Kaldı ki, 5655 sayılı Kanun ile yürürlüğü ertelenen 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 56. maddesinde bu yönde bir düzenlemeye yer verilmiş olması, 506 sayılı Kanun'da düzenleme boşluğu bulunduğu yönündeki düşünceyi desteklemektedir. Sorunun çözümünde, iç hukuk kaynakları kapsamında, diğer sosyal güvenlik mevzuatından ve Medeni Kanun hükümlerinden yararlanılarak, miras-çılıkla ilgili Medeni Kanun hükümleri ve sosyal güvenlik mevzuatının "hak kazanma" olgusuna yaklaşımları irdelenmelidir. Düzenleme boşluklarının giderilebilmesi için diğer hukuk kaynaklarına başvurulurken sosyal güvenlik hukuku ile korunmak istenen dengenin bozul-mamasına da özel önem gösterilmelidir....
Uygulamada uzun vadeli sigortalı kolları için açılsa da davanın açılacağı sigorta dalları bakımından herhangi bir ayrım yapılmamaktadır (SÖZER, Ali Nazım: Türk Sosyal Sigortalar Hukuku, 3. Bası, ... 2017 s: 478-479). 6. Yurt dışı işyerinde çalışan işçinin sosyal güvenlik hakkı: 6.1. Sosyal Güvenlik Hakkının niteliği: Anayasa’nın 60. Maddesi uyarınca “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar”. Belirtmek gerekir ki; Sosyal devlet olmanın bir gereği ve sonucu, sosyal güvenlik hakkının tüm bireylere sağlanması ve güvence altına alınmasıdır. Sosyal güvenlik hakkı vazgeçilmez bir anayasal haktır ve kamu düzenindendir. 6.2. Sosyal devlet; bireylere belirli bir sosyal güvenlik hakkı ve asgari gelir düzeyi öngören, sağlık ve refah hizmetlerinden serbestçe yararlanma ve belirli bir yaşa kadar eğitim olanağı sunan, bir takım sosyal riskleri önleyici tedbirler alan devlet anlayışıdır....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 22/12/2020 NUMARASI : 2020/133 E., 2020/541 K., DAVA KONUSU : Tespit (Sosyal Güvenlik Hukuku İle İlgili Tespit Davaları) KARAR : GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 01/02/1985- 31/03/1985 tarihleri arasında kahvehane işletmeciliği yaptığını bu tarihler arasında vergi mükellefi olduğunu, kuruma yapılan başvuruda belirtilen tarihlerde sigortalılık kaydının bulunmadığının öğrenildiğini belirterek, davacı müvekkilinin 1479 sayılı Kanun kapsamında 01/02/1985 ile 31/03/1985 tarihleri arasında sigortalılığının tespitini talep ve dava etmiştir. SAVUNMANIN ÖZETİ: Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 04/10/2000 tarihinden önce ve sonrasında kuruma herhangi bir başvurusunun bulunmadığını, 5510 sayılı Kanuna göre davacının sigortalılığının geçerli olmayacağını tespit edildiğini belirterek, davanın reddini istemiştir....
İlgili Hukuk 1. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun (5510 sayılı Kanun) 56 ncı maddesi. 2. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun (506 sayılı Kanun) 68 inci maddesi. 3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 578 inci maddesi 2. Değerlendirme 1.Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konuyla ilgili yasal düzenlemeler ve kavramlar üzerinde kısaca durmak gerekir. 2. Çağdaş sosyal güvenlik sistemleri belirli sosyo-ekonomik risklerle karşılaşan bireylere güvence sağlamayı amaçlamakta, bu risklerin zararlı etkilerini ortadan kaldırabilmek yönünde sürekli gelişim göstermektedir. Bu durum, sosyal sigortaları biçimlendiren sosyal koruma ve dayanışma ilkesinin bir sonucu ise de korumanın sınırsız olması beklenemez. 3....
Çoğunluk görüşü aşağıda ayrıntılı gerekçeleri ile açıklanacağı üzere sosyal güvenlik hakkının vazgeçilmez temel hak olmasına, kamu düzeninden bulunmasına, resen araştırma ilkesine, çalışma olgusunun hukuki fiil olmasına, ispat hukuku ilkelerine uygun değildir. II. Sosyal Güvenlik Hukukunun Niteliği: 5. Herkes kişiliğine bağlı, dokunulmaz devredilmez, vazgeçilmez, temel hak ve hürriyetlere sahiptir.”. Sosyal güvenlik hakkı, bireylerin geleceğe güvenle bakmalarını sağlayan bir insan hakkıdır. Aynı zamanda “sosyal güvenlik, sosyal hukuk devleti içerisinde yer alan ve bu ilkeyi oluşturan temel kavramlardan birisidir”. Bu esası göz önüne alan anayasa koyucu “Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler” başlığı altında sosyal güvenlik hakkını da düzenlemiş ve 60’ncı madde ile “Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar” hükmünü getirmiştir....
Sosyal Güvenlik Denetmen Yardımcılığına atananlar, en az üç yıl çalışmak ve olumlu sicil almak kaydıyla yapılacak Denetmenlik yeterlik sınavına girmeye hak kazanırlar. Denetmenlik yeterlik sınavında başarılı olanlar Sosyal Güvenlik Denetmeni kadrolarına atanır. Sınavda başarılı olamayanlar bir yıl içinde ikinci kez sınava tâbi tutulur. Bu sınavda da başarı gösteremeyenler Kurum taşra teşkilatında durumlarına uygun başka kadrolara atanır. Sosyal Güvenlik Denetmen Yardımcılarının mesleğe alınmaları, yetiştirilmeleri, yarışma ve yeterlik sınavlarının şekil ve uygulama esasları ile Sosyal Güvenlik Denetmenleri ve Sosyal Güvenlik Denetmen Yardımcılarının görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışma usul ve esasları yönetmelikle düzenlenir. Sosyal Güvenlik Denetmenleri sosyal güvenlik mevzuatının uygulanmasına ilişkin tespit, denetim ve taramalarda görevlendirilirler ve görevleriyle ilgili kayıt ve belgeleri inceleme yetkisine sahiptir....
Asliye hukuk mahkemesi tarafından ise, işsizlik ödeneğinin sosyal güvenlik hukuku ile ilgili olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 46. maddesinin birinci fıkrasında işsizlik sigortasının amacı; "İşsizlik sigortasına ilişkin kuralları ve uygulama esaslarını düzenlemek ve bu Kanunda öngörülen hizmetlerin verilmesini sağlamak" olarak belirtilmiş; Kanunun kapsamını düzenleyen ikinci fıkrasında ise, "Bu Kanun, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile ikinci fıkrası kapsamında olanlardan bir hizmet akdine dayalı olarak çalışan sigortalıları 4857 sayılı Kanuna göre kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışanlardan 5510 sayılı Kanunun 52. maddesinin birinci fıkrası kapsamında işsizlik sigortası primi ödeyen isteğe bağlı sigortalılar ile aynı Kanunun ek 6. maddesi kapsamındaki sigortalıları ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20. maddesinde açıklanan...
Asliye Hukuk Mahkemesi ise, işsizlik ödeneğinin sosyal güvenlik hukuku ile ilgili olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu'nun 46. maddesinin 1. fıkrasında işsizlik sigortasının amacı; "işsizlik sigortasına ilişkin kuralları ve uygulama esaslarını düzenlemek ve bu Kanunda öngörülen hizmetlerin verilmesini sağlamak" olarak belirtilmiş; Kanunun kapsamını düzenleyen ikinci fıkrasında ise "Bu Kanun, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile ikinci fıkrası kapsamında olanlardan bir hizmet akdine dayalı olarak çalışan sigortalıları 4857 sayılı Kanuna göre kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışanlardan 5510 sayılı Kanunun 52. maddesinin birinci fıkrası kapsamında işsizlik sigortası primi ödeyen isteğe bağlı sigortalılar ile aynı Kanunun ek 6. maddesi kapsamındaki sigortalıları ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20. maddesinde açıklanan sandıklara tabi...
Asliye Hukuk Mahkemesi ise, işsizlik ödeneğinin sosyal güvenlik hukuku ile ilgili olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu'nun 46. maddesinin 1. fıkrasında işsizlik sigortasının amacı; "işsizlik sigortasına ilişkin kuralları ve uygulama esaslarını düzenlemek ve bu Kanunda öngörülen hizmetlerin verilmesini sağlamak" olarak belirtilmiş; Kanunun kapsamını düzenleyen ikinci fıkrasında ise "Bu Kanun, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile ikinci fıkrası kapsamında olanlardan bir hizmet akdine dayalı olarak çalışan sigortalıları 4857 sayılı Kanuna göre kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışanlardan 5510 sayılı Kanunun 52. maddesinin birinci fıkrası kapsamında işsizlik sigortası primi ödeyen isteğe bağlı sigortalılar ile aynı Kanunun ek 6. maddesi kapsamındaki sigortalıları ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20. maddesinde açıklanan sandıklara tabi...
(Basın İş Kanunu Seracettin Göktaş-Şahin Çil, Aralık 2013 Sh 21) Diğer yandan davacının açmış olduğu hizmet tespiti davası dolayısıyla Sosyal Güvenlik Hukuku açısından Basın İş Yasası kapsamında kalması 506 sayılı Yasanın ek 5 maddesi ve 5510 sayılı Yasanın 40.maddesi anlamında fiili hizmet zammından yararlanmaları açısından önem arz etse de işçilik alacakları ile ilgili bu davada sonuca etkili olmaz. Hukukumuzda işçilik tazminat ve alacakları ilgili Yargıtay denetiminden geçen dava dosyalarında belirlenen hizmet süresi ve ücret miktarları Sosyal Güvenlik Hukuku anlamında açılan hizmet tespiti davalarında güçlü delil olarak dahi kabul edilmemektedir. Belirtilen bu husus dahi uyuşmazlığı çözer mahiyette güzel bir örnektir.” gerekçesi ile önceki kararda direnilmiştir....