EFT'nin de yapıldığı, eldeki davanın konusunun davacının 20/07/2016 tarihinde verdiği ileri tarihli EFT'nin iptal edilmemesi nedeniyle 21/07/2016 tarihinde yapılan 200.000,00 TL (toplam 450.000,00 TL dışındaki) EFT'nin davalı şirketten sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre, davalı bankadan ise objektif özen yükümlülüğünden kaynaklanan kusur sorumluluğu hükümlerine göre tahsili amacıyla eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davalı şirketin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre sorumlu olduğu gerekçesiyle şirket hakkındaki davanın kabulüne, davalı bankanın kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle banka hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki davalı bankanın dava konusu olaydaki sorumluluğunun değerlendirilebilmesi için öncelikle dosyaya yargılama aşamasında sunulan 27/04/2016 tarihli protokoldeki düzenlemeler karşısında davalı şirketin davacının vekili olduğu .... Şti....
İcra Müdürlüğü dosyasına ödeme yapacakken sehven ... İcra Müdürlüğü dosyasına ödeme yaptığı, akabinde ... İcra Müdürlüğünce haciz ihbarnamesi uyarınca paranın dosyaya yatırılması, aksi halde borcun yedinde sayılacağı ihtarı üzerine bu defa anılan dosyaya da ödeme yaptığı hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının sehven yanlış icra dosyasına yaptığı ödeme sonrası 2. ödemenin sebepsiz zenginleşme teşkil edip etmediği ile bunun tahsili için başlatılan icra takibine davalı yanca yapılan itirazın haklı olup olmadığı hususlarındadır. Bunun tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, nitelikli hesap uzmanı bilirkişinin raporları davacı yanca dava dilekçesindeki 2. ödemeden bahsedilmemesi ve haciz ihbarnamesi tebliğ tarihinin yanlış olarak 16.03.2018 tarihi bildirilmesi ve raporun da buna göre düzenlenmesi nedenleri ile hatalı oluşturulan raporlar hükme esas alınmamıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi KARAR Dava, geçersiz gayrimenkul satış sözleşmesine istinaden ödenen paranın istirdadına ilişkin olup, davacı ödediği bedeli isteğinden ve mahkemecede bu bedele hükmedildiğinden sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre açılan davada verilen kararın temyizen incelenmesi görevi 3.Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 8.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
e ait araç ile davalıya ait aracın karıştığı kaza sonrasında tespit edilen kusur oranına göre davalının %25, dava dışı sigortalı araç sürücünün %75 oranda kusurlu olduğu yönünde tespit yapılmışsa da, kusur oranlarının tam tersi olması gerektiği, sehven bu şekilde yazıldığı, bu nedenle fazla ödeme yapıldığını beyan ederek, davalıya yapılan haksız ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri ödenmesi isteminden kaynaklanmaktadır. Davacı, davasını sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandırdığından ayrıca davalının tacir ve aracın ticari araç olduğuna dair dosyada bir delil bulunmadığından, davanın rücu niteliğinde olmadığı ve kusur tespitinden kaynaklı hata nedeni ile iadeye ilişkin olması hususları da dikkate alınarak davanın ticari dava olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Karar sayılı karar ile paranın sehven gönderildiği belirlenerek davanın kabulüne karar verildiğini, davalı bankanın sehven müşterisinin hesabına gelen parayı davacıya iade etmeyerek sebepsiz zenginleştiğini, sehven gönderilen paranın bankanın himayesine geçirmesi sebebiyle iş bu davanın bankaya karşı açıldığını beyan ederek asıl alacak olan 23.744,00-TL'nin davacıya iadesine, dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Yerel mahkeme, temyize konu edilen kararında, davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre çözümlenmesi ve zamanaşımı süre ve başlangıcının buna göre belirlenmesi gerektiğini kabul etmiştir. Bu bağlamda öncelikle, sebepsiz zenginleşme kavramı ve hukuki işlemlerden doğan borçlardan farkının açıklanmasında yarar vardır. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır....
Taraflar arasındaki hukuksal ilişki sebepsiz zenginleşme kuralları uyarınca tasfiye edilirken, denkleştirici adalet kuralı hiçbir zaman gözardı edilmemelidir. Bu husus hem hakkaniyetin hem gerçek adaletin bir gereğidir. Bu bakımdan iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması gerekir. Aksi halde iade dışındaki zenginleşme iade borçlusu elinde haksız zenginleşme olarak kalacaktır. O halde, davacının talebi ile davalı ...'in ikrarının birbirini doğruladığı, davacının ödediği 300 TL'nin 1997-2007 yılları arasında; davalı ...'...
Dolayısı ile ödeme kararlarında bir hata olmuş ve hak edilmediği halde ödeme yapılmış ise bu karar geri alınarak hata ile yapılmış olan fazla ödemeler TBK 77 vd maddelerinde düzenlene sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri istenilebilir. (Yargıtay'ın 27/01/1973 Tarih, 6/2 Sayılı İBK; Danıştayın 22/12/1973 Tarih, 8/14 Sayılı İBK) Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin iyiniyetli ya da kötüniyetli olduğuna bakılmadan bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının ödediği bedeli sebepsiz zenginleşme ile geri alma hakkının davalının senette tahrifat yaptığına ilişkin ceza davasının kesinleşmesi ile birlikte doğduğunu, ceza davasının 27.06.2018 tarihinde kesinleşiğini, zamanaşımı süresinin bu tarihten başlatılması gerektiğini, sebepsiz zenginleşmede geri verme borcunun zenginleşmenin geçersiz bir nedene dayanması durumunda hemen; geleceğe yönelik bir neden bulunuyorsa onun oluşmadığı an; var olan bir neden bulunuyorsa da onun ortadan kalktığı zaman doğmuş olacağını, edimin yerine getirildiği sırada geçerli bir hukuksal nedenin bulunmasına karşın sonradan bu neden ortadan kalkmış olması halinde bu durumda sebepsiz zenginleşme, nedenin ortadan kalktığı an meydana geleceğini, davalının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsil ettiği parayı ödemesinin gerektiğini, ceza dosyasının kesinleşmesi ile davalının sebepsiz zenginleşmiş olduğunun ortaya çıktığını belirterek...
Bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1)Dava konusu uyuşmazlık; davacının banka hesabından davalının banka hesabına gönderilen bir miktar paranın, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi istemine ilişkindir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Türk Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir....