WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türkiye'de sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışılmasına ilişkin hükümleri uygulanır. Kesin dönüş kavramının tanımı Yönetmelik'in "Tanımlar" başlıklı 4.maddesinin (d) bendinde yapılmıştır. Buna göre kesin dönüş; aylık tahsis talebinde bulunanların yurtdışındaki çalışmalarının sona ermesini, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almamaları durumunu ifade eder....

    Sigortalının ölümü ile birlikte sağ kalan hak sahibi aile bireyleri gelir kaybına uğrayacak bu nedenle sosyal güvenlik yönünden bir korumaya gereksinim duyacaklardır. İşte bu noktada ölüm sigortası ile risk altında olan hak sahiplerinin sosyal güvenlik hakları koruma altına alınmıştı. Ancak Sosyal güvenlik hakkının kullanımı yasa ile sınırlanmış ve belirli koşulların varlığına bağlanmıştır. Sigortalının ölümü ile birlikte sosyal güvenlik hakları koruma altına alınan hak sahiplerinin de ölüm sigortasından yararlanabilmeleri için kanun koyucu tarafından belirli sınırlamalar getirilmiştir....

      Sigortalının ölümü ile birlikte sağ kalan hak sahibi aile bireyleri gelir kaybına uğrayacak bu nedenle sosyal güvenlik yönünden bir korumaya gereksinim duyacaklardır. İşte bu noktada ölüm sigortası ile risk altında olan hak sahiplerinin sosyal güvenlik hakları koruma altına alınmıştı. Ancak Sosyal güvenlik hakkının kullanımı yasa ile sınırlanmış ve belirli koşulların varlığına bağlanmıştır. Sigortalının ölümü ile birlikte sosyal güvenlik hakları koruma altına alınan hak sahiplerinin de ölüm sigortasından yararlanabilmeleri için kanun koyucu tarafından belirli sınırlamalar getirilmiştir....

        Ölüm ise gerçekleşmesi mutlak, ancak ne zaman gerçekleşeceği bilinmeyen tipik bir sosyal güvenlik riskidir (K. Arıcı, Türk Sosyal Güvenlik Hukuku, Ankara 2015, s.386). Bu risk hak sahibi konumunda olan dul eş ve yetim çocuk yönünden etkili olacaktır. Sigortalının ölümü ile birlikte sağ kalan hak sahibi aile bireyleri gelir kaybına uğrayacak bu nedenle sosyal güvenlik yönünden bir korumaya gereksinim duyacaklardır. İşte bu noktada ölüm sigortası ile risk altında olan hak sahiplerinin sosyal güvenlik hakları koruma altına alınmıştır. Ancak Sosyal güvenlik hakkının kullanımı yasa ile sınırlanmış ve belirli koşulların varlığına bağlanmıştır. Sigortalının ölümü ile birlikte sosyal güvenlik hakları koruma altına alınan hak sahiplerinin de ölüm sigortasından yararlanabilmeleri için kanun koyucu tarafından belirli sınırlamalar getirilmiştir....

          Öncelikle belirtmek gerekir ki, sigortalılık hakkı, kamu düzenine ilişkin, kişiye bağlı, vazgeçilemez ve kaçınılamaz hak ve yükümlülük doğuran bir hak olup, kişilerin ve sosyal güvenlik kuruluşlarının bu statünün oluşumundaki rolü, yenilik doğurucu ve iradi bir durum değil, kanun gereği kendiliğinden oluşan statüyü belirlemekten ibarettir. Davada uyuşmazlık konusu ise, sosyal güvenlik hakkının kaçınılamaz vazgeçilemez niteliği karşısında: hak sahiplerinin borçlanma bedelinin iadesini isteme haklan bulunup bulunmadığı noktasındadır. Anılan düzenlemenin lafzına bakıldığında, borçlanmayı bizzat yapan sigortalı veya hak sahiplerinin borçlanmadan vazgeçebileceklerinin öngörüldüğü, ancak, borçlanmayı bizzat yapmayan hak sahipleri yönünden ise; borçlanmadan vazgeçmenin sadece aylık bağlanma koşullarının yerine getirilememesi hali ile sınırlandırıldığı anlaşılmaktadır....

          Sigortalının ölümü ile eşine ve çocuklarına bağlanabilecek gelirlerin toplamı, sigortalının yıllık kazancının %70'inden aşağı değilse ana ve babanın gelir bağlanma hakları düşer.” hükmünü getirmiştir. 506 sayılı Yasanın 69.maddesi ise; “Sigortalının ölümü tarihinde eşine ve çocuklarına bağlanması gereken aylıkların toplamı, sigortalıya ait aylıktan aşağı olursa, artanı, eşit hisseler halinde, sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışmayan veya 2022 sayılı Kanuna göre bağlanan aylık hariç olmak üzere buralardan her ne ad altında olursa olsun gelir veya aylık almayan ana ve babasına aylık olarak verilir. Ancak, bunların her birinin hissesi sigortalıya ait aylığın %25'ini geçemez. Sigortalının ölümü ile eşine ve çocuklarına bağlanabilecek aylıkların toplamı, sigortalıya ait aylıktan aşağı değilse ana ve babanın aylık bağlanma hakları düşer.” hükmünü getirmiştir. Somut olayda; Cavit Yalçın'ın iş kazası sonucu, bekar ve çocuksuz olarak öldüğü anlaşılmaktadır....

            bağlanması isteminin reddine yönelik kısmında hukuka uygunluk görülmediğinden iptaline, dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların idareye başvurduğu 05/12/2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, önceki dönemlere ilişkin aylık bağlanması isteminin reddine yönelik kısmının iptal istemi yönünden davanın reddine karar verilmiştir....

              tarafından Ankara 9.İş Mahkemesinin 2005/94 E,2005/1078 K sayılı dava dosyası ile tespit davası açılarak davacıya 506 sayılı Yasanın 24.maddesi uyarınca 1.1.2005 tarihinden itibaren iş kazaları ve meslek hastalıkları sigorta kolundan aylık bağlanmasına karar verildiği bu kararın Dairemizin 25.9.2006 gün ve 2006/11411 E,2006/8859 K sayılı kararı ile onandığı anlaşılmaktadır Alınan hesap bilirkişi raporuna göre davacı anne yönünden tüm maddi kaybının SGK tarafından bağlanan gelirle karşılandığı tespit edilmiştir.Baba yönünden ise yukarıda açıklanan doğrultuda, gelir bağlanması için Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına yapılan başvuru reddedildiğinden davacı babaya SGK aleyhine dava açmak üzere önel vermek, o davayı bu dava için bekletici mesele saymak, kesinleşen mahkeme kararı ile dava reddedilmiş ise maddi tazminat isteminin reddine karar vermek, dava kabul edilmiş ise Kurumca bu işlemlerin yapılmasından sonra davacı babaya bağlanan gelirin hüküm tarihine en yakın tarihteki en son...

                olunmadığının tespitine ilişkin olarak açılan işbu davada mahkemece yapılan yargılama sonunda, tahsis talebi tümüyle, menfi tespit istemi kısmen reddedilerek davacının faiz borcundan sorumluluğunun bulunmadığına karar verilmiştir....

                  DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yaşlılık aylığının kesildiği tarihten itibaren tekrar bağlanması ve ödenmeyen aylıkların yasal faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir. Yurtdışında çalışan Türk vatandaşlarının yurtdışında geçen hizmetlerinin borçlandırılarak, ülkemiz sosyal güvenlik mevzuatında malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde Türkiye’de geçmiş hizmet gibi değerlendirilmesini sağlamak amacıyla kabul edilen 3201 sayılı Kanun hükümleri uyarınca borçlandırılan sürelere dayalı olarak hangi şartlarda aylık bağlanacağı anılan Kanunun 6’ıncı maddesinde belirlenmiştir. Tahsis yapılabilmesi için aranan koşullardan birisi de, yurda kesin dönülmüş olmasıdır....

                  UYAP Entegrasyonu