Maddenin genel hükümlere atfı, 5510 sayılı Yasanın 97. ve diğer maddelerinde fazla veya yersiz ödemeden kaynaklanan Kurum alacağı yönünden, düzenlemeye yer verilmemiş olması karşısında; fazla ve yersiz ödemeden kaynaklanan Kurum alacağı yönünden zamanaşımı konusunun genel hükümlerden hareketle çözümü gerekmektedir. ../... -3- Ayrıca, sebepsiz zenginleşme hukuksal temeline dayalı davaların da kamu kurum ve kuruluşları açısından Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinde öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresinin başlangıcı, o kurum ve kuruluşların yetkili kişi veya organlarının verdiğini, istirdada haklı olduğunu öğrendiği tarih olup, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 16.09.1987 t.,1987/9-68 E.,1987/618 K.), davalının mahkemece, iyi niyetli kabul edilmemesi dosya içeriğine uygun bulunmakla birlikte, ölüm aylığından kaynaklanan yersiz ödemeleri iade yükümünün 5510 sayılı yasanın 96. maddesi hükmü uyarınca belirlenmesi gereği üzerinde durulmaması, diğer taraftan, davalının ödeme emri tebliği üzerine süresi...
Dava konusu alacak, sosyal yardım ödemelerinden eksik gelir ve damga vergisi kesilmesi nedeniyle davalıya yapılan fazla ödemenin tahsiline ilişkindir. Fazla ödemenin idarenin bir şart tasarrufuna dayanmadığı, salt hatalı ödemeden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. TBK'nın 77/1. maddesine göre, zenginleşen başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı; TBK'nın 79 ve 80. maddelerde "aynen geri verme ilkesi"ne göre düzenlenmiştir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir....
Mahkemece; davanın kabulü ile 15.481,93 TL'nin ödeme tarihlerinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm tüm davalı vekilllerince temyiz edilmiştir. Davada, davalıya hatalı ve yersiz ödemede bulunulduğu ileri sürülerek; yapılan 15.481,93 TL'nin fazla ödemenin faiziyle tahsili talep edilmektedir. Borçlar Kanununun 62.maddesi(TBK.'nun 78.maddesi) gereğince, borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Somut olayda, idarenin yanlış da olsa herhangi bir şart tasarrufu bulunmamaktadır. Ortada, salt hatalı ödeme işlemi bulunmakla, idarenin bu işlem nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak, genel mahkemede dava açması olanaklıdır. Bu bağlamda, mahkemece somut olaya TBK.'nun 77. (Borçlar Kanununun 61.) ve devamı maddelerinde düzenlenen, sebepsiz zenginleşme nitelendirmesi yapılmasında isabetsizlik bulunmamaktadır....
Bu durumda davacı 3. şahsın yaptığı ödeme ile takip borçlusu borcundan kurtulmuş aynı şekilde takip alacaklısı ise alacağını borçlu olmayan 3.kişiden tahsil ederek sebepsiz zenginleşmiştir. Davacı tarafın dava dilekçesinde, borçlu şirket ile herhangi bir bağı olmamasına rağmen haciz baskısı altında takip borcuna istinaden ödeme yapmış olması sebebiyle söz konusu bedelin tahsili istemi sebepsiz zenginleşme iddiasına dayanmaktadır....
Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Yanlışlık eda ile ilgili olup, edada bulunan da bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 117.maddesi "Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur....
Davada, davalıya yersiz ödenen fazla alacağın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan tahsili istenmiştir. Mahkemenin dayandığı Danıştay İçtihadı Birleştirme kararı ile çözümlenen husus, hatalı intibak veya hatalı terfi gibi bir şart tasarrufun sonradan idare tarafından geri alınması halinde, daha önce bu şart tasarrufa dayanılarak memura yapılmış olan fazla ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri isteminin idare hukuku ilkelerine göre mümkün olup olmadığına ilişkindir. Bu Danıştay İBK.nın idare tarafından yapılan bütün ödemelere uygulanması halinde, idarenin haksız iktisap kurallarından hiçbir zaman yararlanamaması ve memurların yapmış oldukları bütün hatalı ödemelerin idare tarafından gerek ödeme yapılan kişilerden gerekse ödemeyi yapandan geri alamaması gibi bir sonuç doğuracağı ve bunun da idareyi işlemez duruma getireceği gerekçesiyle savunulamayacağı Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 5.12.1984 tarih 387/997 sayılı kararı ile kabul edilmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesi ise, taraflar arasında kira sözleşmesi bulunmayıp talebin sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkin olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda davacılar, murislerinden intikal eden taşınmazın kiraya verilmiş olduğunu, murisin eşi tarafından kira bedellerinin tahsil edildiğini belirterek davacıların veraset belgesine göre paylarına düşen kira bedelinin tahsilini talep etmektedirler. Davacıların iddiasına göre taraflar arasındaki temel ilişkinin kira sözleşmesi kapsamında değil sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak davası niteliğinde olduğu gözetildiğinde, buna göre uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 09.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı, TÜİK uzman ve uzman yardımcılarına denetim tazminatı ödenmesinin mümkün olmadığı halde davalıya yersiz ödeme yapıldığını beyanla 3.459,37 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; ödemenin hatalı olmadığını, 60 günlük dava açma süresi geçirildikten sonra açılan davanın yersiz olduğunu davanın reddine karar verilmesini dilemiştir....
Maddesi yönünden “...sigortalının dul eşi evlenirse aylığı kesilir…” hükmü öngörmüş olup; davalının, tekrar evlendiği için ölüm aylığının kesilmesi gerektiği belirgindir. 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi ile 506 sayılı Yasada yer almayan yeni bir düzenleme getirilmiş, sebepsiz zenginleşmenin kasıtlı kusurlu davranıştan veya Kurumun hatalı işleminden kaynaklanmasına bağlı olarak istirdadı mümkün ödeme miktarları belirlenmiştir. Kapsam belirlendikten sonra, ilgilinin Kurumdan alacağı yoksa geri alma işleminin genel hükümlere göre yapılacağı öngörülmüştür. 5510 sayılı Yasanın geçici maddelerinde ise, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğini öngören herhangi bir kural yer almamaktadır.Belirtilen nedenlerle; 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi hükmünün, Kurumun yersiz ödemeden kaynaklanan alacakları konusunda süren uyuşmazlıklara uygulanması gerekmektedir....
Dava konusu alacak, sosyal yardım ödemelerinden eksik gelir ve damga vergisi kesilmesi nedeniyle davalıya yapılan fazla ödemenin tahsiline ilişkindir. Dava konusu fazla ödemenin, idarenin bir şart tasarrufuna dayanmadığı, salt hatalı ödemeden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. TBK. m.77/1'e göre; zenginleşen başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı; TBK. m. 79 ve 80'de "aynen geri verme ilkesi"ne göre düzenlenmiştir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir....