Kararın, dava konusu işlemin "emeklilik ikramiyesi ödenmesi" talebinin reddine ilişkin kısmının iptali ile emekli ikramiyesi ödenmesi istemi yönünden hüküm kurulmamasına ilişkin kısmına gelince; Mülga 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun'un 1. maddesinde; "Bu Kanunun amacı; çeşitli sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesi suretiyle ilgililerin sosyal güvenliklerinin sağlanması usul ve esaslarının düzenlenmesidir." hükmüne; "Emekli İkramiyesi" başlıklı 12. maddesinin birinci fıkrasında ise; "Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve kendilerine bu Kanun'un 8. maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara, T.C. Emekli Sandığına tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin toplamı üzerinden, 5434 sayılı T.C....
d) 28 Haziran 1962 tarihinde Milletlerarası Çalışma Teşkilatı Genel Konferansı'nca Cenevre’de yapılan 46. toplantıda kabul edilen “1962 Sosyal Güvenlik Eşit Muamele Sözleşmesi” olarak adlandırılacak olan "Vatandaşlarla Vatandaş Olmayan Kimselere Sosyal Güvenlik Konusunda Eşit Muamele Yapılması Hakkında Sözleşme" 10.8.1971 tarih ve 13922 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 19.7.1971 tarih ve 1453 sayılı Kanun ile kabul edilmiştir. Bu sözleşmeyi uygulayan her üye, sözleşme mükellefiyetlerini kabul ettiği sosyal güvenlik dallarında, ülkesinde, bu sözleşmeyi uygulayan diğer üye Devletler vatandaşlarına, sosyal güvenliğe tabi olma ve yardımlardan yararlanmaya hak kazanma bakımlarından, kendi vatandaşlarıyla ile eşit işlem yapar....
Aynı KHK ile 46/2 maddesi değiştirilerek, "Ancak, evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olan ödenir.” hükmü getirilmiştir. 3- 04/10/2000 tarihli KHK Anayasa Mahkemesinin 26/10/2000 gün ve 61/34 sayılı Kararı ile iptal edilmiştir. 4- 4956 sayılı Yasa, 08/08/2001 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiş ve bu kez 1479 sayılı Yasanın 45/c maddesi "yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve bu Yasa ile diğer sosyal güvenlik Yasaları kapsamında çalışmayan, bu yasalar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan kız çocuklarının her birine %25'i," oranında aylık bağlanır.” şeklinde değiştirilmiştir....
4956 sayılı Yasa, 08/08/2003 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiş ve bu kez 1479 sayılı Yasanın 45/c maddesi "yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve bu Yasa ile diğer sosyal güvenlik Yasaları kapsamında çalışmayan, bu yasalar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan kız çocuklarının her birine %25'i," oranında aylık bağlanır.” şeklinde değiştirilmiştir....
Sigortalının ölümü ile birlikte sağ kalan hak sahibi aile bireyleri gelir kaybına uğrayacak bu nedenle sosyal güvenlik yönünden bir korumaya gereksinim duyacaklardır. İşte bu noktada ölüm sigortası ile risk altında olan hak sahiplerinin sosyal güvenlik hakları koruma altına alınmıştır. Ancak Sosyal güvenlik hakkının kullanımı yasa ile sınırlanmış ve belirli koşulların varlığına bağlanmıştır. Sigortalının ölümü ile birlikte sosyal güvenlik hakları koruma altına alınan hak sahiplerinin de ölüm sigortasından yararlanabilmeleri için kanun koyucu tarafından belirli sınırlamalar getirilmiştir....
yararlandırılacakları, davacılar murisine bağlı olduğu sosyal güvenlik mevzuatına göre bağlanan yaşlılık aylığı ile 2330 sayılı Kanun kapsamında bağlanacak nakdi tazminat aylığının birlikte ödenmesine imkân bulunmadığı anlaşılmaktadır....
'ü tutarında, aylık bağlanacağı, 4. maddesinde, bu Kanuna göre aylık bağlanmada veya ödenmesinde uygulanacak usul ve esaslar ile kullanılacak belgelerin, Maliye Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından müşterek hazırlanacak bir yönetmelikle tespit olunacağı; dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan şekliyle 8. maddesinin 1. fıkrasında, Sosyal Güvenlik Kurumunun, İl veya İlçe Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının alacakları muhtaçlık kararlarını esas alarak aylık bağlayacağı Kurumun gerektiğinde, aylık almaya başvuranların gelir, yaşam düzeyi ve varlıkları hakkında, belirleyeceği yöntemlerle inceleme yapmaya ve yaptırmaya, resmi ve özel idare müessese ve ortaklarından ve şahıslardan bilgi ve belge istemeye yetkili olduğu; 2. fıkrasında, aylık bağlanmasında İl veya İlçe Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının alacakları muhtaçlık kararlarıyla birlikte bu Kanun'un gerektirdiği hallerde yetkili hastanelerden alınan sağlık kurulu raporlarının esas alınacağı...
İş Mahkemesi TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR A) Davacı İstemi: Davacı; boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeni ile ölüm aylığı bağlanması talebinin reddine ilişkin davalı Kurum işleminin iptalini ve aylığın faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı Kurum, Türkiye Cumhuriyeti ile Hollanda Krallığı Arasında Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin 23/3 maddesine dayanarak, davacının Hollanda'da ölüm aylığı alması nedeniyle bu ülkedeki tüm süreyi borçlanmadan ülkemizden ölüm aylığı almasının mümkün olmadığı gerekçesiyle istemi reddetmektedir. Anılan Sözleşme'nin 22.maddesi her iki ülkede birbirini takip eden sürelerde veya münavebeli olarak geçen sigortalılık sürelerinin birleştirilmesi, 23.madde ise yardımlara hak kazanmaya ilişkindir....
Yukarıda da açıklandığı üzere sigortalı isterse birleştirme yasası uygulanmadan tek bir sosyal güvenlik kurumundaki hizmeti ile yaşlılık aylığı almaya hak kazanıyorsa bu takdirde, hizmet birleştirmesi uygulanmaksızın ilgili Kurumdan aylık bağlanması mümkündür. Ayrıca, sosyal sigortalılık, kişinin Anayasa’da ifadesini bulan temel sosyal haklardan olan sosyal güvenlik hakkına ilişkindir. Nitekim, Anayasa’nın 12. maddesine göre, herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir. Anayasa’nın 60. maddesinde ise, “herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu iki hüküm birlikte değerlendirildiğinde, sosyal güvenlik hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı, dokunulmaz ve feragat edilemez bir hak olduğu sonucuna ulaşılmaktadır....