Konuya ilişkin 5510 sayılı Yasa öncesi mevzuata bakıldığında, 506 sayılı Yasanın “Yersiz ve yanlış ödemelerin tahsili”ni düzenleyen 121. maddesinde yersiz ödeme halinde iade yükümünün kapsamını belirleyen bir düzenleme bulunmadığı gibi, anılan Yasa içeriğinde konuyu düzenleyen başka bir düzenlemenin de yer almadığı görülmektedir. 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi ile 506 sayılı Yasada yer almayan yeni bir düzenleme getirilmiş, sebepsiz zenginleşmenin kasıtlı kusurlu davranıştan veya Kurumun hatalı işleminden kaynaklanmasına bağlı olarak istirdadı mümkün ödeme miktarları belirlenmiştir. Kapsam belirlendikten sonra, ilgilinin Kurumdan alacağı yoksa geri alma işleminin genel hükümlere göre yapılacağı öngörülmüştür. 5510 sayılı Yasanın geçici maddelerinde ise, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğini öngören herhangi bir kural yer almamaktadır....
Uyuşmazlık; yersiz ödendiği iddia edilen dava konusu paranın sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda davalıdan geri istenip istenemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının, geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Kural olarak zenginleşen, başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. (TBK m.77/1) Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir....
Davada, davalıya hatalı olarak fazladan ödenen teşvik piriminin geri tahsili istenilmiş; mahkemece, yargısal inançlar gereği, açık hata, memurun gerçek dışı beyanı veya hilesi gibi durumlarda geri iade için süre aranmayacak, diğer durumlarda ise süre 60 gün ile sınırlı olup, olayda bu sürenin de geçtiği, sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda istemin dile getirilebileceği 1 yıllık sürenin de bittiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlık, davacı idarenin davalı memura hatalı olarak fazla teşvik pirimi ödendiği iddiasına dayalı sebepsiz zenginleşmeye ilişkin alacak istemidir. Her ne kadar davalı zamanaşımı savunmasında bulunmuş ise de, zamanaşımının başlaması için zararı ve faili öğrenme tarihinin bilinmesinin yanısıra alacaklı kamu idaresi olduğunda, dava açma hususunda emir vermeye yetkili merciin ıttıla tarihinin araştırılması ve buna göre zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının tespiti gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı olarak açılan alacak istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 3.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 3.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 15.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, yersiz ödemenin sebepsiz zenginleşme nedeniyle istirdadına ilişkindir. 818 sayılı BK 66.maddesinde; sebepsiz zenginleşme davasının, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak 1 yılın geçmesi ile, 6098 sayılı TBK 82.maddesinde ise 2 yılın geçmesi ile zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir. 6098 sayılı TBK gibi 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6101 sayılı TBK Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 5/1.maddesinde; "TBK yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan hak düşürücü süreler ile zamanaşımı süreleri eski kanun hükümlerine tabi olmaya devam eder "düzenlemesi yeralmaktadır. Somut olayda; yanılgılı hukuki nitelendirme yapılmak suretiyle, davadaki istemin sebepsiz zenginleşmeye dayalı olduğu gözardı edilerek, davacı idarenin emir vermeye yetkili makamının “iş bu davanın açılması için verdiği olur tarihi” araştırılmadan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....
Dolayasıyla taraflar arasındaki hukuki ilişkinin sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer yandan sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu (818 sayılı BK)’nun konuya ilişkin 61 ve devamı maddelerindeki (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (Benzer hüküm 6098 sayılı TBK)’nun m. 77 vd.yer almıştır.) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Bu genel açıklamadan sonra sebepsiz zenginleşmenin gerçekleşmesi için aranan şartların açıklanmasında yarar görülmüştür....
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, 506 sayılı Kanunun 121. maddesi ile yersiz ödemelerin tahsiline ilişkin hükümlerin düzenlendiği, ancak anılan maddede yersiz ödeme halinde iade yükümlülüğün kapsamını belirleyen bir düzenlemenin yer almadığı, bu nedenle iade yükümlülüğünün 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 63 vd. maddeleri uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği, öte yandan 5510 sayılı Kanun’un 96. maddesinin de sebepsiz zenginleşme nedeniyle yersiz ödemelerin iade yükümünün kapsamını belirleyen özel bir düzenleme olduğu, dolayısıyla 01.10.2008 sonrasında da uyuşmazlığın çözümünde sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanmasının gerekeceği, ne var ki Kurum tarafından yersiz ödemenin tahsili amacıyla 16.12.2010 tarihli yazı ile talimat verildiği ve bu talimat üzerine davacıya 24.12.2010 tarihinde borç yazısı gönderildiği, bu haliyle davanın 08.07.2011 tarihinde açıldığı gözönünde bulundurulduğunda 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinde belirtilen...
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: davalının kuruluş müdürü olarak vekaleten görevlendirilmiş olup asaleten atamada aranan şartları taşımamasına rağmen yersiz ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin kamu zararı olduğu ve sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri istenebileceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, sebepsiz zenginleşme esasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Davalı T3 Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Tekirdağ İl Müdürlüğü bünyesinde vekaleten görevlendirildiği, 2013 Mart ve Haziran aylarına ait olarak fazlaca ödenen vekalet ücretine ilişkin ana para ödemelerinin faizi ile geri ödenmesi için dava açılmıştır....
K A R A R Dava, Borçlar Kanununun 61-67 maddelerince sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı alacak istemine ilişkin olup, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 3.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 08.07.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi. ......
Konuya ilişkin 5510 sayılı Yasa öncesi mevzuata bakıldığında, 506 sayılı Yasanın "Yersiz ve yanlış ödemelerin tahsili"ni düzenleyen 121. maddesinde yersiz ödeme halinde iade yükümünün kapsamını belirleyen bir düzenleme bulunmadığı gibi, anılan Yasa içeriğinde konuyu düzenleyen başka bir düzenlemenin de yer almadığı görülmektedir. 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi ile 506 sayılı Yasada yer almayan yeni bir düzenleme getirilmiş, sebepsiz zenginleşmenin kasıtlı kusurlu davranıştan veya Kurumun hatalı işleminden kaynaklanmasına bağlı olarak istirdadı mümkün ödeme miktarları belirlenmiştir. Kapsam belirlendikten sonra, ilgilinin Kurumdan alacağı yoksa geri alma işleminin genel hükümlere göre yapılacağı öngörülmüştür. 5510 sayılı Yasanın geçici maddelerinde ise, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğini öngören herhangi bir kural yer almamaktadır....