WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gerek, davalılar .... ile ...... arasında 04.03.1994 ve 08.06.1995 tarihlerinde .....Noteriği’ndeki satış vaadi sözleşmelerinin düzenlendiği, gerekse, dava dışı ..... ile ...... arasındaki satış vaadi sözleşmesinin davalı ... tarafından temliki alındığı 22.08.1994 günü davacının dayandığı satış vaadi sözleşmesinin tapu kütüğünden terkin edilmediği anlaşılmaktadır. Bunun yanında, 02.05.2011 günü temyiz edilmeksizin kesinleşen .....Asliye Hukuk Mahkemesi’nde davalı ...’in anılan sözleşmelere dayanarak davalı ...’ye karşı açarak görülmekte olan davanın konusunu oluşturan payı adına tescilini sağladığı dava sırasında da davacının dayandığı satış vaadi sözleşmesinin tapu kütüğünden terkin edilmediği görülmektedir. TMK’nın 1010. maddesi uyarınca tasarruf yetkisi kısıtlamaları, şerh verilmekle taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı da ileri sürülebilir....

    un baba oğul oldukları ve satış vaadi sözleşmesinin aralarında muvazaalı olarak düzenlendiği ileri sürülmüş ise de, dosya kapsamı ile toplanan tüm deliller ve tanık beyanları muvazaayı ispata yeterli değildir. Satış bedelinin ödenmediği yönündeki savunmanın da satış vaadi sözleşmesinde bedelin ödendiğinin yazılı olması karşısında yazılı delille ispatı gerekmektedir. Şu duruma göre; kök muris Mehmet Türkel'in veraset ilamı getirilerek dosyaya konulmalı, Mehmet Türkel'in dava konusu taşınmazlarda 1/3 pay maliki bulunmasına göre eşi 'in miras payı belirlenmelidir. 'in veraset ilamına göre davacı ... mirasçısı değildir. Taşınmazlar elbirliği mülkiyeti durumunda bulunduğundan satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunmamaktadır....

      KARAR Davacı, 22.11.1996 tarihli noterden düzenlenen taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi ile davalının kaba inşaat halindeki daireyi satmayı taahhüt ettiğini, davalıya 675,00 TL ödeme yaptığını, sözleşmede 01.04.1997 tarihinde tapuda ferağ verilmesinin kararlaştırılmasına rağmen yerine getirilmediğini, satış sözleşmesinin ifasınında imkansız hale geldiğini ileri sürerek gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali ile davalıya ödenen 675,00 TL.'nin denkleştirici adalet ilkesi gereğince dava tarihi itibariyle günümüz şartlarına uyarlanarak tespiti ve davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, edimlerin yerine getirilmesinin imar yasası gereği mümkün olmadığından arsa malikleri ile yapılan sözleşmenin feshedildiğini, bedelin iadesi talebinin zamanaşımına uğradını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir....

        Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 28/02/2017 tarihinde verilen dilekçeyle asıl davada satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat karşı davada satış vaadi sözleşmesinin iptali talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 12/09/2018 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü. KARAR Asıl dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat; karşı dava, satış vaadi sözleşmesinin iptali istemlerine ilişkindir....

          Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Ancak, davacı tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her türlü delille kanıtlayabilir. Olayımıza gelince; davacı vekili birleşen davaya konu payların tapuda satış bedellerinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmiştir. Davacı, bedelde muvazaa iddiasında bulunduğuna göre bu iddiasını kanıtlaması gerekir. Satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlaması mümkündür. Ancak bu konuda dinlenen tanıklar ... ve ... ile mahkemece dinlenmesine yer olmadığına karar verilen tanıklardan ... satış sözleşmesinin tarafı olduğundan beyanlarına itibar edilemez....

            ın bu taşınmazı 03.06.2009 tarihli noter satış vaadi sözleşmesi ile diğer davalı ...'e satışını vaat ettiğini, bedelini alarak zilyetliğini devrettiğini, davalı ...'in de satış vaadi sözleşmesi ile satın almış olduğu bu taşınmazı 20.07.2009 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile kendisine satışını vaat ettiğini, bedelin tümüyle ödenerek zilyetliğin devredildiğini belirtmiş, tapu kaydının iptali ile adına tesciline, bu mümkün olmadığı takdirde dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle belirlenecek bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ..., yasal süre geçtikten sonra verdiği cevap dilekçesinde; husumet itirazında bulunmuş, davalılar arasındaki satış vaadi sözleşmesinin 25.12.2009 tarihli fesihname ile feshedildiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... cevap vermemiştir. Mahkeme, tapu iptali ve tescil davasının reddine, 1.976,68 TL'nin davalı ...'...

              Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden (6098 sayılı TBK m. 29) alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi (6098 sayılı TBK m. 237) ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin gerçekte taşınmaz mülkiyetinin ileride devredilmesi amacıyla değil alacağın teminatı olmak üzere yapılması halinde geçersiz olan bu sözleşmeye dayanarak mülkiyetin nakli talep edilemez....

                Somut olayda, Mahkemece karar duruşmasında davanın kabulü ile dava konusu 29.04.2013 tarihli 6765 sayılı araç satış sözleşmesinin iptaline karar verildiği açıklanmasına rağmen gerekçeli kararda davalılardan ... aleyhine açılan satış sözleşmesinin iptali davasının kabulü ile ... plaka sayılı araca ilişkin 29.4.2013 tarihli 06765 sayılı araç satış sözleşmesinin iptaline diğer üç davalı aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine, aracın davacı adına tescili talebinin reddine karar verilmiş olduğu görülmektedir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.7.2002 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinin iptali ve elatmanın önlenmesi, karşı dava olarak tapu iptal tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine, karşı davanın kabulüne dair verilen 7.3.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin iptali, Karşı dava ise, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın reddine, 31.5.2001 günlü biçimine uygun düzenlenen satış vaadi sözleşmesi nedeniyle satışı vaad olunan 111 ada 8 ve 113 ada 2 parsel sayılı taşınmazlardaki murise ait payın davalı ve karşı davacı adına tesciline karar verilmiştir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 01.06.2011 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.12.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından duruşmalı olarak istenilmekle duruşma isteminin değerden reddi ile süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

                      UYAP Entegrasyonu