"İçtihat Metni" Davacı ... ile davalı Sosyal Güvenlik Kurumu aralarındaki tespit davası hakkında Manisa 1. İş Mahkemesinden verilen 6.2.2008 gün ve 5959-205 sayılı hükmün vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. K A R A R Davacının vukuatlı aile nüfus kayıt örneğinin ilgili Nüfus Müdürlüğü'nden getirtilip eklendikten sonra gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 18.9.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte, esas olarak iş ve sosyal güvenlik hukuku uygulamasından kaynaklanan bireysel ve toplu hak uyuşmazlıklarını çözen özel mahkemeler olup, bu kapsamda Sosyal Güvenlik Kurumu'nun prim ve diğer alacaklarının hesaplanması, sigortalı olma hakkının kazanılması ya da kaybedilmesi, gelir/aylık bağlanması, işçilik alacaklarının belirlenmesi gibi kendi içinde bütünlük ve uzmanlık gerektiren konular görev alanına girmektedir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106. maddesi ile mülga 1479 sayılı Kanunun 70. maddesinde ve 506 sayılı Kanunun 134. maddesinde, bu Kanunların uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101. maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir....
Sosyal Güvenlik Hukukunun Niteliği: 6.Herkes kişiliğine bağlı, dokunulmaz devredilmez, vazgeçilmez, temel hak ve hürriyetlere sahiptir.”. Sosyal güvenlik hakkı, bireylerin geleceğe güvenle bakmalarını sağlayan bir insan hakkıdır. Aynı zamanda “sosyal güvenlik, sosyal hukuk devleti içerisinde yer alan ve bu ilkeyi oluşturan temel kavramlardan birisidir”. Bu esası göz önüne alan anayasa koyucu “Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler” başlığı altında sosyal güvenlik hakkını da düzenlemiş ve 60’ncı madde ile “Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar” hükmünü getirmiştir. Bu iki hüküm sosyal güvenlik hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı dokunulmaz ve vazgeçilemez bir hak olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Şahsa sıkı sıkıya bağlı sosyal güvenlik hakkı üzerinde kişi tasarruf yetkisine sahip değildir....
Somut olayda, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Kocatepe Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi'nin 28/11/2014 tarihli kararında; sigortalı Abdullah Koçarslan'ın 24/04/2009 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeni ile sürekli iş görmezlik oranının %20,2 oranında tespit edildiği, davacının itirazı üzerine alınan Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'nun 03/08/2016 tarihli kararında davacının 24/04/2009 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeni ile sürekli iş görmezlik oranının %20,2 olduğuna ve başka birinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığına kontrol muayenesi gerekmediğine karar verildiği, Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu'nun 26/03/2018 tarihli, raporunda sigortalının 24/04/2009 tarihinde geçirdiği iş kazasına bağlı arızası nedeni ile %21,2 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağının bildirildiği ,Sosyal Sİgortalar Yüksek Sağlık Kurulu raporu ile Adli Tıp 3. İhtisas kurulu kararı arasında çelişki olduğundan Adli Tıp 2....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/3039 KARAR NO : 2022/2759 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ÇERKEZKÖY İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 06/04/2021 NUMARASI : 2020/477 ESAS - 2021/242 KARAR DAVA KONUSU : Sosyal Güvenlik Hukuku İle İlgili Tespit Davaları KARAR : Davacı tarafından Sosyal Güvenlik Hukuku İle İlgili Tespit Davaları istemiyle açılan davada, davanın reddine ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması ve başvurusunun süresinde olduğunun anlaşılması üzerine, Üye Hakim Zühal Haksever tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve ön inceleme aşaması tamamlandıktan sonra, dosyadaki mevcut delil durumu ve yasal hükümlere göre istinaf başvurusunun, duruşma açılmaksızın dosya üzerinde inceleme yapılmak suretiyle karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşılmakla işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
kaydının yapıldığı ve 18/11/2019 tarih ve 2019/506 esas-2019/755 karar sayılı kararı ile davacı tarafından açılmış olan hizmet tespit davası ile ilgili bu davanın münhasıran sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanması nedeniyle Hakimler ve Savcılar Kurulunun vermiş olduğu karar doğrultusunda hizmet tespiti yönünden dosyanın sosyal güvenlik mahkemesine gönderilmesine karar verildiği ve dosyanın mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır....
Çoğunluk görüşüne aşağıda açıklanan gerekçeler ve özellikle sosyal güvenlik hakkının vazgeçilmez hak ve kamu düzeninden olması, resen araştırma ilkesinin geçerli olması, bordronun 4857 sayılı İş Kanunu, 6098 sayılı TBK ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümleri ile 6100 sayılı HMK hükümlerine göre senet niteliğinin bulunmaması karşısında katılınmamıştır. 3. Sosyal Güvenlik Hakkının niteliği: Anayasa’nın 60. Maddesi uyarınca “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar”. Belirtmek gerekir ki; Sosyal devlet olmanın bir gereği ve sonucu, sosyal güvenlik hakkının tüm bireylere sağlanması ve güvence altına alınmasıdır. Sosyal güvenlik hakkı vazgeçilmez bir anayasal haktır ve kamu düzenindendir. Hizmet tespiti, prime esas kazancın tespiti ve buna bağlı olarak yaşlılık aylığı, bir sosyal güvenlik hakkıdır....
Mahkemece hizmet tespiti davası tefrik edilmiş alacak davası yönünden istemin kısmen kabulüne karar verilmiş ve hüküm davacı vekili tarafından hüküm temyiz edilmiştir. Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'ndan farklı olarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda dava çeşitleri 105. ila 113. maddelerinde düzenlenmiş, eda davası (m. 105), tespit davası (m.106) ile belirsiz alacak ve tespit davası (m.107) ayrı ayrı maddelerde gösterilerek farklılıkları belirtilmiştir. Yine, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda ön sorun, hadise olarak düzenlenmesine rağmen bekletici sorunu düzenleyen genel bir hüküm yoktu....
Çoğunluk görüşüne aşağıda açıklanan gerekçeler ve özellikle sosyal güvenlik hakkının vazgeçilmez hak ve kamu düzeninden olması, resen araştırma ilkesinin geçerli olması, bordronun 4857 sayılı İş Kanunu, 6098 sayılı TBK ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümleri ile 6100 sayılı HMK hükümlerine göre senet niteliğinin bulunmaması karşısında katılınmamıştır. 6. Sosyal Güvenlik Hakkının niteliği: Anayasa’nın 60. maddesi uyarınca “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar”. Belirtmek gerekir ki; Sosyal devlet olmanın bir gereği ve sonucu, sosyal güvenlik hakkının tüm bireylere sağlanması ve güvence altına alınmasıdır. Sosyal güvenlik hakkı vazgeçilmez bir anayasal haktır ve kamu düzenindendir. Hizmet tespiti, prime esas kazancın tespiti ve buna bağlı olarak yaşlılık aylığı, bir sosyal güvenlik hakkıdır....
Sosyal güvenlik hakkı, bireylerin geleceğe güvenle bakmalarını sağlayan bir insan hakkıdır. Aynı zamanda “sosyal güvenlik, sosyal hukuk devleti içerisinde yer alan ve bu ilkeyi oluşturan temel kavramlardan birisidir”. Bu esası göz önüne alan anayasa koyucu “Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler” başlığı altında sosyal güvenlik hakkını da düzenlemiş ve 60’ncı madde ile “Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar” hükmünü getirmiştir. Bu iki hüküm sosyal güvenlik hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı dokunulmaz ve vazgeçilemez bir hak olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Şahsa sıkı sıkıya bağlı sosyal güvenlik hakkı üzerinde kişi tasarruf yetkisine sahip değildir....