noter kanalıyla cevabi ihtarnamesi ile EFT gönderilmek istenen firmanın, gönderilen firma ile herhangi bir isim benzerliği bulunmadığını, hesap üzerinde davalı şirket alacaklılarının haciz ve bloke işlemleri olduğunu, yapılan EFT' nin iadesinin mümkün olmadığının belirtildiğini, davalı şirkete sehven yapılan EFT sonucunda davalının sebepsiz zenginleştiği ve söz konusu parayı ilgili kanun maddesine göre iade etmesi gerektiğini, söz konusu ödemenin davacı sendika tarafından ......
Zenginleşen kimsenin malvarlığının, herhangi bir mal edinmeden de artış göstermesi ve malvarlığının azalması gerekirken haklı bir sebebe dayanmadan azalmayıp mevcut durumunu muhafaza ettirmesi de madde hükmünde ifade edildiği üzere sebepsiz zenginleşme sayılmaktadır. Davanın sebebi sebepsiz zenginleşme olmakla kural olarak, muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Temerrüt ya bir ihtar ile ya da dava açılması suretiyle gerçekleşir. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez. (BK.m.101/1, TBK.m.117/1) Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre, borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin bir ihtar ile ya da aleyhine bir takip ya da dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlememektedir....
Davalı, davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre açılamayacağını, istirdat istemi yönünden ise hak düşürücü sürenin söz konusu olduğunu ayracı cevap dilekçesinde zaman aşımına uğradığını ve davacının bu davayı açmakta iyiniyetli olmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanarak davanın kabulüne karar verilmiştir Davacı, dava dilekçesinde, borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesini talep etmektedir. Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlık sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir....
Davacı, dava dışı alacaklısının hesabına havale gönderecek iken sehven hesap numarasını yanlış yazmış olması nedeniyle davalının kendi alacağından dolayı hacizli olan hesabına para gelmiş ve hesap blokeli olduğundan davalı, dava dışı ...Ambarı Nakliyat ve Ticaret A.Ş.'nin hesabına yani tasarruf yetkisine geçmediğinden sebepsiz zenginleşmiştir. Bu nedenlerle sehven gönderilen bu paranın hiçbir zaman dava dışı ...Ambarı Nakliyat ve Ticaret A.Ş.'nin tasarrufuna geçmediğinden davalı banka haciz alacaklısı olduğundan sebepsiz zenginleştiğinden dava konusu paranın iadesinden sorumlu olacağından davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM: 1-Davanın KABULÜ ile; davalının Bursa 1....
Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Dava sebepsiz zenginleşmeye dayalı itirazın iptaline yöneliktir. Davacı tarafça gönderilen havaleye ilişkin banka dekontu kapsamından davalıya 10.000,00 TL nın mutfak yapım işi için gönderildiği,davalı yada onun usta olarak bildirdiği kişi tarafından bu işin yapılmadığı,bu işin yapımı için paranın yine davalı tarafça dava dışı usta ve ustanın arkadaşlarına davacı adına ödendiği açık şekilde ispatlanamadığından,davalı kendisine gönderilen 10.000,00 TL yönünden sebepsiz zenginleşmiştir. O halde, davalı kendisine gönderilen 10.000,00 TL bedeli davacıya iade etmek zorundadır. Mahkemenin kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur....
sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince tahsili” istemindeki gerçek istek ve iradesinin, mahkemenin kabulünde olduğu gibi “sadece 1998 yılında ödediği 1.000 TL satış bedelinin iadesi” mi yoksa “denkleştirici adalete göre ödediği 1.000 TL’nin dava tarihindeki alım gücü karşılığı” mı olduğu tam ve tereddüte yer vermeyecek şekilde anlaşılamamaktadır....
Sebepsiz zenginleşme hâlinde zenginleşen ve fakirleşen arasında kanun gereği bir borç ilişkisi doğmakta olup, bu borcun konusu mal varlığında meydana gelen fazlalığın geri verilmesidir. Sebepsiz zenginleşmede sadece mal varlığındaki eksilmenin giderilmesinin talep edilmesi söz konusudur. Görüldüğü gibi, sebepsiz zenginleşme, ikincil (talî) niteliktedir ve mal varlığındaki azalmanın başka aslî nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelemez. Başka bir anlatımla aynı olayda, aynî haktan (istihkak davası), zilyetlikten, sözleşmeden, sözleşme benzeri hukukî ilişkiden veya haksız fiilden kaynaklanan bir talebin ileri sürülmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulama alanı bulamayacaktır....
Davalı, davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre açılamayacağını, istirdat istemi yönünden ise hak düşürücü sürenin söz konusu olduğunu ayracı cevap dilekçesinde zaman aşımına uğradığını ve davacının bu davayı açmakta iyiniyetli olmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde, borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesini talep etmektedir. Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlık sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir....
Sebepsiz zenginleşme kurumunun amacı, haksız değer kaymalarının önlenmesi olup tam bir eski hale getirme özelliği taşımaktadır. Bilindiği üzere borçların, sözleşme, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşme olmak üzere üç ayrı kaynağı bulunmaktadır. Sebepsiz zenginleşme ve haksız fiilden doğan alacakların, miktarları ne kadar olursa olsun her türlü delille ispatlanması mümkündür. Somut olay bakımından Erzincan Fevzi Paşa Vergi Dairesi tarafından yapılan 45.483,40 TL'lik ödemenin emanet kasa hesabında muhafaza edildiği sabit olup ve talep halinde davacı bankaya gönderileceği hususu bildirilmiş olması karşısında mezkur olayda sebepsiz zenginleşme şartları oluşmamış olup bu nedenle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Davacının ileri sürdüğü vakıa (paranın gönderilmesi) davalı tarafından ikrar edilmekte; fakat, davacının iddia ettiği gibi bu paranın hata ile gönderildiği inkâr olunmaktadır. Vasıflı ikrara uygulamada (gerekçeli inkâr) adı da verilmektedir. Vasıflı ikrarda ispat yükü vakıayı ileri süren tarafta olup, o vakıayı vasıflı olarak ikrar eden (gerekçeli olarak inkar eden) tarafta değildir. Bu durumda gönderilen paranın davalının alacağına karşılık değil, hata ile gönderildiğini ispat yükü davacıya düşer (HGK.26.09.2001 gün ve 13-630 Esas- 647 Karar) . Somut olayda, ispat yükü kendisine düşen taraf (davacı), (hataen para gönderildiği) iddiasını ispat edememiştir. Davacının dava dilekçesindeki "hata" olgusu ıspat edilemediği gibi bizzat düzenlediği ihtarname ve mahkemeye ibraz ettiği 23.05.2012 tarihli dilekçe içeriğine göre paranın gönderilme nedeninin dava dışı kişinin talimatı olduğu belirtilmiştir....