WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 265. maddesinde, ihtiyati haciz kararına karşı itiraz usulü düzenlenmiş olup, düzenlemeye göre borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde mahkemeye itiraz edebilecektir. Somut olayda, ihtiyati haciz kararına itiraz eden davalı borçlular dinlenmeden mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İtiraz eden borçluların henüz huzuri ile yapılan haciz ve/veya yokluklarında yapılan haciz tutanağının kendilerine tebliği söz konusu olmadığından ihtiyati haciz kararına itiraz edenin itirazının süresinde olduğu kabul edilmiştir. İİK'nun 265. maddesinde, ihtiyati haciz kararına itiraz nedenleri tahdidi olarak sayılmıştır....

    İİK'nun 265. maddesinde, ihtiyati haciz kararına karşı itiraz usulü düzenlenmiş olup, düzenlemeye göre borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde mahkemeye itiraz edebilecektir. Somut olayda, ihtiyati haciz kararına itiraz eden davalı borçlular dinlenmeden mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İtiraz eden borçluların henüz huzuri ile yapılan haciz ve/veya yokluklarında yapılan haciz tutanağının kendilerine tebliği söz konusu olmadığından ihtiyati haciz kararına itiraz edenin itirazının süresinde olduğu kabul edilmiştir. İİK'nun 265. maddesinde, ihtiyati haciz kararına itiraz nedenleri tahdidi olarak sayılmıştır....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Enerji, Sanayi ve Madencilik Hizmetleri Çalışanları Sendikası Tüzüğü'ne göre Disiplin Kurulunun; doğrudan yöneticilik görevine son verilmesi kararı veremeyeceği, soruşturma sonuçlarını Genel Yönetim Kuruluna sunmakla görevli olduğu, sadece uyarma ve kınama cezası verebileceği, diğer cezaların üyelikten çıkarma hariç Yönetim Kurulu tarafından verilebileceği, Enerji-Bir-Sen ... Disiplin Kurulları ve Disiplin Yönetmeliği hükümlerinin normlar hiyerarşisi hükmü gereğince belirtilen Tüzük düzenlemesine aykırı olamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

        Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve özellikle sendika disiplin yönetmeliğinin 12. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “Genel Disiplin Kurulunca sendikanın şube ve il yönetim kurullarında yönetici sıfatıyla görev yapanlar ve yedek üyeleri ile Sendika zorunlu organlarında görev üstlenenlerden haklarında üyelikten çıkarma cezası teklif edilenler Genel Disiplin Kurulunun buna ilişkin teklifinin Genel Yönetim Kurulu'na bildirmesini takip eden günden ilk yapılacak olan genel kurula kadar, Genel Yönetim Kurulu kararı ile görevlerinden el çektirilir” düzenlemesinin, kesinleşmiş disiplin cezası olmamasına karşın süresi belirli olmayan şekilde görevden uzaklaştırma öngörmesi sebebiyle demokratik esaslara aykırı olup uygulanamaz nitelikte olduğunun; ayrıca...

          Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve özellikle sendika disiplin yönetmeliğinin 12. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “Genel Disiplin Kurulunca sendikanın şube ve il yönetim kurullarında yönetici sıfatıyla görev yapanlar ve yedek üyeleri ile Sendika zorunlu organlarında görev üstlenenlerden haklarında üyelikten çıkarma cezası teklif edilenler Genel Disiplin Kurulunun buna ilişkin teklifinin Genel Yönetim Kurulu'na bildirmesini takip eden günden ilk yapılacak olan genel kurula kadar, Genel Yönetim Kurulu kararı ile görevlerinden el çektirilir” düzenlemesinin, kesinleşmiş disiplin cezası olmamasına karşın süresi belirli olmayan şekilde görevden uzaklaştırma öngörmesi sebebiyle demokratik esaslara aykırı olup uygulanamaz nitelikte olduğunun; ayrıca...

            Sendika ile sendika yöneticileri arasındaki ilişkinin kural olarak vekalet ilişkisi olduğu kabul edilmelidir. Sendika yöneticisine emeği karşılığı düzenli olarak dönemsel ödeme yapılması, çalışmasının kuruma bildirilmesi ve ücret bordrosu düzenlenmesi iş ilişkisinin varlığını göstermez. Ücret, vekalet sözleşmesinin zorunlu unsuru değildir. Buradan hareketle sendikalarda profesyonel sendika yöneticisi ve amatör sendika yöneticisi olmak üzere iki tip yöneticinin söz konusu olduğunu söylemek gerekir. Sendika yöneticilerine verilecek ücretler ile sağlanacak diğer menfaatleri belirleme yetkisi ise münhasıran genel kuruldadır. Profesyonel sendika yöneticiliği, idare hukukunda yer alan statüler gibi değildir. Profesyonel sendika yöneticiliği kadrosunun açık olması bir başka ifadeyle sendika yönetim kurulunca şube sekreterliği kadrosunun profesyonel kadro olarak kabulüne karar verilmesi sendika yöneticisinin kendiliğinden o kadroya atanmış sayılacağı sonucunu doğurmaz....

              İlk derece mahkemesi tarafından, sendika yönetim kurulu kararının iptali davalarının, kararın öğrenilmesinden itibaren bir ay ve her halde karar tarihinden itibaren üç aylık hak düşürücü süre içinde açılması gerektiği, iptali talep edilen sendika yönetim kurulu kararı 18/03/2015 tarihli olmasına karşın asli müdahale tarihi de 30/04/2018 olduğu, davanın da 17/09/2021 tarihinde hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı anlaşıldığından davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşıldığından reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı yasal süresi içinde istinaf yoluna başvurmuştur. Davacı istinaf dilekçesinde özetle, usulüne uygun toplanmayan genel kurulunu verdiği kararın yok hükmünde olduğunun tespiti gerekirken hak düşürücü sürede davanın açılmadığından bahisle reddinin hatalı olduğunu beyan ederek mahkemenin kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

              Yönetim kurulunca hazırlanan 2020 hesap dönemi yıllık faaliyet raporunun okunması ve müzakeresi. 2020 hesap dönemi denetçi raporlarının okunması. 2020 hesap dönemi finansal tabloların okunması, müzakeresi ve tasdiki. Yönetim kurulu üyelerinin 2020 hesap dönemi faaliyetlerine ilişkin olarak ibrası. Kârın kullanım şeklinin, dağıtılacak kâr ve kazanç payları oranlarının belirlenmesi. Yönetim kurulu üyelerinin ücretleri ile huzur hakkı, ikramiye ve prim gibi hakların belirlenmesi. 2021 hesap dönemi denetçisinin seçimi. Yönetim kurulu üyelerine Türk Ticaret Kanunu'nun 395. ve 396. maddeleri kapsamında izin verilmesi. Dilekler ve kapanış." şeklinde belirlenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                Gerekçe: Dava, sendika şube yönetim kurulunun olağanüstü genel kurul yapılmasına yönelik azınlık talebinin reddine ilişkin kararının iptali ile şubenin olağanüstü genel kurula götürülmesinin sağlanmasına ilişkindir. Somut olayda öncelikle çözülmesi gereken hukuki problem, davalı olarak gösterilen Eğitim-Sen Konya Şubesi’nin taraf ehliyeti bulunmadığıdır. Taraf ehliyeti, hak ehliyetinin usul hukukundaki görünümüdür. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 8. ve 48. maddeleri uyarınca gerçek kişiler ve tüzelkişiler hak ehliyetine sahiptirler. Sendika şubelerinin tüzelkişilikleri bulunmamaktadır. Somut olayda sendikalar hukukuna özgü olarak şube yöneticileri ile sendika yöneticileri arasında ve dolayısıyla sendika arasında husumet bulunması gibi sendika şubesinin de davaya dahil edilmesini gerektirir nitelikte bir durumda iddia ve ispat edilmemiştir....

                  Gerekçe: Dava, sendika şube yönetim kurulunun olağanüstü genel kurul yapılmasına yönelik azınlık talebinin reddine ilişkin kararının iptali ile şubenin olağanüstü genel kurula götürülmesinin sağlanmasına ilişkindir. Somut olayda öncelikle çözülmesi gereken hukuki problem, davalı olarak gösterilen Eğitim-Sen Konya Şubesi’nin taraf ehliyeti bulunmadığıdır. Taraf ehliyeti, hak ehliyetinin usul hukukundaki görünümüdür. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 8. ve 48. maddeleri uyarınca gerçek kişiler ve tüzelkişiler hak ehliyetine sahiptirler. Sendika şubelerinin tüzelkişilikleri bulunmamaktadır. Somut olayda sendikalar hukukuna özgü olarak şube yöneticileri ile sendika yöneticileri arasında ve dolayısıyla sendika arasında husumet bulunması gibi sendika şubesinin de davaya dahil edilmesini gerektirir nitelikte bir durumda iddia ve ispat edilmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu