Anılan sebeplerle; kararın eksik incelemeye dayalı verildiği, hukuki nitelendirmenin mahkeme hakimine ait olduğu, arabuluculuk başvurusunda alacak talebinin dayanağı ortadan kalkan mahkeme kararına ilişkin yapılmış icra takibine dayalı ödemenin istenmesine ilişkin olduğu, görüşme sırasında talebin istirdat ya da sebepsiz zenginleşme olarak dile getirilmesinin mahkemeyi bağlamayacağı, önemli olanın alacak talebinin neye dayalı olduğunun belirlenmesi gerektiği, davanın istirdat davası mı yoksa sebepsiz zenginleşme davası mı olduğunu belirleme yetkisinin yerel mahkemeye ait olduğu, yine buna göre zamanaşımı ya da hak düşürücü sürenin mahkemece belirleneceği, bu usule uyulmaksızın sırf arabuluculuk belgesinde istirdat davası olarak yazıldığı gerekçesiyle değerlendirme yapılmasının yerinde olmadığı anlaşılmakla; kararın kaldırılarak eksik delillerin ikmalinden sonra varılacak sonuca göre yeniden bir karar verilmesi amacıyla dosyanın mahkemesine iadesine dair karar verilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/02/2023 NUMARASI : 2022/60 ESAS-2023/41 KARAR DAVA KONUSU : Sebepsiz Zenginleşme İddiasına Dayalı Alacak KARAR : Mersin 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 02/02/2023 tarih ve 2022/60 Esas - 2023/41 Karar sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan incelemede; DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Davalı T3 Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müzik ve Bale İlköğretim Okulu Müdürlüğüne 22.02.2011 tarihinde atanmış olup tarafına yasal olarak ödenmemesi gereken , fazladan(sehven) 14.928,60....
Bu çerçevede, mahkemece, tahsis talep tarihinde prim borçlarının varlığı nedeniyle, davalıya yersiz ödenen aylıkların iadesine karar verilmesi isabetlidir. Ancak, Borçlar Kanununun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilecek olup, somut uyuşmazlıkta iadeyle yükümlü olunan tutarın belirlenmesinde genel hüküm niteliğinde bulunan anılan maddelerin göz önünde bulundurulması gerekmektedir....
Gerekçe: Sebepsiz zenginleşme, geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir sebebe ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Hukuki işlemin borç doğurmasının sebebi irade açıklamasıdır. Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının sebebi kişinin iradesi dışında malvarlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumetin dava dışı TEDAŞ'a yöneltilmesi gerektiğini, ayrıca müvekkilinin davacı kurum tarafından temerrüde düşürülmediğini, bu nedenle faiz talebinin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davanın husumet yönünden reddine dair verilen hüküm davacı tarafça temyiz edilmiş ve Dairemizin 24.01.2012 günlü ve 2012/622 E. 1501 K. sayılı ilamıyla; (...Davalının görevli olduğu TEDAŞ tarafından emekliye sevk edilmesi sonucu 15.03.2003 tarihinde davacı tarafından bağlanan emekli aylığının, emeklilik işleminin iptal edildiği 31.03.2005 tarihine kadar davalıya ödendiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu durumda, sebepsiz zenginleşen kişinin TEDAŞ değil davalının olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü, sebepsiz zenginleşme kurumunun en önemli özelliklerinden biri olan şahsilik prensibi gereğince, kime karşı zenginleşme olduysa ona karşı talepte bulunulması gerekir....
“…Sebepsiz zenginleşme alacaklıya, ikinci derecede ( tali nitelikte ) bir dava hakkı temin eder. Malvarlığındaki azalmanın başka asli nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelemez…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.02.2010 T. 2010/13-93 E. 2010/88 K.) Talep edilen alacak veya tazminat haksız fiilden kaynaklanıyorsa kusurlu bir hareketle veya kusursuz sorumluluğu gerektiren bir nedenle doğan zarara ilişkindir. Sözleşmeye dayanıyorsa bir irade açıklamasına dayalıdır. Her iki hâlde de bunun bir sebebe dayanmadığı ileri sürülemez. Sebepsiz zenginleşmede ise haksız iktisap, geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalıdır. Sözleşme ilişkisinin bulunduğu hâllerde bu zenginleşme irade açıklamasına, haksız fiilde ise sorumluluk gerektiren ve Kanunlarda haksız fiil olarak düzenlenen bir eyleme dayalı olduğundan zenginleşmenin sebepsiz olduğundan söz edilemez....
KARŞI OY YAZISI Dava, bir kamu kurumu tarafından idari bir karar ile maaş, sağlık ödemesi v.s. ad altında ilgilisine ödeme yapıldıktan ve kendisine ödeme yapılan ilgilinin kendisine ödeme yapılmasını gerektiren koşulları taşımadığının anlaşılması üzerine kamu kurumunca ödemeye ilişkin kararın iptal edilmesinden sonra, dayanaksız kalan ödemelerin ilgilisinden geri istenmesine (sebepsiz zenginleşme nedeniyle) ilişkin kamu kurumunun açtığı bir davadır. Kamu kurumunun (idarenin) ödeme yapılmasına ilişkin kararı nasıl bir idari işlem ise, ödeme yapılmasına ilişkin kararın dayanağı olan koşulların kalmaması veya bulunmadığının anlaşılması üzerine kamu kurumunca (idarece) ödemenin iptaline ilişkin kararı da idari bir işlemdir....
Yerel Mahkeme, gerek bozulan ilk kararında ve gerekse direnme kararında, davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğini kabul etmiştir. Bu noktada, önce sebepsiz zenginleşme kavramı ve hukuksal işlemlerden doğan borçlardan farkının açıklanması gerekmektedir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Borçlar Kanununun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır....
Dava, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre açılmıştır. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak iade isteminde bulunulabilmesi için, bir tarafın malvarlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir. Buna göre sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Zenginleşen, başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. (TBK m.77/1) Bunun için de, öncelikle iade borcunun kapsamı belirlenmeli, fakirleşme ve zenginleşme zamanı tesbit edilmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı olarak açılan davada verilen mahkeme kararına dayalı olarak talep edilen ihtiyati hacze ilişkin olduğundan kararın temyizen incelemesi görevi 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....