WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüm bu nedenlerle davacının istinaf talebinin HMK 353/1- b-2 maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının düzeltilerek ortadan kaldırılmasına, davanın reddi ve %10 para cezasına hükmedilmesine dairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- Davacının istinaf talebinin HMK 353/1/b/2 maddesi gereğince kabulü ile Küçükçekmece 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 05/11/2020 gün, 2020/438 E. 2020/557 K....

KARŞI OY Dairemizin 15.11.2022 gün ve 2022/2280 Esas, 2022/6906 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılarak davacılar vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüyle hükmün onanması görüşünde olduğumdan, sayın çoğunluğun karar düzeltme talebinin reddi kararına katılamıyorum....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 1-Satış işlemlerinin durdurulması talebinin reddi yönünden; İcra mahkemesi kararlarından hangilerinin temyiz olunabileceği özel hükümlerle ve genel olarak da İİK'nun 363. maddesinde birer birer açıklanıp gösterilmiştir. Bunların dışında kalan mahkeme kararları kesindir....

      Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına, satışın umum arasında, açık artırma usulüyle yapılacağının ve satış bedelinin tapu kaydı ve mirasçılık belgesindeki paylar oranında dağıtılacağının anlaşılmasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve taşınmaz malın satış bedelinden payına düşecek paranın %09.9 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 18.40.-TL’nın mahsubu ile bakiyesinin temyiz edenden alınmasına, 02.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        - K A R A R - Şikayetçi vekili borçluya ait taşınmazların satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde üst sıraya alınan alacaklının haciz talebi olmamasına rağmen haciz konulduğunu, bu haczin geçerli olmadığını; 21.09.2006 tarihli satış talebinin reddedildiğini ve ilk haciz düşmeden yenisinin konulamayacağını; öte yandan vergi alacağının öncelikli olmadığını ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Aleyhine şikâyet olunan vekili şikayetin reddi gerektiğini savunmuştur. İcra Mahkemesince aleyhine şikâyet olunanın 21.09.2006 günü satış talebinde bulunduğu ve 25.09.2006 günü masrafı da avans olarak yatırdığı, bu nedenle haczin ayakta bulunduğu; vergi alacağı için konulan haczin de satış tarihinden önce infaz edildiğinden Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 21/I maddesine uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş; hüküm şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          - K A R A R - Şikayetçi vekili borçluya ait taşınmazların satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde üst sıraya alınan alacaklının haciz talebi olmamasına rağmen haciz konulduğunu, bu haczin geçerli olmadığını; 21.09.2006 tarihli satış talebinin reddedildiğini ve ilk haciz düşmeden yenisinin konulamayacağını; öte yandan vergi alacağının öncelikli olmadığını ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Aleyhine şikâyet olunan vekili şikayetin reddi gerektiğini savunmuştur. İcra Mahkemesince aleyhine şikâyet olunanın 21.09.2006 günü satış talebinde bulunduğu ve 25.09.2006 günü masrafı da avans olarak yatırdığı, bu nedenle haczin ayakta bulunduğu; vergi alacağı için konulan haczin de satış tarihinden önce infaz edildiğinden Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 21/I maddesine uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş; hüküm şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            İİK'nun 134/2. maddesinde; "İhalenin feshini, Borçlar Kanunu'nun 226. maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler, yurt içinde bir adres göstermek koşuluyla icra mahkemesinden şikayet yolu ile ihale tarihinden itibaren 7 gün içinde isteyebilirler" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, ihale tarihinin 27.11.2000 tarihinde olduğu ihalenin feshi davasının ise 16.02.2001 tarihinde açıldığı gerekçesi ile ihalenin feshi talebinin süre yönünden reddine, davacının ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına mahkumiyetine karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 134. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesine göre; işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde, davacının para cezasına mahkûm edilemeyeceği öngörülmektedir. Bu durumda, şikayetçi ...'...

              Davacı taraf her ne kadar taşınmazın cebri icra ile satışının durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesini talep etmişse de haciz alacaklılarının iş bu dosyanın tarafı olmadığı, haricen haczin kaldırılmasına yönelik açılmış bir davanın olmadığı, davacı tarafın hacizlerden ari olarak tescil edilmesi yönünden de bir talebinin olmadığı tedbir kararının ancak dosyanın taraflar hakkında verilebileceği mahkemenin değerlendirmesinin doğru olduğu anlaşılmakla ihtiyati tedbir talebinin reddi kararı usul ve yasaya aykırı bulunmamakla davacı vekilinin istinaf itirazının HMK'nın 353/(1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              maddeleri hükmüne uygun olarak hacizden itibaren yasal iki yıllık süre içerisinde satış istemediği ve şikayete konu taşınmaz üzerindeki haczin düşmüş olduğu açıktır. Ayrıca, mahkemece, ilk satış talep tarihi olarak 10.01.2007 tarihi esas alınarak sonuca gidildiği görülmektedir. Ne var ki, anılan satış talebinin şikayete konu taşınmaza ilişkin olmadığı ve takip dosyası kapsamında haczedilen diğer taşınmazlara yönelik satış isteminde bulunulduğu kuşkusuzdur. O halde, mahkemece, haciz kalkmış bulunduğundan taşınmazın satışının gerçekleştirilmesinin usulsüz olduğu gözetilerek şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

                Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 21/02/2014 tarihli 2013/1 E. 2014/1 sayılı Kararı ile de ilk derece mahkemelerince verilen ihtiyati tedbir taleplerinin reddi veya bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilen kararların temyiz yoluyla incelenemeyeceğine karar verildiğinden temyiz talebinin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile, hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacı tarafa yükletilmesine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan harcın yatırana iadesine, 28/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu