince, söz konusu davanın nesep ve soy bağı kurulmasına ilişkin olmayıp, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunundan kaynaklanan nüfus kayıt düzeltim davası olduğu bu tür davalarda genel mahkemelerin görevli olduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda davacı, küçükler ... ve ... gerçekte kendisinin annesi ve babalarınında ... olduğunu, ancak aralarında resmi nikah bulunmaması nedeniyle çocukların gerçek babaları ...'ın kardeşi ...'ın nüfus kayıtlarında babaları olarak, eşinin ise anneleri olarak nüfusa kayıt edildiğini belirterek gerçeğe aykırı tescilin iptali ve tashihine karar verilmesini talep etmiştir....
ten olmuş gibi onların nüfus kütüğüne kaydedildiği ileri sürülerek bu durumun düzeltilmesi ve dolayısıyla anne ile babanın birlikte değiştirilmesi, soy bağının düzeltilmesi istenilmiştir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 2.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: 2.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 14.04.2011 gününde oybirliği ile karar verildi....
Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Babalık Davası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından tüm yönlerden; davacı tarafından ise katılma yoluyla soy bağının kurulmasına hükmedilmemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 397.80'er TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 20.06.2022 (Pzt...
İlk derece mahkemesince, davanın soy bağı istemine ilişkin dava olduğu ve görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, davanın soy bağının düzeltilmesi davası olmadığı, yukarıda da açıklandığı üzere gerçek annenin tespiti ile nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğu anlaşıldığından karar doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yargılamaya devam edilmek üzere dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur; HÜKÜM : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere, 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2- Didim(Yenihisar) 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Sobağının Reddi- Evlenme Yoluyla Kurulan Soybağına İtiraz Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. .K.. A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin nüfus kayıtlarında... çocuğu olarak görünmesine karşın gerçekte babasının ... olduğunu iddia ederek, ...'ın müvekkilinin babası olduğuna karar verilmesini istemiş; Mahkemece, babalığın tespitine ilişkin dava tefrik edilerek, davacı ...'ın...'ın çocuğu olmadığının tespitine karar verilmiş; karar ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda, Mahkemece babalığın tespitine ilişkin davanın tefrikine karar verildiğine göre; baba olduğu iddia edilen ...'...
CEVAP Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, davanın kabulü için kural olarak öncelikle vakıf kurucusu ile kan bağının ispatlanması gerektiğini, davanın üst soy veraset ilamı sunularak bu dava konusunun ispat edilemeyeceğini, davada alınan veraset ilamlarının hasımlı olarak açılan davalar ile alınması gerektiğini, mahkeme tarafından celp edilecek belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle vakıf kurucusu arasında soy bağının bulunup bulunmadığı hususunun açıklığa kavuşturulması ve bundan sonra vakfiyede öngörülen şartların gerçekleşmesi gerektiğini açıklayarak, davanın reddini savunmuştur. III....
KARŞI OY İlçe Nüfus Müdürü olan sanığın, mağdurun gerçek annesinin ... olduğunu bilmesine rağmen düzenlediği doğum bildirimi formunu hem tescil eden memur hem de onaylayan yetkili olarak imzalayarak mağdurun nüfusa tescil işleminde annesini ..., babasını ise ... olarak göstermek suretiyle kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunu işlediği iddia ve mahkemece kabul edilen olayda; sayın çoğunluğun kamu görevlisi olan sanığın bu eylemini TCK 231. maddesindeki çocuğun soy bağını değiştirme suçu olarak kabul etmek suretiyle suç vasfı yönünden bozma kararı vermesi nedeniyle sayın çoğunlukla aramızda uyuşmazlık oluşmuştur. Soy bağının değiştirilmesi madde gerekçesinde de belirtildiği gibi yetkili mercilere yanlış bilgilerin verilmesi yoluyla gerçekleştirilmektedir....
Aile Mahkemesi ise 08/03/2019 tarih ve 2019/274- 251 Esas ve Karar sayılı kararı ile; taraflar arasındaki davanın soy bağına ilişkin olmadığı, analığın tespitinin istendiği, TMK 282/1. Madde hükmü gereği ana yönünden soy bağının doğumla kurulacağı, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin uygulamasının da bu yönde olduğu gerekçesi ile görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğuna ilişkin karşı görevsizlik kararı vermiş, kararın usulen kesinleşmesi üzerine merci tayini talebi ile dosyayı Dairemize göndermiştir. Dosyanın istinaf incelemesinde: Hatay 3. Aile Mahkemesinin kararının gerekçe ve neticesi itibariyle doğru ve yerinde olduğu, taraflar arasındaki davanın analığın tespitine ilişkin olup TMK 282/1. Madde hükmüne göre "Çocuk ile ana arasında soy bağı doğumla kurulur." Bir başka deyişle çocuğu doğuran kadın anadır.Bu nedenle analığın tespiti davaları soy bağına ilişkin olmayıp nüfus kayıtlarının düzeltilmesi niteliğindedir. Yargıtay'ın kararlılık kazanan uygulaması da bu yöndedir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulü ile T7 babasının davacı olmadığının tespiti ile soy bağının reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabul kararını istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Soybağının reddi davası, şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğinde olduğundan, davanın vekil tarafından takip edildiği hallerde, vekile bu konuda özel yetki verilmiş olması gerekir. (HMK.m.74) davacı vekiline soybağının reddi davası açmak üzere süre verilmesinin önceki ilamımızda belirtilmesine rağmen babalık davası açmak üzere vekaletname sunduğu, ancak dosyaya sunduğu vekaletnamede soybağının reddi davası açmak üzere özel yetkilendirilme yapılmadığı anlaşılmıştır....
Zira kan bağına bağlı olan soy bağının tarafların anlaşması yoluyla sona erdirilmesi mümkün olmadığı gibi evlat edinme yoluyla kurulan soy bağının da sona erdirilmesi mümkün olmamalıdır. Bu ilkeye evlatlık ilişkisinin çözülemezliği denmektedir. Kanun Koyucu yaptığı düzenleme ile evlatlık ilişkisi ve soybağı ilişkisi arasındaki farkları en aza indirgemeyi amaçlamaktadır. Yukarıdaki anlatımla somut olay değerlendirildiğinde, evlatlık ilişkisinin kaldırılmasına konu evlat edinme kararının Aksaray Aile Mahkemesinin 04/06/2004 tarih 2003/64 Esas 2004/658 Karar sayılı ilamı ile davacıların davalıyı evlatlık olarak edindikleri, işbu kararın 26/08/2004 tarihinde kesinleştirilerek nüfus kayıtlarına işlendiği, eldeki davanın 06/02/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır....